İDO Başkanı Düğencioğlu:

İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Mustafa Düğencioğlu : “Kamu, serbest çalışan dişhekimlerinden eşit koşullarda hizmet almalı” 6200 üyesiyle Türkiye’nin en büyük dişhekimleri odası olan İstanbul Dişhekimleri Odası’nın (İDO) iki dönemdir başkanlığını yürüten Dişhekimi Mustafa Düğencioğlu ile dişhekimliğinin gündemindeki konuları ve odanın faaliyetlerini konuştuk. 
İDO Başkanı Düğencioğlu: İDO Başkanı Düğencioğlu:
İDO Başkanı Düğencioğlu:

“Kamu, serbest çalışan dişhekimlerinden eşit koşullarda hizmet almalı”


 


6200 üyesiyle Türkiye’nin en büyük dişhekimleri odası olan İstanbul Dişhekimleri Odası’nın (İDO) iki dönemdir başkanlığını yürüten Dişhekimi Mustafa Düğencioğlu ile dişhekimliğinin gündemindeki konuları ve odanın faaliyetlerini konuştuk.   


 


Sayın Düğencioğlu, kısaca sizi tanıyabilir miyiz?


Serbest dişhekimiyim. Önceki yıllarda odanın çeşitli komisyonlarında çalışıyordum. Geçen dönem de dâhil olmak üzere iki dönemdir İstanbul Dişhekimleri Odası’nın (İDO) Başkanlığı’nı yürütüyorum.


 


Kuruluşundan itibaren İDO’nun faaliyetlerinden söz eder misiniz?


İstanbul Dişhekimleri Odası, 1985 Aralık ayında 3324 sayılı Türk Dişhekimleri Birliği yasasının yürürlüğe girmesinden sonra, Şubat 1986’da ilk kongresiyle çalışmaya başladı. TDB ve odalar kısa bir geçmişe sahip olmalarına rağmen kurumsallaşma adına epeyce yol kat ettiler. Özellikle son yıllardaki kurumsallaşmanın getirdiği gelişmeleri sizler de takip ediyorsunuz. Bunun en önemli nedenlerinin başında dişhekimliği odalarında çalışan iyi ekiplerin bulunması ve bu ekiplerin ağız-diş sağlığına olan bakış açıları yer alıyor. Dişhekimliği sadece hekimler tarafından yapılan bir meslek değildir. Ağız ve diş sağlığı hizmetleri içerisinde birçok öğeyi barındırmaktadır. Fakülteler, firmalar, diş teknisyenleri ve dişhekimi yardımcı personelleri bu camianın ayrılmaz parçasıdır. Dolayısıyla bu bileşenlerin günün şartlarına uygun olarak bilgilendirilmesinde dişhekimeleri odaları ve TDB önemli rol oynamaktadır.


 


Bilindiği gibi 6200’e yakın üyesiyle İstanbul Dişhekimleri Odası, Türk Dişhekimleri Birliği’ne bağlı 33 odanın en büyüğü olup dişhekimlerinin 1/3’nü bünyesinde barındırmaktadır. Bu nedenle de çoğu zaman ağız ve diş sağlığı politikalarında etkin bir rol oynamıştır. Bizden sonra gelen odaların üye sayıları iki binlerin altındadır. Odamıza üyelerimizden aldığımız desteğin yanı sıra, aktivistlerimizin ciddi çalışmaları var. Bugün oda bünyesinde çalışan 200–250 civarında aktivistimiz, 120 ilçe temsilcimiz mevcut. Ayrıca pek çok meslektaşımız komisyonlarda çalışıyor. Odamız üyeleriyle sürekli iletişim kuruyor ve örgütlenmemiz tabana doğru yayılıyor. Aktivistlerimizin çalışmalarını çok önemsiyor ve bu vesileyle kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Çünkü İstanbul gibi 12 milyonluk nüfusa ve 6200 dişhekimine sahip bir metropolde sadece oda yönetiminin bir şeyler yapmaya çalışması mümkün değildir.


 


İstanbul’da ve ülke genelindeki dişhekimlerinin yaşadıkları sıkıntılar nelerdir?


Meslektaşlarımızın yaşadıkları sıkıntıları ülkemizin sahip olduğu sorunlardan soyutlamak mümkün değildir. Son aylarda dünya genelinde büyük bir ekonomik kriz yaşanıyor. Doğal olarak bu krizden olumsuz etkileniyoruz. Fakat dişhekimlerinin son zamanlarda yaşadıkları problemlerin kökeninde geçmiş yıllarda izlenen yanlış politikalara bağlı olarak gelişen olaylar yatıyor. Bizlerin sürekli uyarılarına rağmen maalesef bunlar fark edilmedi ya da edilemedi. Örneğin bizler yeni dişehekimliği fakültelerinin açılmasına karşı olduğumuzu belirtmiştik. 1988 yılından itibaren de kamunun özel muayenehanelerden hizmet alması gerektiğini savunuyoruz. Kurulduğumuz 1986 yılından beri sahte dişhekimlerine karşı sürekli mücadele ettik ve bu konudaki görüşlerimizi ve çalışmalarımızı kamuoyuyla paylaştık.


Uzun yıllardır oda çalışmaları içinde bulunduğum için bu süreçleri gayet iyi biliyorum. Dişhekimlerinin özlük haklarını savunduk. Ayrıca toplumun ağız ve diş sağlığı sorunlarının çözümü açısından dişhekimlerinin coğrafik dağılımının planlı yapılması gerektiğini söyledik. Yani sözün özü, biz sadece meslektaşlarımızın haklarını savunmakla beraber, halkımızın ağız-diş sağlığı sorunlarına da çözüm üretmeye çalıştık. Bu sebeple dişhekimlerimizin işsizleşerek fakirleşmeye başlamaları ve emeklerinin değer kaybetmeleri bizler için çok önemli bir sorun. Dişhekimi muayenehanelerinin kapanmaya başlaması da yine önemli bir sorun olarak karşımızda duruyor.        


 


Gündemdeki önemli konulardan biri de serbest çalışan dişhekimlerinin kamudan hizmet alması. Bu konuda gelinen son nokta hakkında bilgi verir misiniz?


İDO olarak meseleye serbest çalışan dişhekimlerine kaynak aktarmak bağlamında bakmıyoruz. Muayenehane sahibi hekimler ülkemizin önemli kaynakları ve her yerde varlar. Ağız-diş sağlığı sorunu olan bir kişinin tedaviye ulaşması için hekim araması yerine yaşadığı bölgede seçebileceği bir hekime gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Biz kamunun serbest çalışan bütün dişhekimlerinden eşit koşullarda hizmet almasını talep ediyoruz. Her birim muayenehane bizim için çok değerlidir. Kamunun Muayenehanesi Uygunluk Belgesi’ne sahip olan her dişhekiminden bu hizmetleri satın alması gerekir.


 


Yetkililer zaman zaman bu durumun talebi artırabileceğini söylüyorlar. Talebin artacağını söyleyen kesimlere şu örneği veriyoruz. Türkiye’de insanlarımızın yüzde 80 oranında ağız-diş sağlığı sorunu var. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2005 yılında açıkladığı rakamlara göre, Türkiye’de sağlığa 30 milyar dolar harcanmış. Bunun yüzde 47’si sadece ilaca harcanırken, dişhekimliğine yüzde 5 gibi bir rakam harcanmış. Yetkililer talebin olmadığını söylüyorlar. Bu yaklaşım doğru değil. Çünkü ağız ve diş sağlığı hizmetleri halkımızın öncelikli ihtiyaçları arasında yer almıyor. Başlangıçtan itibaren ağız-diş sağlığı genel bir sağlık sorunu olduğu kabul edilip, önleyici hizmetler dâhil tüm tedavi hizmetleri arttırıldığında, hem sağlıklı bir toplum yaratılacaktır hem de insanların ağız-diş sağlığına bakım oranları artacaktır. Son ihtiyaç noktasında yapılan ağız ve diş sağlığı hizmeti tedavi edici nitelikte olduğundan insanlar daha büyük meblağlarla tedavi ediliyorlar. Hâlbuki koruyucu hizmetlere öncelik verilse, hastalık meydana gelmeden önlense çok daha az maliyeti olacak. Kısacası kamunun ve özelin birlikte, birbirini yok etmeden öncelikle koruyucu ağız ve diş sağlığı hizmetleri vermesi gerekiyor. Halkın ağız-diş sağlığı hizmetlerine daha rahat ulaşabilmesi, hekim seçme özgürlüğünü yaşayabilmesi ve tedavilerini her yerde daha rahat yaptırabilmeleri için kamunun başta muayenehaneler olmak üzere özelden hizmet alma gerekliliğini yıllardır savunuyoruz. Önümüzdeki dönemde de bu talebimizi gündemde tutmaya devam edeceğiz.


 


Son zamanlarda sayıları hızla artan Sağlık Bakanlığı’na bağlı Ağız-Diş Sağlığı Merkezleri hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce bu kurumlar muayenehaneleri ne yönde etkiliyor?


İstanbul Dişhekimleri Odası olarak kamunun Ağız-Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM) açmasına karşı değiliz. Kamunun dişhekimlerini istihdam etmesi meslektaşlarımız açısından olumlu bir durum yaratıyor. Ancak dişhekimlerinin yoğun olarak bulunduğu bölgelerde ADSM’lerin açılmasına karşıyız. Aslında bu merkezlerin dişhekimi muayenehanelerinin daha az bulunduğu yerlerde kurulması gerekiyor. Ayrıca bu kurumların muayenehanelerle rekabet eder şekilde oluşturulmasını doğru bulmuyoruz. Buna ek olarak, bu merkezlerin önceliklerini koruyucu hizmetlere vermesinden yanayız. Ne var ki buralarda performans sistemi uygulanıyor ve meslektaşlarımız yarışmacı tarzda çalıştırılıyorlar. Bu durum hekim özgürlüğüyle kesinlikle bağdaşmamaktadır. Dişhekimi olmak için yıllarca emek harcayan bir kişinin bu tür bir sistem içinde mesleğini icra ediyor olması beni son derece rahatsız etmektedir.


 


Önümüzdeki dönemdeki etkinliklerden bahseder misiniz?


TDB Öğrenci Kolu tarafından organize edilen ve İstanbul Dişhekimleri Odası Öğrenci Kolu’nun görev yaptığı TDB 3. Ulusal Öğrenci Kongresi 4–5 Nisan 2009 tarihlerinde İstanbul Küçükyalı’da bulunan Zübeyde Hanım Öğretmen Evi’nde yapılacak. Öğrencilerin kaynaşmaları ve bilimsel katkı açısından kongrenin önemli olduğunu belirtmek istiyorum.


 


Türk Dişhekimleri Birliği 16. Uluslararası Dişhekimliği Kongresi, İstanbul Dişhekimleri Odası tarafından 25–27 Haziran 2009 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. Kongrede dental firmaların yoğun bir şekilde katılacakları fuar, FDI ile ortak çalışmalar, çok güzel bir sosyal program yer alacak. Her zaman olduğu gibi kongrenin meslektaşlarımızdan büyük bir ilgi göreceğini düşünüyoruz. Kongrede dişhekimliğinin bütün bileşenlerini barışçıl biçimde kucaklamak istiyoruz.


 

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir