Halk arasında diş gıcırdatma ya da sıkma olarak bilinen “Bruksizm”in bir süre sonra dişlerde, yüz ve çenede ağrıya yol açarak, kronikleşmesi halinde diş kaybına neden olabildiği ve zamanla ağrının kişiyi depresyona sokabildiği bildirildi.
Gazi Üniversitesi (GÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cansu Alpaslan, toplumda diş sıkma alışkanlığının çok yaygın olduğunu ve kişilerin genellikle bu eylemi farkında olmadan yaptıklarını söyledi.
Diş sıkan her kişinin hasta olarak kabul edilmemesi gerektiğini belirten Alpaslan, dişlerde hassasiyet gelişmesi ve kişiye ağrı vermesi halinde ise önlem alınması gerektiğini bildirdi.
Alpaslan, diş sıkmanın dişlerde ve çevre dokularda problemlere neden olduğuna dikkati çekerek, “En çok yüz kaslarına ve çene eklemine zarar vermektedir. Diş yüzeylerinin bozulmasına ve bir süre sonra dişlerin kökten sallanmasına yol açmaktadır. Bu etkiler sonucunda da sağlam olan dişler kaybedilebilmektedir” diye konuştu.
“DİŞLER GENELLİKLE GECE UYKUDA SIKILIYOR”
Diş gıcırdatma ve sıkmanın genellikle gece, uyku sırasında, istemsiz olarak yapıldığını anlatan Alpaslan, “Eylem, 3-5 saniyelik olmasına rağmen ortaya çıkan kuvvet hem dişlere hem de dokulara zarar vermektedir” dedi.
Alpaslan, diş yüzeyinde aşınmaya bağlı “diş ağrısı, sıcak-soğuk hassasiyeti ve kırılmalar” ortaya çıkabildiğine dikkati çekti. Diş gıcırdatma ve sıkmaya bağlı daha ağır bulgulara ise çene ekleminde rastlandığını ifade eden Alpaslan, şunları kaydetti:
“Dişlere uygulanan fazla basınca bağlı olarak çenede zamanla kilitlenme ortaya çıkabiliyor, hasta ağzını açamıyor. Sabahları, kişide yorgunluk, gerginlik ve yüzde ağrıya neden olabiliyor.
Sebepsiz gibi görünen ağrı, zamanla kronikleşiyor ve tedavisi güç durumlara yol açıyor. Kronik hale gelen ağrı, kişide depresyona yol açabiliyor. Kişi, bu alışkanlığından kendi başına vazgeçemiyor ve sürekli ağrıyla yaşamak zorunda kalıyor. Kronikleşen ağrı başta, strese, kaygıya ve sinire neden oluyor ve kişiyi depresyona sürüklüyor. Bu da ciddi iş gücü kaybına neden oluyor.”
Alpaslan, diş sıkmaya bağlı ağrıların zaman zaman kulakta hissedildiğini, zaman zaman da baş ağrısı şeklinde kendini gösterdiğini belirterek, “Baş ağrılarının büyük bir kısmı diş sıkmaya bağlıdır. Bu nedenle, gerek çene ekleminde gerek yüzde gerekse de dişlerde sebepsiz ağrılarda mutlaka bir çene cerrahisi uzmanına başvurulmalıdır” diye konuştu.
“İMPLANT YAPILACAK HASTALARDA BU ALIŞKANLIK OLMAMALI”
Diş sıkma ve gıcırdatmanın en önemli sebebinin stres olduğuna dikkati çeken Alpaslan, “Stres dönemi geçtikten sonra da olay devam ediyorsa, bir psikiyatri uzmanına başvurulmalı” dedi.
Alpaslan, stresin yanı sıra bazı ilaçlar ile beslenme şekli ve alışkanlıkların da diş gıcırdatmaya neden olabildiğini belirterek, “Kahve, alkol, sigara kullanımının da azaltılması gerekiyor. Çünkü, bunlar uyarıcı oldukları için sinir sistemini etkiliyor, sıkma ve gıcırdatmayı tetikleyebiliyor” uyarısında bulundu.
Uyku bozuklukları, uyku apnesi ve horlamanın da uyku sırasında diş gıcırdatmanın nedenleri arasında olduğunu ifade eden Alpaslan, bu tür bulgulara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Alpaslan, gündüz dişlerini sıkan kişilerin, bunu fark ettikleri andan itibaren çenelerini serbest bırakılmaları gerektiğini belirtti. Uyku sırasında yaşanan olaylarda ise hekim müdahalesinin gerekli olduğunu vurgulayan Alpaslan, “Bu hastalara ‘gece plağı’ diye adlandırdığımız koruyucu bir aparat yapabiliyoruz.
Uyku sırasında dişlerin birbiriyle temasını engellemek amacıyla alt ve üst çenenin arasına yerleştirilen plaklar basıncı azaltabiliyor ve böylece çevre dokularda oluşacak hasar en alt düzeye indirilebiliyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Alpaslan, diş eksikliklerinde en sık başvurulan tedavi yöntemlerinden biri olan implant (diş ekme) uygulamasında da bruksizme dikkat edilmesi gerektiğini dile getirerek, “Eğer implant yapılacak hastada diş gıcırdatma ya da sıkma alışkanlığı varsa implantlar kaybedilebiliyor. Bu tür alışkanlığı olanların implant adayı hasta olmaması gerekli” dedi.