Ben Murat Devrent. 25 yıllık diş hekimiyim. Eşim Dt. Şencan Yılmaz Devrent ile birlikte çalışıyoruz.
Devrent Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’nin tasarımını değiştirmeye nasıl karar verdiniz?
Mevcut muayenehanemiz artık ihtiyaçlarımıza cevap veremez hale gelmişti. Yeni nesil olarak aramıza katılacak olan büyük oğlumuz diş hekimi Atakan Devrent ile de birlikte yeni bir mekan arayışına girdik. Araştırmalarımız sonucunda İstanbul Gaziosmanpaşa’da çok merkezi konumda bulunan gördüğünüz bu mekanı seçtik.
220 metrekare alan, oldukça ferah tasarlanmış. Düzenleme sırasında profesyonel bir destek aldınız mı? Aldıysanız bu süreci bizimle paylaşır mısınız?
Yeni kliniğimizin tasarımına tek başımıza karar vermek istemedik. Buna yeterli vakit ayıramazdık. Bu sebeple profesyonel destek arayışına girdik. Meslektaşlarımızdan Dt Levent Yaren vasıtasıyla tanıştığımız Dent Mimarlık’tan Mimar Dalga Balcı, bu konuda bize yardımcı olmak istediğini belirtti. Gerekli görüşmeler tamamlandıktan sonra projeler, üç boyutlu tasarımlar düzenlendi ve kliniğimizin mimari tasarımı bu şekilde ortaya konuldu.
Dental sektörde kalıplaşmış klasik tasarımlardan çok farklı, yenilikçi ve vizyoner bir bakış açısına sahip mimarlık firmamızın aynı zamanda sağlık sektöründe deneyimli ve mevzuata da hakim olması bizim için büyük bir avantaj oldu. Mimarımız, poliklinik yerinin seçiminden başlayarak, polikliniğin açılışı ve sonrasında da tüm süreçlerde hep bizimleydi. Dent Mimarlık’la olan bu bağlarımız halen ilk günkü yakınlığında devam etmektedir.
Sterilizasyon ünitenizden bahsedebilir misiniz? Şeffaf bölme ile ayrılmasına dikkat etmişsiniz.
Sterilizasyon, bir kliniğin en önemli kriterlerinden biridir. Hastalarımızın sterilizasyon ve hijyen konusunda hiçbir tereddüt yaşamamaları için, sterilizasyon odasının özellikle hasta görüş alanında ve şeffaf olmasını istedik. Hastamıza verdiğimiz bu güven, tedavinin tüm süreçlerinde pozitif bir etki sağlamaktadır.
Dinlenme odası görüyorum. Ergonomiye de önem veriyorsunuz anlaşılan.
Diş Hekimliği stresli ve yoğun tempolu bir meslek olduğundan çalışma aralarında bizler ve çalışanların dinlenmesi için uygun bir bölüm olmasına dikkat ettik. Ergonominin oluşması için tecrübelerimizin yanı sıra Mimar Dalga Balcı’dan da fikir aldık. Gerek hastalarımızın, gerekse biz hekim ve çalışanlarımızın azami konforunu gözeterek oluşturduk. Estetik ve ergonominin en ideal şekilde birleşmesine dikkat ettik. Polikliniğimizin engelli, yaşlı ve çocuk hastalarımıza uygun şekilde tasarlandığını da özellikle belirtmek isterim.
Tasarımdan biraz dışarı çıkalım. Ayrıca bir arşiv odası var. Hasta kayıtlarının düzgün tutulmasının öneminden de kısaca bahsedebilir misiniz?
Hasta kayıtlarının düzgün tutulması, hangi hekim tarafından, ne zaman ve hangi tedavinin uygulandığını gösterir en önemli vesikalardır. Hasta bazen geçmişte yapılan tedavilerin zamanını hatırlamayabilir. Bu kayıtlar bize net bilgi verir. Tüm hasta kayıtlarının ve tıbbi dokümantasyonun yönetmeliklere uygun bir şekilde titizlikle tutulması ve saklanması en çok önem verdiğimiz hususlardan biridir.
Hastalar genellikle muayenehanelere çekinerek gelirler. Sizde dental fobi yaşayan hastalarınızın rahatlaması için herhangi özel bir çalışma bulunuyor mu?
Kliniğe gelen hastalar akut ağrılı olabilir. Mekanın temiz, aydınlık ve ferah olması ilk etapta bir güven oluşturmalı ve hasta stresini azaltarak rahatlatmalıdır. Bu konuya özellikle önem verdik ve polikliniğimizin konsept tasarımında, mimarımızın tavsiyesiyle canlı ve neşeli bir renk olan sarıyı seçtik. Polikliniğimize gelen hastamızın dental fobisini, bu sıcak ve pozitif mekana adım attığı anda %50 oranında azaltıyoruz zaten.
Daha sonra ise hasta ile görüşmemizde öncelikle ağrısını gidermek için yapılması gereken tedavileri kendisine izah ediyor, yapılacak tedavinin ağrısız ve kolay olması için tüm tedavi planını hastaya anlatıyoruz. Bize güven duyması için hekimden çok bir arkadaş gibi teskin edici konuşmalar yaparak tüm stresini yenmesine destek oluyoruz. Hastamızı önce neşeli ve sıcak atmosferimizle karşılıyor, polikliniğimizden ayrılırken de tedavimizle gülümsetiyoruz, hem de artık çok daha güzel gülümseyen dişlerle.
Çocuklar için de oyun parkı düzenlemişsiniz. Bu dizaynda nelere dikkat ettiniz ve tedavi sırasında onların korkuları için başka işlemler uyguluyor musunuz?
Özellikle çocuk hastalar kliniğe çekinerek ve korkuyla gelirler. Bunu aşmak için onların tanıdığı ve en çok sevdiği çizgi karakterlerin olduğu, oyuncaklarla dolu bir bölüm oluşturarak, onların kendilerini güvende hissedeceği eğlenceli bir alan yarattık. Hatta ebeveynleri tedavi olurken, çocukları da oyun odasında keyifli zaman geçirmeyi seviyorlar. “Dişçi korkusu”nu çocukluk döneminde yenmek en doğrusudur. Bu yüzden miniklerimize ayrı bir özen göstererek, onları cesaretlendiriyor ve motive ediyoruz. Böylelikle onların yaşamları boyunca sağlıklı diş bakımı bilinci ve periyodik diş hekimi ziyareti alışkanlığı kazanmalarını hedefliyoruz.
Yeni yatırımınızın geri dönüşleri etkili olmaya başladı mı?
Yeni polikliniğimizi açarken hasta memnuniyeti ve hizmet kalitemizi artırmanın yanı sıra ticari performansımızı da daha fazla ortaya çıkarma gayemiz vardı tabii. Türkiye’de sağlık sektörü yeniden şekilleniyor. Ağız ve diş sağlığı sektörü büyüyen bir pazar. Doğru zamanda, doğru yatırımı yaparak biz de bu sektördeki konumumuzu güçlendirdik ve aldığımız finansal sonuçlar da bunu doğruluyor.
Muayenehane, poliklinik vs. açmayı veya mevcut yerlerini yeniden dizayn etmeyi düşünen meslektaşlarınıza hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Bu tarz bir yer oluşturmak için öncelikle hastanın rahat edeceği bir mekan düzenlenmesine dikkat edilmelidir. Hekim ve çalışanları için pozitif ve sıcak bir ortam çok önemlidir. Unutmayınız ki, hastalarınız genellikle sizden önce kliniğiniz ile tanışırlar. Bu konuda hastalarımıza, çalışanlarımıza ve biz hekimlere bu güzel ve huzurlu çalışma ortamını yaratan Dent Mimarlık ailesine teşekkür ederiz.
Röportaj: Elif Taman (VYG)
Fotoğraf: Dent Mimarlık