Çocuklarda sıklıkla görülen diş travmaları sırasında yerinden çıkan dişin süt, tükürük, viaspan solüsyonu, HBSS (Hanks dengeli tuz çözeltisi) ve serum fizyolojik içinde en geç yarım saat içinde dişhekimine ulaştırılması halinde dişin yerine yerleştirilerek tekrar kullanılabileceği bildirildi.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Dişhekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Emre Özel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklar ve genç erişkinlerde kavga, trafik kazası, spor müsabakaları, ev kazaları gibi çeşitli nedenlerden dolayı diş travmalarının sıklıkla yaşandığını dile getirdi.
Travma sonucunda dişte meydana gelen hasarın farklılık gösterdiğini ifade eden Özel,, dişin bazı durumlarda avülsiyona (dişin çene kemiğinin içinden tamamen dışarı çıkması) uğrayabildiğini belirtti.
Süt dişlerinin belli bir yaştan sonra yerini sürekli dişlere bıraktığını anımsatan Özel, üst ön süt dişlerin 7 yaşından itibaren yavaş yavaş değişmeye başladığını, süt dişinin düşerek yerine sürekli dişlerin çıktığını anlattı.
Diş travmalarının 7-10 yaş arası çocuklarda sık görüldüğüne işaret eden Özel, ”Travmaya daha fazla maruz kalan üst ön orta dişlerde avülsiyon sıklıkla görülür. Diş, soketinde periodontal ligament adlı liflerle çene kemiğine bağlıdır. Avülsiyon durumlarında diş eti lifleri koparak diş yuvasından çıkabilir” dedi.
Travma sonrası yapılması gerekenler
Travma sonrasında dişin uygun şartlarda saklanması ve erken diş hekimine ulaştırılması halinde yerine yerleştirilebileceğini Özel, ”Uygun şartlarda korunan ve en geç yarım saat içinde diş hekimine ulaştırılan dişin yuvasına yerleştirilerek kullanılma şansı yüksektir. Kazanın meydana geldiği andan itibaren dişin geleceği açısından dakikalar artık hayati önem taşır. Burada ideal süre dişi yarım saat içerisinde kliniğe götürmektir” diye konuştu. Kopan dişi kliniğe götürürken saklama koşullarının çok önemli olduğuna işaret eden Özel, şu bilgileri verdi:
”Dişin kök kısmındaki dokular fazla hasar görürse dişin yuvasına tutunması mümkün olmaz. Bu nedenle kopan diş kök kısmı zarar görmeyecek şekilde tutulmalı ve suyla temizlendikten sonra süt ya da tükürük içinde travmaya maruz kalan kişiyle birlikte diş hekimine ulaştırılmalıdır. İçerdiği besleyici maddelerle etkili bir taşıyıcı ortam bakımından avantajlı olan süt, kök liflerini 3 saate kadar korur. Tükürüğün ise dişlerde yıkayıcı ve tamponlama etkisi vardır. Eğer diş çocuğun ağzının içinde getirilecekse çocuk heyecan, korku, panik içinde dişini yutabilir, ağzından yere düşürebilir. Bu durumda diş bakteriyel kirlenmeye maruz kalır.”
”Çenede zedelenme ve kırık olup olmadığı kontrol edilmesi
Uygun şartlarda getirilen dişin steril ortamlarda temizlendikten sonra travmaya maruz kalan diş soketine yerleştirildiğini söyleyen Özel, şunları kaydetti:
”Diş hekimi travmaya maruz kalan kişinin çenesinde yumuşak doku, dudağında zedelenme, yaralanma, kanama ve çenede kırık olup olmadığını analiz eder. Amaç sadece dişi soketine oturtmak değildir. Çevre dokularda bütünlüğün sağlıklı olup olmadığını, hasar görüp görmediğini analiz edip incelemek, hasar varsa tedavisini yapmak gerekir. Diş soketine yerleştirildikten sonra iki komşu dişe sabitlenerek tutturulur. Burada amaç dişin fonksiyonunu yerine getirirken oynamamasıdır.
Sabitleme işinin ardından dişin bir süre takip edilmesi gerekir. Kontroller sırasında hastanın diş röntgeni çekilir. Diş hekimi çeşitli yöntemlerle dişin soket içerisindeki durumunu inceler ve tedavinin başarıya ulaşıp ulaşmadığına kanaat getirir”.
Kaynak: Vatan Gazetesi