Fiziki alt yapı sıkıntısı, gerçek anlamda uluslar arası boyutta organizasyon yapılmasını engelliyor

 4500 metrekarelik bir alanda gerçekleştirilmesi planlanan TDB 14. Uluslar arası Dişhekimliği Kongresi’nin bu yıl alan büyüklüğünün yanı sıra organizasyondaki etkinliklerin çeşitliliği ile de geçmiş dönemlerden farklı bir etkinlik olacağını söyleyen Türk Dişhekimleri Birliği ve Kongre Başkanı Celal Korkut Yıldırım ile TDB kongresinin yanı sıra Vestiyer Fuarcılık tarfından düzenlenen “Dental İstanbul Kongresi”ni konuştuk. 
Fiziki alt yapı sıkıntısı, gerçek anlamda uluslar arası boyutta organizasyon yapılmasını engelliyor Fiziki alt yapı sıkıntısı, gerçek anlamda uluslar arası boyutta organizasyon yapılmasını engelliyor
Fiziki alt yapı sıkıntısı, gerçek anlamda uluslar arası boyutta organizasyon yapılmasını engelliyor

4500 metrekarelik bir alanda gerçekleştirilmesi planlanan TDB 14. Uluslar arası Dişhekimliği Kongresi’nin bu yıl alan büyüklüğünün yanı sıra organizasyondaki etkinliklerin çeşitliliği ile de geçmiş dönemlerden farklı bir etkinlik olacağını söyleyen Türk Dişhekimleri Birliği ve Kongre Başkanı Celal Korkut Yıldırım ile TDB kongresinin yanı sıra Vestiyer Yayıncılık bünyesinde düzenlenen “Dental İstanbul Kongresi”ni konuştuk.  


 


 


TDB olarak Türkiye’deki dental kongreleri değerlendirir misiniz?


Türkiye’de son yıllarda dişhekimliği sektöründeki kongre ve fuar organizasyonları artmaya başladı. Aslında bu bir açlığı karşılamak amacıyla yapılıyor gibi gözükse de diğer yandan da ülkenin sosyal yapısına baktığınızda bir ürün piyasada ilgi görüyorsa herkes o alana yatırım yapmaya başlar. Daha sonra bu konuda gerekli fizibilite çalışması yapılmadığı için ciddi sıkıntılar ortaya çıkıyor. Şu anda Türkiye böyle bir sıkıntıyı yaşıyor. Herkes kongre ve fuar organizasyonu düzenleme eğilimi içerisinde. Bunun içinde ticari kuruluşlar, dişhekimliği fakülteleri, meslek odaları bulunuyor. Sanıyorum ki bu kadar yoğunluğu Türkiye’nin kaldırması mümkün olmayacak. Gelecekte daha derli toplu, daha verimli, ayakları yere basan organizasyonlar gerçekleştirilecek. Bu süreç kendisini toparlayacaktır.


 


Bu yıl 14.’sünü gerçekleştireceğiniz TDB Uluslar arası Dişhekimliği Kongresi’nden beklentilerinizi ve önceki kongrelerden farklılıklarını açıklar mısınız?


TDB Uluslar arası Dişhekimliği Kongreleri gelenekselleşerek her yılın Haziran ayında yapılıyor. Bu kongrenin öncekilere göre en büyük farklılığı çok büyük bir fuar alanına sahip olması. Bugüne kadar fuar merkezi tek alandayken şimdi iki ayrı yerde konuşlanıyoruz. Bunlardan biri Lütfi Kırdar Kongre Merkezi, diğeri ise Harbiye Askeri Müze. Yaklaşık 4500 metrekarelik bir alan kullanılacak. Öncekilerden farklı olarak bu yılki organizasyonlarda diş teknisyenlerinin kongresi de gerçekleştiriliyor. Teknisyenlerin katılımı konusunda beklenen hedeflerin yakalanması yönünde arkadaşlarımızın çalışmaları sürüyor ama kongrelerimizin genel katılım profiline baktığımız zaman 2500 – 3000 katılımın gerçekleştiğini görüyoruz. Bizim kongrelerimizin diğer kongrelerden farkı şu: Dişhekimleri için geçmişten beri geçerli olan uygulama şu anda teknisyenler için yapılıyor. Hem bilimsel içeriğinin hem de sosyal içeriğinin çokzengin olmasından dolayı kongrelerimizin katılım bedeli farklıdır. Bazı meslektaşlarımızın sıkıntı içinde olduğunu bildiğimiz için sürekli olarak katılımcıları sübvanse ediyoruz. Buna hekimlerin dışında teknisyenler, dişhekimliği klinik yardımcıları dadahildir. Kongre kapsamında bilimsel toplantıların yanı sıra hekim ve teknisyenlere yönelik değişik kurslar var. Kongredeki başka bir farklılık da ilk 3 gün içerisinde diş teknisyenlerinin mesleki sorunları tartışılacak. Eğitim sorunları, mesleklerini yaparken karşılaştıkları mevzuatla ilgili sıkıntılar, mesleki kuruluşun nasıl olması gerektiği için çalışma grupları oluşturduk. Geleceklerine yönelik nasıl bir vizyon izleyeceklerine bu çalışma grupları çerçevesinde karar verecekler. TDB olarak biz de bu karar süresince yardımcı olmaya çalışacağız.


Ülkemizde dişhekimlerinin klinik yardımcılarının bir kimlik problemi bulunuyor. İnsanlar bu meslek grubuna geçici bir iş gözüyle bakıyorlar. Ama son yıllarda giderek bu anlayış da değişmeye başladı. Artık fakültelerimizde ön lisans eğitimi veren dişhekimliği hemşirelik veya klinik yardımcıları yetiştiren okullar mevcut. Bu okullardan mezun olanlardan birçoğu bu mesleği yapmıyor. Giderek bu da değişecek. Bunun gerçekleşebilmesinin koşullarından bir tanesi dişhekimlerinin yanlarında çalıştırdığı bu yardımcıların da bu türden bilimsel etkinliklere katılarak hem yeni bilgiler edinmeleri hem de camia içinde kimliklerinin bir aidiyet duygusunun oluşmasının sağlanmasıdır. Kongremizin üçüncü gününde  bu gruba yönelik iki adet bilimsel toplantı yapılacak.   


Bu kongreye yurtdışı katılımı geçmiş yıllara oranla daha yüksek olacak. Ayrıca yurtdışı meslek kuruluşu  temsilcilerinin  katılım oranı da yüksek olacak. Meslek birlikleri başkanları kongremize geliyorlar. Yıllardır hedeflediğimiz TDB Kongreleri’ni uluslar arası boyuta taşıma sürecinde önemli adımlar söz konusu. Sanırım bu kongreyle bu adımları biraz daha pekiştirmiş olacağız.


 


İstanbul gibi önemli şehirde dental alanda niçin uluslar arası boyutta bir kongre gerçekleştirilemiyor? Bunun için neler yapılmalıdır?


Bu tür organizasyonları yapmak için bir takım hedeflerin konulması gerekiyor. Bunlar içinde gerekli çalışmaların yapılması gerekiyor. Eğer hedefler sözde kalıyorsa burada eksiklikler var demektir. Biz kongremizi uluslar arası boyuta taşıma hedefimizi sürekli söylememize rağmen merkezi ve yerel yöneticiler(hüküet ve belediye)gerekli alt yapı düzenlemelerini yapmıyorlar. Bunun aşılması lazım.


 Türkiye’nin fiziki alt yapısının yeterli olmaması kongremizin arzu ettiğimiz uluslar arası katılımı gerçekleştirememesinin en önemli nedeni olarak görüyorum. Dünya Dişhekimleri Birliği Kongresi’ni 2008 yılında Türkiye’ye almaya çalıştık. Alamamamızın temel nedeni kongre merkezinin fiziki koşullarının uygun olmamasıydı. Fiziki koşulların eksikliğinden kast ettiğimiz toplantı salonları, fuar mekanı,  idari işlerin yapılacağı ofislerin yeterli seviyede olmamasıdır. Bunlar ciddi eksiklerdir. Bizler bunu net olarak yaşadık. Oysa diğer ülkelerdeki meslektaşlarımız bir dünya kenti olan İstanbul’da böyle bir kongreye katılmayı istiyorlardı. Bunun dışında endüstri de bu kongrenin yapılmasını arzulamıştı. Ancak istemek tek başına yeterli olmuyor. Karar verici kurumun  yani FDI ın bu konuda  endişelerinin olmaması gerekiyor. Çünkü fiziki koşulların yetersizliğinden dolayı geçmişte Dünya Dişhekimleri Birliği’nin başını çok ağrıtan organizasyon olmuştu.


 

Bu yılki kongrede teknisyenleri neler bekliyor?

1992 yılından beri kongrelerimize diş teknisyenleri katılıyor. TDB kongre üye kayıt formuna baktığınız zaman diş teknisyenliği bölümünü görebilirsiniz. Zaman zaman  diş teknisyenlere yönelik bilimsel organizasyonların sayısındaki azlık nedeniyle katılımcı oranı beklentilerimizle örtüşmedi. Bu yıl diş teknisyenlerinden de gelen talepler çerçevesinde kongremiz daha kurumsal düzeyde şekillendirildi. Geçmişte dişhekimliği kongresi olarak yaptığımız duyurulara bu yıl diş teknisyenliği kongresini ekledik. Kurumsal olarak diş teknisyenleri dernek ve odaları bu organizasyonda yer alıyorlar. Kongrelerimizin katılımcı profiline baktığımız zaman hekimlerin ilgisi yeterli seviyede olmuştur. Mezuniyet sonrası eğitim olarak tanımladığımız sürekli dişhekimi eğitimi kavramı bütün meslekler için geçerli olmalıdır. Fakülte sonrası bilimsel ve teknolojik yeniliklere ulaşmanın yolları bu tür organizasyonlara katılmakla oluyor. Bu sektörün diğer bileşenlerinden biri de teknisyenler. Dişhekimliği hizmetlerindeki kalitenin önemli belirleyicilerinden biri de  laboratuarlar hizmetleridir. Fakat ülkemizdeki teknisyenlerin çoğu alaylı. Yani mesleği okullarında değil de başkalarının yanında öğrenmişlerdir. Okullu olanların da eğitimleri tartışmalıdır. Bundan dolayı kaliteli laboratuarcılık hizmetlerinin yapılabilmesi için bu bilimsel ve teknolojik gelişmelerin teknisyenler tarafından takip edilmesi gerekmektedir. Çünkü sağlık alanı hızlı bir şekilde ilerliyor. Bunlar izlenmeden başarılı iş üretmek mümkün değil. Bunların teknisyenler tarafından algılanması bir zaman sorunu. Ülkemizde bilimsel ve teknolojik yeniliklerin öğrenilmesi gerekliliği kültürü henüz yok. İşte buna yıllar önce başta TDB başladı, şimdilerde bazı yapılar katıldı. Tabiidir ki teknisyenlerin kongreye katılımının ne ölçüde gerçekleşeceği ciddi tartışılacak bir durum. Geçen yıl yapılan Labodent 06’da katılım düzeyi iyiydi. İlgiyi çekmek amacıyla farklı aktiviteler vardı. Bunlar güzel şeylerdi. Yapacağımız organizasyon daha profesyonel olacak. Katılım ücretimiz 150 Euro. Dişhekimleri gibi teknisyenlerin de bazı ekonomik sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Bunu aşmak için katılım ücretlerini sübvanse ediyoruz. Verdiğimiz hizmetin karşılığında aldığımız para yetersiz kalıyor.


 

Bu yıl diş teknisyenlerine yönelik dört etkinlik düzenleniyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz

İki türlü değerlendiriyorum. Bir zenginlik iki birlikte iş yapmayı becerememe. Ülkemizin hastalıklarından bir tanesi birlikte iş yapma kültürünün olmaması. Şu anda teknisyenlerde bunu yoğun biçimde yaşıyoruz. Ama inanıyorum ki diş teknisyenlerinin kendi arasında yaşadığı ayrışma belli bir zaman sonunda oturacaktır. Geçmişte dişhekimleri arasında da böyle durumlar yaşanmış ama süreç içinde ortadan kalkmıştı.


 


Vestiyer Yayın Grubu’nun düzenleyeceği Dental İstanbul Kongresi’yle ilgili neler düşünüyorsunuz?


Dünyada ticari kuruluşların uluslararası boyutta bir bilimsel kongre düzenleyip de başarılı olduklarını bilmiyorum. Çünkü bilimsel kongreleri meslek kuruluşları, fuarları firmalar gerçekleştirebiliyor. Bu anlamda Vestiyer Yayın Grubu’nun verdiği kararın ne kadar sağlıklı olduğu ve gerçekleşeceği konusu, söz konusu kararları alanların sorgulayacağı bir şey. Çok doğaldır ki bu tür etkinliklerin olması bir zenginlik. Bu zenginlik diğer organizasyonları engellemeyip teşvik ettiği sürece bundan sektör kazanacaktır. Ama bu tür organizasyonlar birbirlerini engeller pozisyonlara giriyorsa, bu yarış birbirini yok etme durumu yaratıyorsa tabii ki biraz önce ifade ettiğim gibi camia açısından bu bir çatlama ve sıkıntıdır. Umarım bunlar yaşanmaz. Dişhekimliğinin bileşenlerini bir platformda toplayıp organizasyonlar yapmak güzel. Tabii ki bunlara yeterli düzeyde katılımın sağlanması önemli. Bunları sağlayabiliyorsa organizasyonunuzu kutlamak lazım. Ama az önce de vurguladığım gibi yapılar kendi işlevleriyle ilgili neleri yapıp yapamayacağını sorgulayıp ona göre hareket etmesi gerektiğinin daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Bunun için de dünya uygulamalarındaki örneklerin incelenmesi sanırım daha yararlı olacaktır.


 


Bildiğiniz gibi Vestiyer Yayın Grubu, hiçbir kurumun desteğini almadan tamamen bağımsız şekilde dişhekimliği sektöründe organizasyonlar düzenliyor. TDB olarak buna bakışınız nedir?


Vestiyer yayın grubunu  kutlamak gerekir. Hem içerik olarak hem de süreklilik olarak bu tür kongreleri yapmak sabır,emek ve beceri ister. Bu anlamda  başarılarınızın sürmesi  diş hekimliği  topluluğu  açısından kazanım olacaktır.


 Bu alanda altı yıldır uğraşıp kendi organizasyonunu gerçekleştirebilmek bir başarı tabii ki. Burada benim endişem şu noktada. Bu türden organizasyonları sayısı son 4 – 5 yıldır çoğalmaya başladı. Bunu şuna benzetebiliriz. Belirli müşteriye aynı ürünlere pazarladığınız zaman ürün sayısının artması sonucunda müşteri sayısının artmaması çok doğaldır ki pastadaki payı da azaltacaktır. Sonuçta hedef belli. Onlarca yapı, ticari firma, fakülte, meslek odası ve bilimsel dernekler bu organizasyonları yaptığı zaman birbirlerini tamamlamak yerine engelliyorlar. Bu durum belirli bir zaman içinde yerli yerine oturacaktır. Bu hizmetten yararlanmak isteyen kesimlerin sonuçta tercih edecekleri bir etkinlik mutlaka söz konusu olacaktır. TDB olarak bu alanda yapılan tüm kongre ve fuarlara, az önce ifade ettiğim endişelerimizi dile getirerek destekliyoruz.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir