Mesleğimizde durmak gibi bir kavrama yer yok

Çalışmalarının yüzde 95’lik bir bölümünü yurtdışına gönderen FeBe Dental, doğru ve kaliteli çalışmayı ana prensip olarak kabul ediyor. Aylık olarak 1500-2500 arasında üyeyi Fransa ve İtalya’ya ihraç eden firma, 1.5 yıl önce aldığı Phenx SistemPM-100 makinesi ile kapasitesini artırırken sorunsuz alt yapı elde ediyor. Önümüzdeki dönemde yurtiçi pazara ağırlık vereceklerini dile getiren FeBe Dental’in sahibi Fuzuli Bektaş, çıraklıktan yetişmiş diş teknisyenlerinin teorik bilgilerinin düşük, ancak el becerilerinin yüksek olduğunu ifade ediyor.
Mesleğimizde durmak gibi bir kavrama yer yok Mesleğimizde durmak gibi bir kavrama yer yok
Mesleğimizde durmak gibi bir kavrama yer yok

Çalışmalarının yüzde 95’lik bir bölümünü yurtdışına gönderen FeBe Dental, doğru ve kaliteli çalışmayı ana prensip olarak kabul ediyor. Aylık olarak 1500-2500 arasında üyeyi Fransa ve İtalya’ya ihraç eden firma, 1.5 yıl önce aldığı Phenx SistemPM-100 makinesi ile kapasitesini artırırken sorunsuz alt yapı elde ediyor. Önümüzdeki dönemde yurtiçi pazara ağırlık vereceklerini dile getiren FeBe Dental’in sahibi Fuzuli Bektaş, çıraklıktan yetişmiş diş teknisyenlerinin teorik bilgilerinin düşük, ancak el becerilerinin yüksek olduğunu ifade ediyor.


 


FeBe Dental’in sahibi diş teknisyeni Fuzuli Bektaş mesleğe 1980 yılında Ankara’da başladı. İki yıl sonra babasının tayini üzerine İstanbul’a gelen Bektaş, ilk olarak Beyoğlu’nda küçük bir diş laboratuvarında çalıştı. 1982’nin sonlarına doğru diş teknisyenliğinin duayenlerinden Orhan Nağanoğlu’nun yanında çalışmaya başlayan Fuzuli Bektaş, meslekte bugünlere gelmesinde bu sürecin altını çiziyor. Askerlik görevinden sonra kısa süren ortak bir laboratuvar deneyimininin ardından ağabeyi Summani Bektaş ile birlikte bir laboratuvar kuran Fuzuli Bektaş, 2004 yılında ortaklığa son vererek FeBE Dental’i kurdu ve buradaki çalışmalarına halen devam ediyor.


 


Kuruluşundan itibaren kısaca FeBe Dental’den bahseder misiniz?


FeBe Dental 2004 yılında kuruldu. Temel prensip olarak doğru ve kaliteli çalışmayı benimsedik. Bunun da karşılığını aldık. Tabii bunların dışında karşımıza çıkan önemli fırsatları değerlendirdiğimizi de söylemek istiyorum. FeBe Dental’den önce ağabeyim Summani Bektaş ile beraber çalışırken, 1999 yılında Fransızlar ile tanışmıştık. Bunu gerçekten meslek yaşamımdaki önemli dönüm noktalarından biri olarak görüyorum. Bu ilişkiyle birlikte ciddi bir potansiyel yakaladık. Başlangıçta ayda 500 üye yapıyorduk. FeBe Dental’in kurulmasından sonra Fransızlar ile çalışmalarımız devam etti. Şu anda ayda ortalama 1500-2500 rakamlarına ulaştık. Burada işin beklemesi gibi bir durum yok. Gelen iş bir gün içinde bitirilir. Bünyemizde 33 kişi çalışıyor.  


 


Laboratuvarınızda hangi çalışmalar yapılıyor?


Her türlü çalışmayı yapıyoruz. Zirkonya, lazerle metal, ataşmanlar, sürgüler bünyemizde yapılıyor. Çalışmalarımızın yüzde 95’i yurtdışına gönderiliyor. Fransa ve İtalya’yla çalışıyoruz. Fason değil, kısa zaman içinde kaliteli iş yapıyoruz. Daha 3-5 yıl önce Türkiye’den yurtdışına giden çalışmalar şimdilerde İtalya’dan bize gönderiliyor. Mail yoluyla gelen işleri lazer sistemimize aktarıyor ve çıkan ürünü geri gönderiyoruz. Gerçekten mükemmel sonuçlar elde ediyoruz. Yaklaşık 1.5 yıl önce firmamız dünyada sadece 5 tane olan Phenx SistemPM-100 makinesini alarak Türkiye’de bir ilke imza attı. Laboratuvarlarda sorunsuz altyapı için tasarlanmış olan bu sistem, teknisyenin elde yaptığını hızlı ve hatasız biçimde yapıyor. Alt yapıda hata olduğunda tekrardan başa dönüyorsunuz. Ama Phenx Sistem ile bu sorun ortadan kaldırılıyor. Krom kobalt nikelsiz metalle çalışıyor. Başka bir materyalle çalışma şansınız yok. Sağlık için de çok faydalı bir durum yaratıyor. Makineyi kullanmaya başladığımızda günlük kapasitemiz 150 üyeye ulaştı. Sistem hakkında gerekli bilgileri elde edebilmek için Almanya ve Fransa’ya gittim. Bunların sonucunda cihazı almaya karar verdim. Tabii belirtmek gerekiyor, eğer Fransa’daki iş ortaklarımızın desteği olmasaydı bu sistemi alamazdık. Çünkü cihaz sadece Türkiye pazarı düşünüldüğünde çok büyük bir yatırım.


Bu sistemle yaptığımız alt yapıyla ilgili olarak çok ciddi eleştiriler aldık. Cihazı kullanmaya başladığımız ilk zamanlarda bizler de hatalar yaptık. Örneğin porselen çalışmalar sırasında hava kabarcıkları, çatlamalar oluyordu. İki ay kadar sıkıntılar yaşadık. Yurtdışıyla yaptığımız görüşmelerin sonucunda bu hataların başlıca sebebinin çalışma şeklindeki yanlışlıktan kaynaklandığı ortaya çıktı. Krom kobalt metal kullananların bu tür sorunları yaşamadıklarını gördük. Ancak Türkiye’de krom kobalt metal kullanımı çok düşük seviyelerde. Çünkü Avrupa’da krom nikel metaller yasaklandığı için maalesef çok ucuz fiyatlardan ülkemize giriyor ve çoğunluk bunu kullanıyor. Ayrıca krom kobalt metali çalışmak zordur ama doku dostudur. Ayrı bir programın kullanılması gerekiyor. Ancak arkadaşlarımız bunu normal programda kullanmaya çalışıyor. Sonrasında da diş çatlıyor diyorlar. Bu tamamiyle çalışma hatasıdır. Oysa bu metali 10 dakika oksitte tutmanız lazım. Bu şekilde baloncuk yapma şansı kalmaz. Bu vesileyle özellikle yurtdışıyla çalışan arkadaşlarımızı uyarmak istiyorum. Çünkü Avrupa ülkeleri krom kobaltin dışındaki hiçbir metali istemiyor. 


 


Ağırlıklı olarak yurtdışıyla çalıştığınızı söylüyorsunuz. Peki Türkiye pazarıyla çalışmayı düşünmüyor musunuz?


Aslına bakarsanız Türkiye pazarını çok önemsiyorum. Sonuçta kendi ülkemizden bahsediyoruz. Zaten ağabeyimle ortaklığımız sona erince bir tür pazar bölünmesi oldu. Biz ağırlığı yurtdışına verdik. Ama iş isteyen dişhekimlerine de mümkün mertebe cevap veriyoruz. Şu anda ciddi anlamda iç pazara yönelik çalışmalarımız var. Çünkü sahip olduğumuz Phenx SistemPM-100 makinesi sadece yüzde 50 kapasiteyle çalışıyor. Dolayısıyla faal olmayan yüzde ellilik kapasiteyi yurtiçi için düşünüyoruz.


 


Ülkemizdeki diş laboratuvarcılığının genel durumunu nasıl görüyorsunuz?


Cad/Cam sistemlerinden örnek vererek bu soruyu yanıtlamak isterim. Türkiye’de imkânı olan ve olmayan herkes hem manuel hem de Cad/Cam sistemine sahip olmak istiyor. Oysa gelişmiş ülkelerde bizdeki kadar cihaz fazlalığı göremezsiniz. Bu bağlamda Türkiye makine çöplüğüne dönüştü. Avrupa’da sadece bu işi iyi yapanlar Cad/Cam sistemlerini kullanabiliyor. Bunun sonucunda da belirlenen fiyatlar aynen uygulanıyor. Ancak Türkiye’de maalesef zirkonya adeta ayağa düştü. Ayrıca zirkonyanın kırıldığı yönünde bir kanı oluşmaya başladı. Bence kötü malzeme yoktur, kötü kullanıcı vardır. Bilen- bilmeyen birçok kişi yeni cihazlar almaya başladı. Yanlış ve eksik bilgilerle kullanıldığında da ortaya kalitesiz ve sağlıksız çalışmalar çıkıyor. Buna işaret etmek istiyorum.


 


Firma bünyesinde çalışanlarınıza yönelik eğitim çalışmaları yapıyor musunuz?


Yurtdışıyla çalıştığımız için her türlü bilgi ve gelişmeyi takip ediyoruz. Bunun dışında kongre ve seminerlere katılmaya çalışıyoruz. Bazı organizasyonlara teknisyenlerimizle birlikte, bazılarına da sadece ben gidiyorum. Dolayısıyla bu konuda fazla bir sıkıntımız olmuyor. Zaman zaman çalıştığımız firmalardan gelen teknisyenler elemanlarımıza eğitim veriyorlar.


 


Ülkemizdeki diş teknisyenliği eğitimi hakkında neler düşünüyorsunuz?


Teorik bilgileri aldıklarından ötürü üniversite mezunlarının daha şanslı olduğuna inanıyorum. Çıraklıktan yetişmiş diş teknisyenlerinin teorik eğitimi çok zayıf. Çünkü çoğunluğu yayınları okuyup araştırma yapmıyor. Ama pratikte son derece başarılılar. Çünkü el becerileri çok yüksek. Bu aşamada dişhekimi-teknisyen iletişimi büyük önem taşıyor.


 


Yakın ve uzun vadeli hedefleriniz neler olacak?


Phenx SistemPM-100 makinesini alarak ciddi bir yatırım gerçekleştirdik. Bunun tam kapasiteyle çalışmasını hedefliyoruz. İç piyasaya daha fazla ağırlık vereceğiz. Bunu da farklı ürünlerle yapmak istiyoruz. Çünkü mesleğimizde durmak diye bir şey söz konusu değil.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir