Bundan 5 ay önce Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Ankarada, en geç Eylül ayında dişhekimliği hizmetlerinin özel sağlık kuruluşlarından da alınacağının sözünü TDB ve 33 oda yöneticilerinin önünde vermişti. Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer 03.09.2009 tarihinde bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalar doğrultusunda muayenehanelerden hizmet alımının bu yıl içinde ve yakın bir zamanda gerçekleşmeyeceğini ifade etmiş, bunun gerekçesi olarak da Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesindeki açıkları göstermiştir.
Hiç bir ciddi yaklaşımda 5 ay içersinde bu derece zıt bir karar alınması mümkün değildir. Devletin sağlık politikası içersinde yer alan bir karar, tam tersine nasıl dönebiliyor akıl erdirmek çok güç. Değişen kişilerle değişen politikalar gösteriyor ki kurumsallaşmaktan uzak kalınmıştır.
Gerekçe olarak gösterilen bütçe açığını 5 ay önce göremeyenler devlet yönetimine nasıl talip oluyorlar, bunu anlamakta da zorlanıyoruz.
Genel sağlık bütçesi içerisinde yaklaşık 60 da biri ayrılan payla yapılması düşünülen ağız diş sağlığı ile ilgili özelden hizmet alımı iptal edilince bu parayla hangi açık kapatılabilecek.
Görüldüğü gibi bu bütçe ile ilgili değil, değişen kişilerle ilgili keyfi bir karardır.
Dünya Sağlık Örgütü sağlığı bir insan hakkı olarak görürken, her zaman tam bir sağlık tanımlaması yapmaktadır. Yani genel sağlığın bir parçası olan ağız ve diş sağlığını da tanımı içerisine almaktadır. Kalp, sindirim ve solunum sistemlerini ilgilendiren bir çok hastalığın altında ağız ve diş sağlığının bozuk olması yatmakta, çocuk gelişiminde sağlıklı bir ağı diş sağlığının ne kadar önemli olduğu tüm dünyada bilinmektedir. Hatta ağız ve diş sağlığı kötü olan anne adaylarında düşük oranı artmaktadır. Bu bilgilerin yanı sıra ülkemizdeki ağız diş sağlığı verileri oldukça kötüdür. Diş çürük oranı %80 lerde, dişeti hastalıkları % 90 lardadır.
Tüm bu bilgiler ve veriler ortadayken ülkemizin ağız ve diş sağlığı politikası yoktur. Açıkçası Sağlık Bakanlığı içerisinde de ağız ve diş sağlığı yoktur. AB kriterleri peşinde koşulurken az gelişmiş ülkelerin ağız diş sorunları ile koşut şartlarda sıkıntılar yaşanmaktadır.
Özelden hizmet alınması sayesinde hizmette yaygınlaşma, hizmete kolay ulaşım gibi avantajlar sağlanacak iken bu sistemin getireceği yararlar göz ardı edilmiştir. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi koruyucu ağız diş sağlığı hizmetlerinin de yaygınlaşması, göz ardı edilmiştir.
TDB ve Odalar bu güne kadar SGK ile görüşmelerde hep toplum ağız diş sağlığı için özverili bir tutum sergilemiş, halk için politikalar üretmesi gerekenler ise diş hekimlerinin bu özverisini görmezden gelmiştir.
Bizler sağlığın özelleştirilmesini değil, özel sağlık kuruluşlarının da halka hizmet veren kuruluşlar olmasını istiyoruz. Bu amaçla aylardır görüşmelerde yer alıyoruz. Ancak halkın böyle sudan sebeplerle sağlığından edilmesine de göz yummayacağız. Biz ağız ve diş sağlığı hizmeti veren hekimler olarak, halkımıza hizmet verecek ulusal bir ağız diş sağlığı politikası istiyoruz, bunun için de bu yapının bir bileşeni olarak elimizden geleni yapacağız.
Ankara Dişhekimleri Odası
Yönetim Kurulu