Sadece gözleriniz değil, bakışlarınız bile nasıl beslendiğinizi, alkol ve sigara kullanıp kullanmadığınızı ya da sistemik bir hastalığınızın olup olmadığını ortaya koyuyor.“Kişinin gözünün rengine bakarak fazla katı yağ yiyip yemediğini, tansiyon hastası olup olmadığını, çok alkol tüketip tüketmediğini anlarız” diyen Op. Dr. Gülbin Saltık’a göre, gözler vücudun aynası ve pek çok sorunu açığa çıkarıyor.
Sadece mikroskopla değil, çıplak gözle bile bazı hastalıkları ve sorunları tespit etmenin mümkün olduğunu belirten Saltık, “Bizimki bu açıdan biraz şanslı ve özel bir branş. Çünkü göz doktorlarından başka, bir organın içini çıplak gözle gören başka hekim yok. Küçük bir mercek yardımıyla bir organın içini görme şansına sahibiz, çünkü gözün içi, vücudun da içi” diyor ve gözlerin nasıl yol gösterici olduğunu şöyle anlatıyor:
Diyabeti de yüksek kolesterolü de anlıyoruz
“Gözün hem arkasına hem de dıştan görüntüsüne bakarak tansiyon, diyabet, tiroid gibi sistemik problemleri anlayabiliyoruz. Örneğin tiroid hastalarında gözler dışarı doğru yer değiştirir, yani eksoftalmus olur. Depo hastalığı dediğimiz karaciğer hastalıklarını, sarılığı veya biluribin yüksekliğini gözlerin sklera denen beyaz kısmına çıplak gözle bakarak anlayabiliriz. Kansızlığı konjontivaya bakarak anlarız. Göz kapaklarının üstünde ksantalezma denen küçük beyaz lekeler gördüğümüzde kolesterol yüksekliğini düşünürüz. Piterjiyum denen bir tür et oluşumunu gördüğümüzde, hastanın genellikle dışarda veya güneşte çalıştığını anlarız. Çünkü dışarıda uzun süre çalışanlarda veya deniz kenarında oturanlarda sık görülen bir lezyondur. Yine 10 yıl günde 20den fazla sigara içen birinin gözümüzden kaçması mümkün değil, çünkü damar sertliğini görürüz.”
Bakışlarınızda neler gizli?
Dr. Saltık’a göre sadece gözler değil, bakışlar da vücuttaki gidişat hakkında önemli ipuçları veriyor. “Göz kapaklarını, konjoktivanın rengini, gözün yerleşim şeklini ve bakışları bir bütün olarak düşünmek lazım. Şaşılık veya kayma gibi durumları kastetmiyorum, onlar zaten göz hastalıklarının içinde ama kişinin bakışından bile vücudundaki sistemik sorunu tespit etmek mümkün.”
İris vücudun aynası mı?
İridoloji, irisin rengine, iristeki liflerin durumuna göre kişinin sağlığı hakkında belirleyici rol üstlenen bir yöntem. Bilimsel gerçekliği kabul edilmemekte birlikte Rusya gibi bazı ülkelerde göz hastalıklarının alt branşı olarak görülüyor. Gözler, insanın ruh halini de dışa vuruyor. Hüzün, mutluluk, korku ya da şaşkınlık gözlerden okunabiliyor. Gözlerin psikolojiden fiziksel sorunlara pek çok konuda önemli bulgular sunduğunu belirten Dr. Gülbin Saltık, iridolojinin modern tıpta kullanılan bir yöntem olmadığını söylüyor.
İridoloji ne kadar bilimsel?
“İris, yani göz bebeğinin etrafındaki tabakayı parti parti bölmüşler ve her partiye akciğer, karaciğer, böbrek, beyin gibi bölümlere ayırmışlar. Self kontrol sistemi içinde iç bükey bir aynayla kendi irisinizi kontrol etmenizi salık veren bir yöntem geliştirmişler. daha çok Rusyada uygulanıyor, irisin bu bölgesini görürseniz böbreğinizde, şu bölgesini görürseniz kalbinizde sorun var gibi tespitlerin olduğu bir el kitabı hazırlamışlar.
Biz de irise bakarak bazı hastalıkları anlıyoruz ama bu parti akciğer, şu parti beyin gibi bir kesinlik bilimsel olarak kabul edilmiyor. Sadece iristeki liflerin sağlam veya atrofik olup olmaması, yerleşim şekli gibi bulgular bize kişinin genetiği ve göz sağlığı hakkında bilgi verir. Ancak irise bakıp da ‘senin karaciğerin hasta veya beyninde ur var’ demek mümkün değil, bunun modern tıpta henüz yeri yok.”
Kaynak: ntvmsnbc.com