Dental Turizmde İlk Adım, Doğru Pazar Araştırması

Dental turizm yolculuğuna çıkarken işe nereden başlamalı, süreç istendiği gibi gitmiyorsa sorunu nerede aramalı? Sağlık turizmi eğitimleri veren Ahmet Yardımcı Academy’nin kurucusu olan, aynı zamanda Nobel Biocare ile Dental Turizm Akademisi’ni hayata geçiren Ahmet Yardımcı’ya, bu konuda merak edilenleri ve en sık yapılan hataları sorduk. Röportajın tamamını, Dişhekimliği Dergisi’nin 148’inci sayısından okuyabilirsiniz.
Dental Turizmde İlk Adım, Doğru Pazar Araştırması Dental Turizmde İlk Adım, Doğru Pazar Araştırması
Dental Turizmde İlk Adım, Doğru Pazar Araştırması

Ahmet Yardımcı Academy olarak ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Ahmet Yardımcı Academy olarak sağlık turizmi sektöründe faaliyet gösteren klinik, hastane, sağlık turizmi acenteleri ya da sektöre destek veren firmalara, çeşitli konularda danışmanlık ve eğitim hizmetleri sağlıyoruz. Öncelikle danışanlarımızın ihtiyaçlarını tespit ediyor ve daha sonra bu ihtiyaçları firma ile önceliklendirip konusunda tecrübe ve ihtisas sahibi ekibimiz ile süreçleri takvimlendiriyor ve yürütüyoruz.

Reklam

Dental Turizm pastasından pay almak isteyen klinik ve sağlık tesisleri, işe nereden başlamalı, nasıl bir yol izlemeli?

Öncelikle tavsiyem, işletme ya da kliniğin ilk adımı doğru bir pazar araştırması ve hedef kitlenin belirlenmesi ile atması yönünde olacaktır. Hangi ülkelerden potansiyel hastaların daha fazla ilgi gösterebileceğini belirlemek ve bu hedef kitleye odaklanmak oldukça faydalı olabilir. Bu tür bir analiz, hangi sağlık hizmetlerinin hangi coğrafi bölgelerde daha fazla talep gördüğünü anlamak için bir kılavuz olabilir. Bu şekilde, sağlık tesisleri ve tedavi sağlayıcıları, hedef kitlelerine daha etkili bir şekilde ulaşabilir ve onların ihtiyaçlarını karşılamak adına stratejiler geliştirebilirler. Belirli tedavilerde ön plana çıkmak, uzman olunan konuya odaklanmak da fark yaratma konusunda etkili olacaktır. Hasta memnuniyetini ön planda tutmak, uluslararası standartlarda hizmet sunabilmek, iş birlikleri ve ağ oluşturmak sağlık turizmi yapmak isteyen kliniklerin güçlü bir konum elde etmeleri için olmazsa olmaz adımlardır diyebiliriz.

Bu süreç tamamlandıktan sonra olmazsa olmaz ikinci adım ise satış özelinde stratejik hedefleme çalışması yapmaktır. Satış ekiplerinin özgüven ve motivasyona ihtiyacı olacaktır. Bunu sağlamanın yolu da nereye ulaşmaları gerektiğinin net olarak anlatılmasından geçer. Akıllı hedef ile yola çıkmak demek süreçlerin tamamını ölçebileceksiniz demektir. Bu sayede de yönetilebilir yani sürdürülebilir bir yapıya kavuşursunuz.

Sağlık tesisleri, hedef koyarken ve uygulamada en çok hangi hataları yapıyor?

Sorunuz, kısmen cevabını da içinde barındırıyor aslında. Sağlık turizmi sektörü genelde hedef koymuyor. “Bize 5-10 ya da 100-150 hasta gelse yeter” yaklaşımı çok hâkim. Ama aslında fıtratında hassas dengeler barındıran bir sektör. Doğru hedefleme ile başlamayan süreç yönetimi, yeterlilik göstermeyen satış ekipleri, akıllı hedefleme yapılmamış pazarlama bütçeleri ve müşteri memnuniyetini önceliği yapmayan işletmelerin başarılı olması beklenemez. Adaptasyon hızı yüksek, kriz yönetimi güçlü ve müşteri odaklı işletmeler daha güçlü konum alacak ve daha yüksek başarılar elde edecektir.

En çok yapılan hatalar konusunda birinci sıraya hangisini koyarsınız derseniz, insan kaynakları derim. Kurumlar gerek hedef koyarken gerekse uygulamada en büyük hataları bu alanda yapıyorlar.

Sağlık turizmi hastası ya da müşterisi, ihtiyacını karşılamak için ilk tercih olarak kendi ülkesinin imkanlarını araştırıyor. Kendi ya da ülkesinin imkanları ihtiyacını karşılamaya yetersiz olduğu için de farklı ülkelerde gerçekleştirmeye mecbur kalıyor. Dolayısıyla genelde süreçler mutsuz ve güvensiz başlıyor. O sebeple de tüm deneyim yolculuğu sürecinde güvenebileceklere insanlar arıyorlar.

Hekimlerimizin yetkinlikleri Dünya standardının çok üzerinde olsa da güven sürecinin tamamlanmasına yetmiyor. Hasta, sürecin tamamında ona dokunan kim varsa hepsine güvenmek ve anlaşılmak istiyor. Bu süreçte en az hekimin yetkinliği kadar kritik olan faktör, mutlu, eğitimli ve motive olmuş ekip oluyor. İşletmelerin bu faktörü göz ardı etmemesi ve insan kaynağına yatırım yapması gerekiyor.

Tabii bu konuyu sadece işletmelere bırakmak da doğru değil. Sektörün bu eğitimleri sağlayacak alternatiflere de sahip olması gerekiyor. Yani bizlere de çok iş düşüyor diyebiliriz.

Röportajın tamamı, Dişhekimliği Dergisi’nin 148’inci sayısında yayınlanmıştır. Dergi, vyg.com.tr adresindeki VYG Dijital Dergi Kütüphanesi’nde ilk 30 gün boyunca ücretsiz okunabilir. Bir üyelik açmak yeterli.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir