Normal
0
21
false
false
false
TR
X-NONE
X-NONE
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:”Normal Tablo”;
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-parent:””;
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin:0cm;
mso-para-margin-bottom:.0001pt;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:12.0pt;
font-family:Calibri;
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-language:EN-US;}
Türkiye’de diş hekimliği tarihinde kurulan ilk diş hekimliği eğitim kurumu; 22 Kasım 1908 tarihinde Tıp Fakültesi bünyesinde kurulan “Dişçi Mekteb-i Aliyesi” olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde 22 Kasım, “Diş Hekimliği Günü”; içinde bulunduğu hafta ise “Ağız ve Diş Sağlığı Haftası” olarak kutlanmaktadır.
Diş Malzemeleri ve Sanayici ve İşadamları Derneği (DİŞSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Uçar, diş hekimlerinin 22 Kasım Diş Hekimliği Günü’nü kutlayan mesajında, diş sağlığının önemine işaret ediyor: “Ağız ve diş hastalıkları dünyada en sık görülen sağlık sorunları arasındadır. Yaşam kalitesi açısından önemli kayıplara yol açan ağız ve diş hastalıklarının; şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları, büyüme-gelişme geriliği, erken doğum gibi birçok sağlık sorununun gelişmesinde rol oynadığını gösteren kanıtların sayısı her geçen gün artmaktadır.
Ülkemizde ağız ve diş sağlığı verileri gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmasına rağmen her geçen yıl pozitif yönde gelişme kaydetmektedir. Gelişmiş ülkelerde diş hekimine başvuru sıklığı yılda 5 iken, bizde ortalama 1 olarak gerçekleşiyor. Kişi başı diş fırçası tüketimi yıllık 4 olması gerekirken, ülkemizde bu oran 0,5 olarak gerçekleşmektedir. Gelişmiş ülkelerde yılda ortalama kişi başına 300 gramın üzerinde diş macunu kullanılırken ülkemizde bu oran 110 gramdır. Beş yaşındakilerin yüzde 70’i, 12-15 yaşındakilerin yüzde 61’i, 35-44 yaşındakilerin yüzde 76’sının ağzında çürük diş bulunuyor.
Daha önce Sağlık Bakanlığımıza da belirttiğimiz üzere, “koruyucu hekimliğin” öncelikli ülke politikası olması gerektiğini düşünüyoruz. Böylelikle ağız ve diş sağlığı problemlerinin meydana gelmeden önce koruyucu önlemlerle engellenebileceği, hastalıklar açığa çıktığında ise hızlıca tedavi edilebileceğini düşünüyoruz. Tedavideki gecikme ise ağız diş sağlığı ve genel sağlığı bozarken ayrıca sağlığa ayrılan bütçenin de katlanarak artmasına neden olmaktadır.
Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama 100.000 kişiye 66 diş hekimi düşerken, ülkemizde 35 diş hekimi düşmektedir. 2002 yılında 19 olan diş hekimliği fakültesi sayısı günümüzde 92’ye ulaşmıştır. Mevcut ve yeni açılmakta olan diş hekimliği fakülteleri ile aradaki farkın hızlı bir şekilde kapanmakta olduğu görülmektedir.
Tüm veriler gösteriyor ki halkımızın ağız ve diş sağlığına verdiği önem gün geçtikçe artıyor. Halkımızın diş hekimine dişleri ağrıdığında değil yılda iki sefer kontrol ziyaretleri yapması bilincinin yaygınlaştırılması gerekiyor. Bu konuda gerek devlet kurumlarının gerekse de tüm sivil toplum kuruluşlarının el birliği ile çalışması gerekiyor. Vücut sağlığımızın ağzımızdan başladığı bilinci ile ağız ve diş sağlığı konusunda duyarlılıklarının tüm yıl boyunca devam etmesini dileriz”.