Maksillofasiyal radyolojinin geleceği parlak Sayın Şirin kısaca sizi tanıyabilir miyiz? 1946 yılında İstanbulda doğdum. 1969da İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesini bitirdim. Vatani görevimi tamamladıktan sonra 1972 yılında fakültenin Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalına asistan olarak girdim. O zamanlar anabilim dalının çatısı altında Konservatif Diş Tedavisi, Endodonti, Oral Diagnoz ve Radyoloji bilim dalları bulunuyordu. 1979 yılında doçent, 1988de de profesör unvanlarını aldım. 2001 yılında Oral Diagnoz ve Radyoloji Anabilim Dalı kuruldu. Kuruluşundan itibaren anabilim dalının başkanlığını yürütüyorum. Aynı zamanda iki yıldır, Oral Diagnoz ve Maksillofasiyal Radyoloji Derneğinin Başkanlığını yapıyorum. Oral Diagnoz ve Maksillofasiyal Radyoloji Derneğini tanıtarak faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Sizin de bildiğiniz gibi derneklerin kurulmasının belirli amaçları vardır. Bütün tıp fakülteleri incelendiğinde, söz konusu anabilim dallarının isimlerini ya da benzerlerini taşıyan dernekler vardır. Bu durum dişhekimliği için de geçerlidir. Fakültelerin kaynakları kısıtlıdır . Dolayısıyla anabilim dalına destek olmak amacıyla kurulan dernekler sayesinde maddi ve manevi anlamda çeşitli yardım ve destekler alabilirsiniz. Aldığınız bu desteği de anabilim dalında kullanabilirsiniz. Özellikle kongre ve sempozyum gibi etkinliklerin gerçekleştirilmesinde derneklerin önemli rolleri olur. Oral Diagnoz ve Maksillofasiyal Radyoloji Derneği, Prof. Dr. Nuri Yazıcıoğlu tarafından 1997 yılında kuruldu. Hemen akabinde de bilimsel sempozyumlar yapmaya başlandı. Bütün dişhekimliği fakültelerinin oral diagnoz ve radyoloji anabilim dallarıyla çok iyi iletişimimizz var. Geçtiğimiz Ekim ayında yerli ve yabancı konukların katılımıyla bir sempozyum gerçekleştirdik. Bu da bizim için büyük bir övünç kaynağı oldu. Derneğin amacı, oral diagnoz ve radyoloji anabilim dalına destek olmanın yanında anabilim dalının gerçekleştiremeyeceği konularda da dışarıya açılmasını sağlamaktır. Oral diagnoz ve radyoloji kavramlarını yaymak olarak ana amacımızı tanımlayabiliriz. Yeri gelmişken altını çizmek istiyorum, biz diğer derneklerden farklı olarak iki farklı konsepti bir araya getiriyoruz. Maksillofasiyal bölgedeki dento-maksillofasiyal radyoloji bilimini anlatır. Oral diagnoz ise, dişhekimliğinin dahiliyesi diyebileceğimiz bir kavramdır. Dişhekimliğinin ağız içerisindeki her türlü olayın genel sistemle ilişkisini araştıran bir alandır. Esasında bunları tam olarak birbirinden ayırmak olası değildir. Zaten radyolojinin olmadığı yerde hekimlik de olmaz. Derneğinizin kaç üyesi bulunuyor? Derneğimizin Türkiye genelinde yaklaşık 120 üyesi mevcut. Üyelerimiz ya oral diagnoz uzmanıdır ya da uzman olabilecek kişilerden oluşmaktadır.Bu konuya ilgi duyan tüm meslektaşlarımızada kapımız açıktır. Oral Diagnoz ve Maksillofasiyal Radyoloji Derneğinin şu ana kadar yaptığı bilimsel etkinliklerden bahsedebilir misiniz? Geçtiğimiz Ekim ayında dördüncü sempozyumumuzu yaptık. Sempozyumda bilimsel tema olarak tanı ve lazer, radyoloji ve implantı işledik. Program içindeki konferansların yanında tanı amaçlı lazer kullanımı konusunda bir de kurs düzenlendi. TDB 100. Yıl Etkinlikleri çerçevesinde 11-13 Nisan 2008 tarihlerinde yapılacak Kocaeli-Sakarya Bölgesel Bilimsel Toplantısında 12 Nisan Cumartesi günü beşinci sempozyumumuzu düzenleyeceğiz. TDBnin büyük bir jestiyle yapacağımız bu etkinlikte Prof. Dr. Pelin Güneri Haberci ağız lezyonları, Prof. Dr. Tamer Erdem Dişhekimliğinde implantların planlanmasında radyolojik gelişmeler, Prof. Dr. İlknur Özcan Stres ve dişhekimliğinde yeri konularında sunumlar yapacaklar. Sempozyumlarımızın katılımcı profillerine bakıldığında çalıştığımız alana ilgi duyan dişhekimlerinin takip ettiğini gözlemliyoruz. Eğer etkinliklerde meslektaşlarımızın ilgisini çekecek konular üzerinde yoğunlaşabilirseniz sempozyum ve konferansların yeterli ilgiyi toplayacağını düşünüyorum. Özellikle de muayenehane pratiğine uygun güncel konuların gündeme getirilmesi gerekiyor. Türk dişhekimleri arasında radyoloji ne oranda kullanılıyor? Bir dişhekiminin muayenehanesinde olması gereken aletlerden biri röntgen apareyidir. Bunların bulunmadığı bir muayenehane düşünülemez. Ülkemizdeki muayenehanelerin tamamına yakınında bu apareylerin olduğunu görebilirsiniz. Fakültelerden mezun olarak muayenehanelerini açan dişhekimleri röntgen cihazlarını kullanma gibi haklara sahipler. Hekimlerimiz bizlerden öğrendikleri bilgilerle çalışmalarını sürdürüyorlar. Bundan sonrası ise kendilerini yetiştirmeleriyle ilgilidir. Yalnız son zamanlarda, dişhekimleri odaları ile beraber organize edilen radyoloji kurslarını İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesinden Prof. Dr. Tamer Erdem, Ege Üniversitesinden Prof. Dr. Güniz Şen ve Dr. Sinan Horasan kurslar da eğitim vermeye başladılar. Çok da büyük bir talep görüyor. Hekimlerin kişisel gelişimleri açısından bunun önemli olduğu kanaatindeyim. Maksillofasiyal radyolojide kullanılan cihazların kaliteleri hakkında neler söylemek istersiniz? Kalite göreceli bir kavramdır. Meslektaşlarımız ihtiyaçlarına göre bu cihazları tercih etmelidirler. Ayrıca kullandığmız cihazlar radyasyon ürettiği için dikkatli seçim yapmak gerekmektedir. Bu nedenle, firma ve cihaz seçiminde çok dikkatli olmak gerekiyor. Özellikle, düşük radyasyon üreten cihazlar daha çok tercih nedenidir. Türkiye ve dünyada radyolojinin geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Maksillofasiyal radyolojinin geleceğinin parlak olduğunu düşünüyorum. Fakat ülkemiz bu alanda biraz yavaş gidiyor. En büyük sıkıntılarımızdan biri bilgi sahibi olmayanların fikir sahibi olarak ön plana çıkma isteğinde bulunmalarıdır. Bu durum mesleğimize zarar veriyor.
Oral Diagnoz ve Maksillofasiyal Radyoloji Derneği, oral diagnoz ve radyoloji kavramlarını yaymak, bu alanda bilimsel çalışmalar yaparak dişhekimliği camiasına katkıda bulunmak amacıyla 1997 yılında kuruldu. Şu ana kadar dört bilimsel sempozyuma imza atan dernek, beşinci sempozyumunu 12 Nisan Cumartesi günü gerçekleştirecek. Derneğin başkanlığını yürüten İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Şirin, maksillofasiyal radyolojide kullanılan cihazların büyük firmalar tarafından geliştirildiğini, dolayısıyla da dişhekimlerinin bunları rahatlıkla kullanabileceklerini söylüyor.
Add a comment