Diş Hekimliği Fakültesi Açılma Hızı Nüfus Artış Hızından Fazla

Ülkemizde birbiri ardına açılan diş hekimliği fakülteleri kaygı verici boyutlara ulaştı. Nüfus artış hızı azalırken fakülte sayıları hızla artıyor. Mevcut öğretim görevlisi sayısı da açılan fakülteler için yeterli düzeyde değil. Sağlıkta insangücü planlaması yapılmadan açılan bu fakülteler, önümüzdeki yıllarda diş hekimlerinin işsizler ordusuna katılacağının habercisi!
Diş Hekimliği Fakültesi Açılma Hızı Nüfus Artış Hızından Fazla Diş Hekimliği Fakültesi Açılma Hızı Nüfus Artış Hızından Fazla
Diş Hekimliği Fakültesi Açılma Hızı Nüfus Artış Hızından Fazla

Ülkemizde diş hekimliği alanında yıllardır tartışılan ama çözülmeyen sorunlar var. Ağız diş sağlığı kültürünün gelişmemiş olması, koruyucu ağız diş sağlığı programlarının yeterince uygulanamaması dikkat çeken sorunların başında geliyor. İnsan gücü planlaması ilkeleriyle bağdaşmayacak şekilde birbiri ardına açılan dişhekimliği fakülteleri ve öğrenci kontenjanlarındaki artış ise kaygı verici. Diş hekimliğinde insan gücü planlamasının yapılmaması ve yetersiz eğitimci kadrolarına rağmen yeni diş hekimliği fakülteleri açılması önemli bir sorun oluşturuyor.

Öğretim Elemanı Sayısı Yeterli Değil

Reklam

Türk Dişhekimleri Birliği tarafından yapılan açıklamada, bu önemli konunun altı çiziliyor: “Türkiye'de nüfus artış hızında belirgin bir azalma vardır. Ama dişhekimliği fakülteleri açılma oranları nüfus artışından çok daha fazladır. Eğitim kalitesi açısından bu koşullarda mevcut öğretim üyesi sayıları da yeni açılan fakülteler için yeterli olmadığı, bu durumun da YÖK istatistiklerinde de belirtildiği görülmektedir.

Öğrenci ve fakülte sayısının anormal artışı ile öğretim üyesi artışı aynı oranda olmamıştır. 2002 yılında 649 olan öğretim üyesi sayısı 2017 yılında 1812 olarak görülmektedir.Ülkemizdeki ilk 18 dişhekimliği fakültesinde Türkiye'deki toplam 622 profesör öğretim üyesinin 497'si görevlidir. Aynı şekilde bu fakültelerde Türkiye'deki toplam 303 doçentin 214’ü çalışmaktadır. Buradaki tablo 2002 yılı sonrası üretilen 66 fakültenin eğitim süreçlerinin büyük bir ağırlığını neredeyse sadece doktor öğretim üyelerine dayanarak yürüttüklerini göstermektedir. Dişhekimliği eğitimi gibi hem klinik eğitimin hem teorik eğitimin ağır olduğu bir sürecin yürütülmesi için yeterli öğretim elemanı desteğinin de bu yeni üretilen çok sayıdaki fakülte için yeterli olmadığı YÖK istatistik verilerinde de açığa çıkmaktadır”.

Plansız Açılan Fakültelerin Sonucu İşsiz Kalan Diş Hekimleri Olacak

Türk Dişhekimleri Birliği’nin açıklamasında, ülke kaynaklarının verimli kullanılması gerektiği belirtilirken konunun önemi, “Ülkemizde; gelişmiş ülkelere göre tüm yaş gruplarında yaygın olan diş ve diş eti hastalıklarının dişhekimlerinin sayısının artırılması ile çözümü mümkün olmayacaktır. Koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerine öncelik veren, insangücü planlamasını; ihtiyaç, talep ve nüfus kriterlerine göre belirleyen ulusal sağlık politikaları oluşturulmadan, diş ve diş eti hastalıklarının çağdaş ülke seviyelerine getirilmesi mümkün değildir” ifadeleri ile vurgulanıyor.

Açıklamada açılan diş hekimliği fakültelerine dair rakamlar da yer aldı: “2002 yılında 19 olan dişhekimliği fakülte sayısı bugün 95'e çıkmıştır (95 diş hekimliği fakültesinin 66’sında eğitim verilmektedir. Gelecek yıllarda diğer fakültelerde de eğitim başlayacaktır). 2005 yılında 960 olan kontenjan sayısı ise 2020’de 66 fakültede 6421’e ulaşmıştır. Önlem alınmaz ise önümüzdeki 10 yıl içerisinde, ülkemizin önemli insangücü olan diş hekimleri işsiz kalacak ve bulabilirler ise mesleğinin dışında başka alanlarda çalışmaları kaçınılmaz olacaktır”.

Yıllık Kontenjan Artışı Yüzde 8,8

Geçmiş 10 yılda olduğu gibi gelecek 10 yılda da yeni fakülteler ve kontenjan artırımlarının genel ortalaması olan yıllık yüzde 8,8 kontenjan artışı olması durumunda, 2028 sonrası için tam bir felaket tablosu ile karşı karşıya kalacağımız öngörülüyor.

Rakamlara bakıldığında durum daha net anlaşılmakta… 2020 yılından itibaren diş hekimliği fakültelerine öğrenci alınmasının durdurulması ve mevcut öğrencilerin beş yıl içinde mezun olması durumunda 2022 yılına kadar 20.450 diş hekimi mezun olacak. Toplam diş hekimi sayısı 50.622 ve bir diş hekimine düşen nüfus 1673 olarak gerçekleşecek. 2019 yılından sonra yeni bir fakülte açılmazsa ve eğitime başlamamış fakülteler eğitime başlarsa 2028 yılında ülkemizdeki diş hekimi sayısı 90.000’i aşacaktır. O günkü tahmini TUİK verilerine göre Türkiye nüfusu 88.645.000 civarında olacak ve diş hekimi başına düşen kişi sayısı 970 olacaktır.

Bu Kadar Diş Hekimine İhtiyaç Var mı?

Gelişmiş ülkelerde diş hekimine başvuru sıklığının yıllık kişi başı 5, ülkemizde ise 0.9 olduğuna değinilen açıklamada, Avrupa Birliği ülkelerinde diş hekimi başına düşen kişi sayısının ortalama 1500, Türkiye’de ise 2300 civarında olduğuna işaret ediliyor. Bu koşullarda daha fazla diş hekimine ihtiyacımızın olmadığı görülüyor. Türk Dişhekimleri Birliği’nin ülke kaynaklarının israf edilmemesi, bu zor ve pahalı bir bölümde eğitim alan gençlerin işsiz kalmasını önlemek adına tavsiyesi, insangücü planlaması yapılmadan diş hekimliği fakültesi açılmaması, henüz eğitime başlamamış olan fakültelerin kapatılması, eğitim veren fakültelerde kontenjanların azaltılması yönünde.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir