Şubat ayında 11 ilde etkili olan depremin ardından toparlanma çalışmaları devam ediyor. Neredeyse tanınmaz hale gelen şehirlerin yeniden ayağa kalkması zaman alacak. İlk depremde kliniği yıkılan Diş Hekimi Hatice Şekkeli’ye hem kendi yaşadıklarını hem de Kahramanmaraş’ta bugünkü durumu sorduk.
Depremde neler yaşadınız?
Bir insanın hayatta yaşayabileceği en büyük korkuyu yaşadık. Deprem anındaki korkuyu atlattıktan sonra dışarıdaki insanların savunmasızlıklarının, acizliklerinin deprem kadar korkutucu olduğunu anladık…Tam bir çaresizlikti. Bir yanda lapa lapa yağan kar, diğer yanda yakınlarını kaybetmiş insanların çaresizce elleriyle enkazı kaldırma çabaları, enkazlardan gelen bizi kurtarın sesleri, yıkılmış binalar, kapanan yollar… Depremden sağ kurtulanların yüzlerindeki korku ve dehşet de deprem kadar korkunçtu. İnsan, konuşma yetisini kaybediyor nerdeyse. Karşılaştığım insanlara depremi yaşadın mı diye soruyorum, ancak yaşayan anlar çünkü neler olduğunu. Allah kimseye bir daha yaşatmasın.
Kliniğiniz yaşanan depremden etkilendi bildiğimiz kadarıyla. Kliniğiniz için devletten ya da diğer meslek kuruluşlarından bir yardım alabildiniz mi?
Kliniğimiz, ilk deprem olan Pazarcık 7.8 depremi ile beraber yıkılmış. Hiçbir eşyamı, altını çiziyorum hiçbir eşyamı kurtaramadım. Devlete hasar bildirim kaydı verdik ama herhangi bir yardım alamadık şu ana kadar. Şimdilik başka bir klinikte, geçici olarak çalışıyorum. Kendi kliniğimi açma çabalarım çok zor yürüyor, çünkü tüm malzemeler döviz cinsinden ve fiyatları sürekli artıyor. Bazı diş depoları ellerinden gelen desteği gösterdiler ama ben hayatım boyunca bu kadar yüklü bir borcun altına imza atmamıştım. Bu da stres yapıyor elbette insanda. Mesleki kuruluşlardan az da olsa yardım aldık ama aldığımız yardım, yaramızı saracak yeni bir klinik açacak boyutta değil.
Kendi İmkanlarımız ile Yeniden Başlamaya Çalışıyoruz
Şehrinizde şuandaki durum nasıl? Depremin yaraları sarılabildi mi?
Şehrimiz şu anda yeniden yapılanma aşamasında ama uzun yıllar alacağa benziyor. Eski haline gelebilir mi daha güzel bir şehir olabilir mi? İnşallah diyorum. Çok sevdiğim ve bir an bile ayrılmayı düşünmediğim şehrimin eski güzel günlerine dönmesi en büyük dileğim. İnsanlar barınma, kira sorunu yüzünden göç ediyor. Kiralık yerler çok az, var olan yerlere de çok fahiş fiyatlar istiyorlar. Eğitim için mecburen ayrılan aileler var, çocuklar başka şehirde anne baba iş nedeniyle Kahramanmaraş’ta…
Şu an konteyner kentler oluşturuldu, evleri ağır hasarlı ve yıkılmış olanlar oralarda barınıyor. Bir taraftan merkeze yakın yerlerde kalıcı konut inşaatları devam ediyor. İşyerleri için 20 metrekarelik konteyner işyerleri oluşturuldu. Kura ile isimleri çıkanlar, oralarda ticari hayatlarına devam ediyor. Fabrika sahibi iş adamlarına devlet destek verdi, işgücü şehir dışına çıkmasın, ekonomik hayat felce uğramasın istendiği için. Bizim gibi daha büyük yerlere ihtiyaç duyan sektörler, kendi imkanlarımız ile yeniden başlamaya çalışıyoruz.
Vatandaşlar Kahramanmaraş’ta diş sağlığı hizmetlerine ulaşabiliyor mu?
İlk deprem sonrası kaos hakimdi. Şehirde kalanlar sağlık konusunda sıkıntı yaşadı, sürekli artçılar olduğu için kimse sağlam görünen binalara girmek istemiyordu. Sağlam kalabilen eczanelere izinsiz girilip ilaç alındı, çoğu sağlık kuruluşu ağır hasarlı ya da yıkılmıştı. Mart ayı itibarı ile sağlam kalabilen diş klinikleri sayesinde hizmet alımı devam ediyor.
Meslek kuruluşlarının bu tür doğal afetlere karşı meslektaşlarının ihtiyaçlarını karşılamak için normal zamanda daha fazla plan, proje üretip faydalı olması gerekiyor. Mesela işyeri sigorta zorunluluğunun getirilmesi, biriken paraların fonlarda değerlendirilmesi ve doğal afet durumunda aniden işyeri yıkılan üyelerin hemen ayağa kaldıracak kadar fon oluşturulması gerekiyor. Bu uzun vadeli kredilerle veya nakit yardımlarda olur. Çünkü deprem ülkemizin gerçeği.
Ayrıca, klinik işletmeciliği konusunda eğitimlerin, daha mezun olmadan verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hekimlik kadar ticari riskleri ve konuları öğrenerek mezun olmamız gerekiyor.