İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Meriç, Sağlıklı bir yaşam için sağlıklı bir ağız ortamı şarttır diyerek dünyada yapılan son araştırmalara göre Diş çürüğü ve diş eti hastalığı bulunan erkeklerde kansere yakalanma riskinin yüzde 14 gibi yüksek bir orana çıktığını söyledi.
-Avrupada dişhekimliği fakülteleri kapanıyor
Diş hastalıklarının bireye, topluma ve ülkeye yarattığı maliyet açısından en pahalı hastalıklar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Meriç, Kuzey Avrupada diş ve diş eti hastalıklarının nerdeyse sıfırlandığına işaret ederek, Bu ülkelerde artık diş hekimliği fakülteleri kapanıyor. Çünkü diş hekimine ihtiyaç azalıyor. Hayat sigortası gereği kişiler altı ayda hekime gitmek zorundalar. Biz de diş hekimi fakülteleri sürekli artış halinde. Bu iyi haber mi kötü mü bunu bilemiyorum artık. Ancak diş hekimi sayısının artışının ağız ve diş sağlığı açısından tek başına yeterli olmadığı açık. Annelere babalara şimdi çok görev düşüyor. Onların ağzı kötü, hiç olmazsa çocukların dişlerini kurtaralım. Ağız ve diş sağlığı bilincini geliştirirsek 15-20 sene sonra çok sağlıklı bir nesil ortaya çıkabilir. Anne babalar yandı bari çocukları yanmasın dedi.
Sokaktan gelen her 10 kişiden 9u diş eti hastası
ANKAya bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Meriç, rakamların ortaya koyduğu gerçeğin çok olumsuz olduğunu belirterek, Sokaktan geçen her 10 kişiden 9unda diş eti hastalığı var. Yetişkinlerin de yüzde 96.6sı ise çürük tedavisine ihtiyaç duyuyor. Bu çok vahim bir tablo görüşünü ifade etti. Prof. Dr. Meriç diş hastalıkları ile ilgili verileri aktarırken de şu bilgileri verdi:
6 yaş grubunda her 100 çocuktan 19unun ağzında çürük var. Yani her 5 çocuktan birinin sürekli diş dizisinde çürük mevcut. 12-13 yaş grubunda her 100 çocuktan 81 ve 84ünün ağzında çürük var.30-34 yaş grubunda ise 100 kişiden ağzında diş çürüğü olmayan kişi sayısı yalnızca 3. Dişsizlik 30-35 yaş grubunda başlamakta ve 65 üzeri yaş grubunda yüzde 75e ulaşmaktadır. Yani bu oranda insan dişsiz demektir ve protez kullanımı söz konusudur. Bu çok yüksek bir rakam.
Fırça ve macun kullanımı arttı
1990lı yıllarda Türkiyede gerek diş fırçası gerekse macun kullanımı oranlarının çok düşük düzeyde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Meriç 90larda Türkiyede her 4 kişiden 1 kişiye diş fırçası düşüyordu. Şimdi ise her 2 kişiden birinin diş fırçası var. Bu olumsuz durum olsa da yine de olumlu bir gelişme sayılmalı. Endüstri de artık bu alana daha fazla yatırım yapıyor. Çünkü mevcut pastaya ortak olarak bir yere varılamaz. Pastanın büyümesi lazım ki herkes bundan kazançlı çıksın. 90larda Türkiyede yılda 17-20 milyon adet diş fırçası satılırdı. Şimdi bu oran 35-40 milyon adete kadar ulaştı dedi. Prof. Dr. Meriç gelişmiş ülkelerde yılda kişi başına düşen diş fırçası sayısının 3 olduğunu hatırlatarak Sağlıklı bir gelişme için Türkiyenin de bu oranı yakalaması şarttır görüşünü dile getirdi.
Kişi başına düşen macun miktarının 90lı yıllarda 70 gr civarında olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Meriç Şimdi bu oran 110 grama çıktı. Ancak AB ülkeleri ile kıyaslayınca bu oran yine de çok düşük. Kişi başına düşen tüketim İspanyada 264 ml, İtalyada 378 ml, İngilterede 359 ml, Almanyada 457 ml, Fransada 346 ml ve ABDde ise 400 ml düzeyinde bulunuyor diye konuştu.
Sarhoş bile olsanız gece yatmadan dişleri fırçalayın
Gece yatarken mutlaka dişlerin fırçalanması gerektiğini vurgulayan Meriç 36-37 derecelik ağız iç ısısı ve rutubet bakterilerin üremesi için muhteşem bir ortam yaratıyor. Ağızdaki bu bakterilerin hepsi zararlı değil kuşkusuz. Normal şartlarda vücuttaki mikroorganizmaların hemen hemen yarısını içeren ağız, çoğu zararsız yaklaşık 700 ayrı tür ( aşağı yukarı 6 milyar) mikroorganizma barındırıyor. Yatmadan önce bir anlamda 4-5 olan bakteri sayısı gece boyunca -4-5 binlere çıkıyor. Bu nedenle sarhoş bile olsanız, kafanızı bile kaldıramayacak durumda olsanız bile gece yatmadan mutlaka dişleri fırçalamak lazım uyarısını yaptı.
Her türlükanama hastalık belirtisidir
Her 10 kişiden dokuzunda diş ve diş eti hastalığının söz konusu olduğunu ve bunun tek belirtisinin de dişler fırçalandığında ya da sert bir gıda yendiğinde görülen kanamalar olduğunu hatırlatan Prof. Meriç şöyle dedi:
İdrarımızda, dışkımızda kan gördüğümüzde doktora gidiyoruz da ağızda görünce neden gitmiyoruz. Tıp camiasında bir tek kanama normal kabul edilir. O da tümüyle fizyolojik olarak ortaya çıkan kadınlardaki adet kanamasıdır. Onun dışındaki tüm kanamalar patolojiktir, yani hastalık belirtisidir. Lütfen herkes ayağınızı denk alsın ve dişlerde kanama olduğunda doğruca doktora gitsin.
Prof. Meriç, ağız ve diş sağlığı konusunda bilincin çok yetersiz olduğunun altını çizerek Yazılı görsel basında en ufak çarpıcı bir mesaj çıksa hemen ertesi gün diş hekimliği fakültesine başvuran hasta sayısı artıyor. Demek ki insanlar tehlikenin farkına varınca ve bilgilenince ağız ve diş sağlığının önemini kabul ediyor dedi.
-Avrupada dişhekimliği fakülteleri kapanıyor
Diş hastalıklarının bireye, topluma ve ülkeye yarattığı maliyet açısından en pahalı hastalıklar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Meriç, Kuzey Avrupada diş ve diş eti hastalıklarının nerdeyse sıfırlandığına işaret ederek, Bu ülkelerde artık diş hekimliği fakülteleri kapanıyor. Çünkü diş hekimine ihtiyaç azalıyor. Hayat sigortası gereği kişiler altı ayda hekime gitmek zorundalar. Biz de diş hekimi fakülteleri sürekli artış halinde. Bu iyi haber mi kötü mü bunu bilemiyorum artık. Ancak diş hekimi sayısının artışının ağız ve diş sağlığı açısından tek başına yeterli olmadığı açık. Annelere babalara şimdi çok görev düşüyor. Onların ağzı kötü, hiç olmazsa çocukların dişlerini kurtaralım. Ağız ve diş sağlığı bilincini geliştirirsek 15-20 sene sonra çok sağlıklı bir nesil ortaya çıkabilir. Anne babalar yandı bari çocukları yanmasın dedi.
Sokaktan gelen her 10 kişiden 9u diş eti hastası
ANKAya bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Meriç, rakamların ortaya koyduğu gerçeğin çok olumsuz olduğunu belirterek, Sokaktan geçen her 10 kişiden 9unda diş eti hastalığı var. Yetişkinlerin de yüzde 96.6sı ise çürük tedavisine ihtiyaç duyuyor. Bu çok vahim bir tablo görüşünü ifade etti. Prof. Dr. Meriç diş hastalıkları ile ilgili verileri aktarırken de şu bilgileri verdi:
6 yaş grubunda her 100 çocuktan 19unun ağzında çürük var. Yani her 5 çocuktan birinin sürekli diş dizisinde çürük mevcut. 12-13 yaş grubunda her 100 çocuktan 81 ve 84ünün ağzında çürük var.30-34 yaş grubunda ise 100 kişiden ağzında diş çürüğü olmayan kişi sayısı yalnızca 3. Dişsizlik 30-35 yaş grubunda başlamakta ve 65 üzeri yaş grubunda yüzde 75e ulaşmaktadır. Yani bu oranda insan dişsiz demektir ve protez kullanımı söz konusudur. Bu çok yüksek bir rakam.
Fırça ve macun kullanımı arttı
1990lı yıllarda Türkiyede gerek diş fırçası gerekse macun kullanımı oranlarının çok düşük düzeyde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Meriç 90larda Türkiyede her 4 kişiden 1 kişiye diş fırçası düşüyordu. Şimdi ise her 2 kişiden birinin diş fırçası var. Bu olumsuz durum olsa da yine de olumlu bir gelişme sayılmalı. Endüstri de artık bu alana daha fazla yatırım yapıyor. Çünkü mevcut pastaya ortak olarak bir yere varılamaz. Pastanın büyümesi lazım ki herkes bundan kazançlı çıksın. 90larda Türkiyede yılda 17-20 milyon adet diş fırçası satılırdı. Şimdi bu oran 35-40 milyon adete kadar ulaştı dedi. Prof. Dr. Meriç gelişmiş ülkelerde yılda kişi başına düşen diş fırçası sayısının 3 olduğunu hatırlatarak Sağlıklı bir gelişme için Türkiyenin de bu oranı yakalaması şarttır görüşünü dile getirdi.
Kişi başına düşen macun miktarının 90lı yıllarda 70 gr civarında olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Meriç Şimdi bu oran 110 grama çıktı. Ancak AB ülkeleri ile kıyaslayınca bu oran yine de çok düşük. Kişi başına düşen tüketim İspanyada 264 ml, İtalyada 378 ml, İngilterede 359 ml, Almanyada 457 ml, Fransada 346 ml ve ABDde ise 400 ml düzeyinde bulunuyor diye konuştu.
Sarhoş bile olsanız gece yatmadan dişleri fırçalayın
Gece yatarken mutlaka dişlerin fırçalanması gerektiğini vurgulayan Meriç 36-37 derecelik ağız iç ısısı ve rutubet bakterilerin üremesi için muhteşem bir ortam yaratıyor. Ağızdaki bu bakterilerin hepsi zararlı değil kuşkusuz. Normal şartlarda vücuttaki mikroorganizmaların hemen hemen yarısını içeren ağız, çoğu zararsız yaklaşık 700 ayrı tür ( aşağı yukarı 6 milyar) mikroorganizma barındırıyor. Yatmadan önce bir anlamda 4-5 olan bakteri sayısı gece boyunca -4-5 binlere çıkıyor. Bu nedenle sarhoş bile olsanız, kafanızı bile kaldıramayacak durumda olsanız bile gece yatmadan mutlaka dişleri fırçalamak lazım uyarısını yaptı.
Her türlükanama hastalık belirtisidir
Her 10 kişiden dokuzunda diş ve diş eti hastalığının söz konusu olduğunu ve bunun tek belirtisinin de dişler fırçalandığında ya da sert bir gıda yendiğinde görülen kanamalar olduğunu hatırlatan Prof. Meriç şöyle dedi:
İdrarımızda, dışkımızda kan gördüğümüzde doktora gidiyoruz da ağızda görünce neden gitmiyoruz. Tıp camiasında bir tek kanama normal kabul edilir. O da tümüyle fizyolojik olarak ortaya çıkan kadınlardaki adet kanamasıdır. Onun dışındaki tüm kanamalar patolojiktir, yani hastalık belirtisidir. Lütfen herkes ayağınızı denk alsın ve dişlerde kanama olduğunda doğruca doktora gitsin.
Prof. Meriç, ağız ve diş sağlığı konusunda bilincin çok yetersiz olduğunun altını çizerek Yazılı görsel basında en ufak çarpıcı bir mesaj çıksa hemen ertesi gün diş hekimliği fakültesine başvuran hasta sayısı artıyor. Demek ki insanlar tehlikenin farkına varınca ve bilgilenince ağız ve diş sağlığının önemini kabul ediyor dedi.
Kaynak: Vatan Gazetesi