Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında 03.02.2015 tarihli Yönetmelik’in uygulanamaz olarak gözüken bir kısım hükümlerine karşı Türk Dişhekimleri Birliği Danıştay’da bir dava açmıştı.
Yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle 21.02.2017 tarihinde açılan dava Danıştay 15. Daire’de görüldü. TDB, Danıştay’ın yürütmenin durdurulması kararı verdiği maddeler ile ilgili bir açıklama yayınladı.
TDB’nin kendi sayfasında da yayınladığı ayrıntılı açıklamayı aşağıda okuyabilirsiniz.
Sağlık kuruluşlarında totem tabela yasak iken, Yönetmelik değişikliği ile bir takım şartların yerine getirilmesi halinde muayenehaneler dışındaki özel sağlık kuruluşlarının totem tabela kullanabilecekleri belirtilmişti. Kararda, mevzuatımıza göre tabiplik ve diş tabipliği mesleklerine ve tedavi müesseselerine, ticari bir görünüm verilemeyeceği, hekimlerin reklam yapmasının ve bu reklamlardan yararlanarak talep yaratmaya yönelik ve diğer sağlık kuruluşları aleyhine rekabet oluşturmasının yasak olduğu açıklandıktan sonra; “Yönetmeliğin ilk halinde, seyyar tabela veya totem tabela, afiş ve benzeri gibi tabela ve cisimlerin, Yönetmelik kapsamında sağlık kuruluşu lehine talep yaratmaya yönelik, benzer sağlık kuruluşları aleyhine ise haksız rekabet yaratacak nitelikte olduğu ve sağlık kuruluşuna ticari bir görünüm kazandırdığı kabul edilerek kullanımı yasaklanmış iken, dava konusu değişiklik ile hangi saik gözetilerek totem tabelanın sayılanlar arasından çıkarıldığı ve serbest hale getirildiği anlaşılamamıştır” denilmiştir. Ayrıca, yine Sağlık Bakanlığı tarafından çıkartılmış olan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 25 inci maddesinde eczanelerin totem tabela kullanmasını yasakladığına da vurgu yapılarak, özel sağlık kuruluşlarının totem tabela kullanmalarına izin veren 26 ncı maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinin Yönetmeliğin çıkartılma amacıyla da bağdaşmadığı vurgulanarak hukuka aykırı bulunmuştur. Tıp merkezi ve özel hastanelerin diş hekimleri tarafından kullanılabilmesi
Yönetmeliğin 19. maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, Ek 9’da belirtilen cerrahi işlemlerin ilgili uzman diş hekimi tarafından genel anestezi müdahale ünitesi bulunan ADSM’ler ile tıp merkezleri ve özel hastanelerin ameliyathane ve genel anestezi müdahale ünitelerinde yapabileceği; mesleğini serbest icra eden diş hekimleri/uzmanlar, hastalarının Ek-9’daki cerrahi işlemler dışında kalan genel anestezi ve sedasyon altında yapılacak tanı ve tedavi işlemlerini ADSM’ler bünyesinde bulunan Sedasyon ve Genel Anestezi Biriminde yapabilecekleri belirtiliştir. Ağız, diş ve çene cerrahisi uzmanlarının yapabileceği belirtilen bir kısım cerrahi işlemler dışında, genel anestezi altında ve/veya ameliyathanede yapılması gereken pek çok tıbbi işlem bulunduğu ve bütün diş hekimlerinin yetkisinde olan bu işlemlerin sadece ADSM’ler bünyesinde bulunan Sedasyon ve Genel Anestezi Biriminde yapılabileceği şeklinde anlaşılan hükmün yürütmesinin durdurulması istenilmiştir. Danıştay 15. Daire tarafından yapılan değerlendirmede, kuralın farklı şekilde anlaşılması gerektiği belirtilerek bu anlam bağlamında hukuka aykırılık olmadığı ifade edilmiştir: “Söz konusu madde incelendiğinde mesleğini serbest icra eden diş hekimleri/uzmanların, hastalarının Ek-9’daki cerrahi işlemler dışında kalan genel anestezi ve sedasyon altında yapılacak tanı ve tedavi işlemlerini ADSM’ler bünyesinde bulunan Sedasyon ve Genel Anestezi Biriminde yapabileceklerinin düzenlendiği, bununla birlikte bu işlemlerin daha donanımlı genel anestezi müdahale ünitesi bulunan ADSM’ler ile tıp merkezleri ve özel hastanelerin ameliyathane ve genel anestezi müdahale ünitelerinde yapılmalarında ise herhangi bir engelin bulunmadığı görülmekle birlikte, hükmün yazılışından, mesleğini serbest icra eden diş hekimleri/uzmanların bu yerlerde söz konusu işlemleri evleviyetle yapabileceklerinin anlaşılması gerektiği ortadadır.” Bu durumda, ilgili kuralın, bütün diş hekimlerinin gerektiğinde bütün sağlık kurum ve kuruluşlarından yararlanmalarının önünde bir engel olmadığı şeklinde anlaşılıp uygulanması gereklidir. Sağlık Bakanlığının da uygulama işlemlerini buna göre yapacaktır. Teknik inceleme ekibi belirli olmalı ve ekipte Oda temsilcisi diş hekimine yer verilmelidir
Özel sağlık kuruluşlarının ruhsata esas incelemelerini yapacak olan teknik inceleme ekibinde diş hekimleri odasından bir temsilcinin de yer alması gerektiği belirtilerek açılan davada Danıştay 15. Daire tarafından 2015/1803 E. sayılı Karar ile yürütmenin durdurulmasına kara verilmişti. Bakanlık, 23.12.2016 tarihinde Yönetmelikte yaptığı değişiklikte bu maddede de düzenleme yapmıştır. Ancak bu değişiklik, teknik inceleme ekibinde Danıştay Kararına uygun olarak diş hekimleri odası temsilcisine yer vermek yerine, bu ekibi bütünüyle ortadan kaldıran, işlemlerin Müdürlük tarafından yapılacağı şeklinde belirsiz biçimde kural koyan niteliktedir. Danıştay Kararında, Daire’nin 27.10.2015 tarih ve 2015/1803 E. sayılı Kararında bu konuyla ilgili gerekçeye de yer verildikten sonra; “Yönetmelik kapsamında yer alan sağlık kuruluşlarının açılması sırasında yapılacak incelemelerde denetim ekibinde oda temsilcisi bir diş hekiminin olması gerektiğinin amaçlandığı, değişikliğin bu haliyle hâsıl olması beklenen amacın gerçekleştirilmediği anlaşıldığından dava konusu "Müdürlük" ibarelerinde hukuka uyarlık görülmemiştir.” gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir. Denetimle ilgili kurallar belirli olmalıdır
Yönetmeliğin 28. maddesinde, sağlık kuruluşlarının denetiminin kimler tarafından, hangi sıklıkta ve nasıl yapılacağı ile denetimlerde nelerin denetleneceğine ilişkin kurallar bulunmakta iken 23.12.2016 tarihinde yapılan değişiklikle bütün bu detaylar kaldırılmış, soyut ifadelerle belirsizlik yaratılmış; yönetmelikte düzenlenmesi gereken konular Bakanlıkça belirlenir şeklinde düzenlenmiştir. 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 9. maddesindeki kuralı hatırlatan Daire Kararında "…davalı idarenin, sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespiti ve denetimi ile ilgili hususları çıkaracağı Yönetmelikle düzenleme görevi ve yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, Kanun, belirtilen hususların yönetmelikle düzenlenmesini öngördüğünden, davalı idarenin Kanun’dan kaynaklanan düzenleme yetkisini Kanun’da belirtildiği gibi yönetmelik çıkarmak suretiyle kullanması zorunludur." saptamasında bulunulmuştur. Buna bağlı olarak “Yönetmeliğin 28 inci maddesi ile; Müdürlükçe yapılacak denetimlerde görev alacak personelin nitelikleri ve sayısı ile kullanılacak denetim formlarına ilişkin hususların Yönetmelikle düzenlenmeyip Bakanlıkça çıkarılacak alt düzenlemelerle belirleneceğinin öngörülmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle söz konusu hükmün yürütmesi durdurulmuştur.
*********
Sağlık kuruluşlarında totem tabela yasak iken, Yönetmelik değişikliği ile bir takım şartların yerine getirilmesi halinde muayenehaneler dışındaki özel sağlık kuruluşlarının totem tabela kullanabilecekleri belirtilmişti. Kararda, mevzuatımıza göre tabiplik ve diş tabipliği mesleklerine ve tedavi müesseselerine, ticari bir görünüm verilemeyeceği, hekimlerin reklam yapmasının ve bu reklamlardan yararlanarak talep yaratmaya yönelik ve diğer sağlık kuruluşları aleyhine rekabet oluşturmasının yasak olduğu açıklandıktan sonra; “Yönetmeliğin ilk halinde, seyyar tabela veya totem tabela, afiş ve benzeri gibi tabela ve cisimlerin, Yönetmelik kapsamında sağlık kuruluşu lehine talep yaratmaya yönelik, benzer sağlık kuruluşları aleyhine ise haksız rekabet yaratacak nitelikte olduğu ve sağlık kuruluşuna ticari bir görünüm kazandırdığı kabul edilerek kullanımı yasaklanmış iken, dava konusu değişiklik ile hangi saik gözetilerek totem tabelanın sayılanlar arasından çıkarıldığı ve serbest hale getirildiği anlaşılamamıştır” denilmiştir. Ayrıca, yine Sağlık Bakanlığı tarafından çıkartılmış olan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 25 inci maddesinde eczanelerin totem tabela kullanmasını yasakladığına da vurgu yapılarak, özel sağlık kuruluşlarının totem tabela kullanmalarına izin veren 26 ncı maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinin Yönetmeliğin çıkartılma amacıyla da bağdaşmadığı vurgulanarak hukuka aykırı bulunmuştur. Tıp merkezi ve özel hastanelerin diş hekimleri tarafından kullanılabilmesi
Yönetmeliğin 19. maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, Ek 9’da belirtilen cerrahi işlemlerin ilgili uzman diş hekimi tarafından genel anestezi müdahale ünitesi bulunan ADSM’ler ile tıp merkezleri ve özel hastanelerin ameliyathane ve genel anestezi müdahale ünitelerinde yapabileceği; mesleğini serbest icra eden diş hekimleri/uzmanlar, hastalarının Ek-9’daki cerrahi işlemler dışında kalan genel anestezi ve sedasyon altında yapılacak tanı ve tedavi işlemlerini ADSM’ler bünyesinde bulunan Sedasyon ve Genel Anestezi Biriminde yapabilecekleri belirtiliştir. Ağız, diş ve çene cerrahisi uzmanlarının yapabileceği belirtilen bir kısım cerrahi işlemler dışında, genel anestezi altında ve/veya ameliyathanede yapılması gereken pek çok tıbbi işlem bulunduğu ve bütün diş hekimlerinin yetkisinde olan bu işlemlerin sadece ADSM’ler bünyesinde bulunan Sedasyon ve Genel Anestezi Biriminde yapılabileceği şeklinde anlaşılan hükmün yürütmesinin durdurulması istenilmiştir. Danıştay 15. Daire tarafından yapılan değerlendirmede, kuralın farklı şekilde anlaşılması gerektiği belirtilerek bu anlam bağlamında hukuka aykırılık olmadığı ifade edilmiştir: “Söz konusu madde incelendiğinde mesleğini serbest icra eden diş hekimleri/uzmanların, hastalarının Ek-9’daki cerrahi işlemler dışında kalan genel anestezi ve sedasyon altında yapılacak tanı ve tedavi işlemlerini ADSM’ler bünyesinde bulunan Sedasyon ve Genel Anestezi Biriminde yapabileceklerinin düzenlendiği, bununla birlikte bu işlemlerin daha donanımlı genel anestezi müdahale ünitesi bulunan ADSM’ler ile tıp merkezleri ve özel hastanelerin ameliyathane ve genel anestezi müdahale ünitelerinde yapılmalarında ise herhangi bir engelin bulunmadığı görülmekle birlikte, hükmün yazılışından, mesleğini serbest icra eden diş hekimleri/uzmanların bu yerlerde söz konusu işlemleri evleviyetle yapabileceklerinin anlaşılması gerektiği ortadadır.” Bu durumda, ilgili kuralın, bütün diş hekimlerinin gerektiğinde bütün sağlık kurum ve kuruluşlarından yararlanmalarının önünde bir engel olmadığı şeklinde anlaşılıp uygulanması gereklidir. Sağlık Bakanlığının da uygulama işlemlerini buna göre yapacaktır. Teknik inceleme ekibi belirli olmalı ve ekipte Oda temsilcisi diş hekimine yer verilmelidir
Özel sağlık kuruluşlarının ruhsata esas incelemelerini yapacak olan teknik inceleme ekibinde diş hekimleri odasından bir temsilcinin de yer alması gerektiği belirtilerek açılan davada Danıştay 15. Daire tarafından 2015/1803 E. sayılı Karar ile yürütmenin durdurulmasına kara verilmişti. Bakanlık, 23.12.2016 tarihinde Yönetmelikte yaptığı değişiklikte bu maddede de düzenleme yapmıştır. Ancak bu değişiklik, teknik inceleme ekibinde Danıştay Kararına uygun olarak diş hekimleri odası temsilcisine yer vermek yerine, bu ekibi bütünüyle ortadan kaldıran, işlemlerin Müdürlük tarafından yapılacağı şeklinde belirsiz biçimde kural koyan niteliktedir. Danıştay Kararında, Daire’nin 27.10.2015 tarih ve 2015/1803 E. sayılı Kararında bu konuyla ilgili gerekçeye de yer verildikten sonra; “Yönetmelik kapsamında yer alan sağlık kuruluşlarının açılması sırasında yapılacak incelemelerde denetim ekibinde oda temsilcisi bir diş hekiminin olması gerektiğinin amaçlandığı, değişikliğin bu haliyle hâsıl olması beklenen amacın gerçekleştirilmediği anlaşıldığından dava konusu "Müdürlük" ibarelerinde hukuka uyarlık görülmemiştir.” gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir. Denetimle ilgili kurallar belirli olmalıdır
Yönetmeliğin 28. maddesinde, sağlık kuruluşlarının denetiminin kimler tarafından, hangi sıklıkta ve nasıl yapılacağı ile denetimlerde nelerin denetleneceğine ilişkin kurallar bulunmakta iken 23.12.2016 tarihinde yapılan değişiklikle bütün bu detaylar kaldırılmış, soyut ifadelerle belirsizlik yaratılmış; yönetmelikte düzenlenmesi gereken konular Bakanlıkça belirlenir şeklinde düzenlenmiştir. 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 9. maddesindeki kuralı hatırlatan Daire Kararında "…davalı idarenin, sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespiti ve denetimi ile ilgili hususları çıkaracağı Yönetmelikle düzenleme görevi ve yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, Kanun, belirtilen hususların yönetmelikle düzenlenmesini öngördüğünden, davalı idarenin Kanun’dan kaynaklanan düzenleme yetkisini Kanun’da belirtildiği gibi yönetmelik çıkarmak suretiyle kullanması zorunludur." saptamasında bulunulmuştur. Buna bağlı olarak “Yönetmeliğin 28 inci maddesi ile; Müdürlükçe yapılacak denetimlerde görev alacak personelin nitelikleri ve sayısı ile kullanılacak denetim formlarına ilişkin hususların Yönetmelikle düzenlenmeyip Bakanlıkça çıkarılacak alt düzenlemelerle belirleneceğinin öngörülmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle söz konusu hükmün yürütmesi durdurulmuştur.