Kırıkkale Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi

Doç. Dr. Hakan Tüz, 1994 yılında Ankara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’nden mezun oldu. Doktorasını Ankara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı’nda tamamladıktan sonra, 2005 yılında Doçentlik unvanını aldı. Halen 2003 yılında başladığı Kırıkkale Üniversitesi, Dişhekimliği Fakültesi’nde Dekan Yardımcılığı ve Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı öğretim üyesi görevlerini sürdürmekte.
Kırıkkale Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Kırıkkale Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi
Kırıkkale Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi

Doç. Dr. Hakan Tüz, 1994 yılında Ankara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’nden mezun oldu. Doktorasını Ankara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı’nda tamamladıktan sonra, 2005 yılında Doçentlik unvanını aldı. Halen 2003 yılında başladığı Kırıkkale Üniversitesi, Dişhekimliği Fakültesi’nde Dekan Yardımcılığı ve Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı öğretim üyesi görevlerini sürdürmekte.


 


Bize kuruluşundan bugüne Kırıkkale Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’ni tanıtır mısınız?


Kırıkkale Üniversitesi’nde 2002’de Bakanlar Kurulu onayıyla kurulmuş olan Fakültemiz, Dekan Prof. Dr. Sevim ORKUN ve ilk yıl 4 öğretim üyesi ile fakülte fiziksel koşullarını oluşturma çalışmalarını sürdürdük. 2004 yılında 9 öğretim üyesi ile tüm dallarda poliklinik hizmetine başladık. Bundan sonraki dönem içinde fiziksel koşullarını geliştiren fakültemizde 2007 yılına geldiğimizde 15 öğretim üyesi, 2 öğretim görevlisi ve 3 araştırma görevlisi ile Kırıkkale ve bölge halkına dişhekimliği alanında hizmet vermeye devam ediyoruz.


 


Türkiye’deki diğer dişhekimliği fakülteleriyle yürüttüğünüz ortak projeleriniz var mı?


Kırıkkale Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi kuruluşundan beri geçen 5 sene içerisinde diğer dişhekimliği fakülteleri ile sıkı bir ilişki ve çalışma içinde olmuştur. Fakültemizin halen diğer dişhekimliği fakülteleri ile tamamlanmış ve devam etmekte olan ortak projeleri vardır. Bunun dışında özellikle bölge halkı ve okul çocuklarında, tarama ve eğitim çalışmalarının bir kısmı tamamlanmış bir kısmı ise Ankara Dişhekimleri Odası ve Türk Dişhekimleri Birliği’nin de içinde bulunduğu organizasyonlar ile sürdürülmeye devam etmektedir.


 


Fakülte olarak karşılaştığınız sorunlar var mı? Bu sorunlara ilişkin çözüm önerileriniz neler?


Türkiye’de köklü üniversitelerin köklü dişhekimliği fakültelerinde günümüzde mali ve uygulama alanlarında bir takım sorunların yaşandığı bilinmektedir. Koşullar bu şekilde iken kuruluşunu henüz tamamlamış ve gelişme süreci içinde bulunan genç fakültemizin bir takım eksikliklerinin olmaması mümkün değildir. Bu eksikliklerin olmadığını söylemek fakültemiz için yenilenme, gelişme, büyüme ihtiyacının da olmadığı anlamına gelir ki, bu da bizim gibi ilerlemek ve daha iyi eğitim, sağlık hizmeti, araştırma yapmakla görevli kurumların temel amaçlarına ters düşer. Bununla birlikte, genel olarak üniversitelerin gelirlerindeki kesintiler, fiziki altyapı, makine ve teçhizat gibi bir fakülte için yaşamsal olan ihtiyaçlarını henüz tamamlamamış olan bizim gibi genç fakülteleri oldukça zor durumda bırakmıştır.


 


Fakülte olarak dişhekimliği sektöründeki gelişmeleri takip edebiliyor musunuz? Bu konuyla ilgili neler yapıyorsunuz?


Fakültemizin genç akademik kadrosu, dişhekimliğindeki bilimsel, teknik ve teknolojik gelişmeleri yakından takip etmektedir. Üniversitemiz Bilimsel Araştırma Proje Birimi ve diğer proje destek kurumlarından alınan destekler, en son geliştirilen cihaz ve malzemeler ile bilimsel çalışmalarımızı sürdürmemizi sağlarken, aynı zamanda bu uygulamaları klinik hizmetlerimize taşımamıza da yardımcı olmaktadır.


 


Fakülte olarak, yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirilen sempozyum, fuar ve kongre organizasyonlarında yer alıyor musunuz?


Fakültemizde akademik oluşumun tamamlanmasını takiben yurt içi ve yurt dışında bilim alanlarının konusu ile ilgili kongre, sempozyum ve bilimsel organizasyonlarda katılımcı bir gayret içindeyiz. Bu organizasyonların bir kısmında sunucu, bir kısmında davetli konuşmacı olarak katıldık. Bundan başka bazı bilimsel toplantılarda doğrudan organizasyonun içinde bulunarak etkin bir şekilde katılım gösterdik. 2005 yılında ilkini düzenlediğimiz bilimsel toplantımızın ikincisini bu yıl içinde gerçekleştirmek için çalışmalarımız devam etmektedir. Böylece diğer dişhekimliği fakülteleri ve serbest çalışan meslektaşlarımız ile mesleki ve sosyal ilişkilerimizi güçlendirmek, bunun yanında bilimsel olarak gelişirken, üniversiter bir anlayışla bizden beklentisi olanların da gelişmelerine yardımcı olmak amaç ve gayreti içindeyiz.


 


Türkiye’de dişhekimliği fakülteleri çok fazla oldukları gerekçesiyle bazı çevrelerce eleştiriliyor, siz bu eleştirilere katılıyor musunuz?


Dişhekimliği fakültelerinin sayısı belli bir aşamada önemlidir. Ancak eğitim standartları ve eğitim koşullarının önemi tartışılmazdır. Kaliteli bir klinik eğitimin, öğrencilerin yeterli miktar ve çeşitli olgularla karşılaşması ile sağlanabilineceğini biliyoruz. Bu nedenle çok sayıda öğrencinin tek bir merkezde eğitiminden çok, daha az sayıda öğrencinin daha çok klinik deneyim sahibi olabileceği koşulları yaratma amacındayız.


 


Türkiye’de diş hekimliği eğitimiyle ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? Sizce dünyada dişhekimliğinde neredeyiz?


Bir genelleme yapmak gerekirse Türkiye’deki temel dişhekimliği eğitiminin dünyadaki ve gelişmiş ülkelerdekinden ciddi bir farkı olmadığını düşünüyorum. Birçok alanda gelişmeleri eşzamanlı takip edebildiğimizi, hatta bazı alanlarda daha ileride olduğumuzu görmekteyiz. Belirgin eksikliklerimiz ise daha çok yeterli mali güce dayalı olan ve mezuniyet sonrası dal eğitimleri sürecinde yaşanan teknolojik ihtiyaç ve çalışma koşullarında ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde üniversite çalışanları çoğu zaman bu eksiklikler içinde de olsa eğitim ve bilimsel üretim sorumluluklarını yerine getirmeye çalışmaktadır. Yapılan çalışmalar ve elde edilen bilgi ve deneyimin geri dönüşünün sağlanması ise ayrı bir sektör ve eksik olduğumuz bir başka alandır. Bunlara rağmen dünyada dişhekimliğinde üst sıralarda yer aldığımızı söyleyebilirim.


 


Fakülte olarak ileriye dönük hedefleriniz neler?


Kırıkkale Üniversitesi olarak “Atatürk’ün izinde en ileriye…” sloganı bizimde duruşumuzu belirlemektedir. Ulaşabildiğimiz en uzak nokta hedefimiz ve bu hedefe ilerlerken Atatürkçü düşünce yapısı bizim rehberimiz olacaktır. Fakültemiz şu anda 1200 m2’lik bir alanda poliklinik hizmeti ve araştırma görevlerini sürdürmektedir. Günümüz koşullarında, bizden önce yola çıkmış olan fakültelerin bulundukları yerlere daha hızla gelmemiz bir zorunluluk olmuştur. Önümüzdeki yıllar için koyduğumuz hedeflerin başında kaliteli bir dişhekimliği eğitimi ve bunu sağlayacak altyapı, donanım ve akademik kadroyu oluşturmak gelmektedir. Bu amaçla modern eğitim teçhizatları ile uygun fiziki koşulların oluşturulması için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Doktora eğitim programlarımızı açarak mezuniyet sonrası eğitimi başlatmak da öncelikli hedeflerimiz içindedir. Bunun yanında bölgemizde görev yapan meslektaşlarımız için eğitici organizasyonlar düzenleyerek sürekli eğitim süreçlerine katkıda bulunmaya devam ediyoruz. Dişhekimliği fakültelerinin bir görevi olan tedavi hizmetlerinin modern ve medeni bir anlayışla sağlanması için özveriyle ve titizlikle çalışıyoruz. Akademik kadromuzu geliştirdikçe bu anlayışı sürdürerek her geçen zaman daha kaliteli bir hizmet verme arzusundayız. Tedavi hizmetlerimize devam ederken dünyadaki yenilikleri yakından takip etmek ve ülkemiz dişhekimliği alanına katkı yapmak amacıyla bilimsel çalışma ve araştırmalarımızı geliştirmeyi hedefliyoruz.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir