Nefes Tekniği

Yüzyılımızın sonlarına yak laşırken günümüz teknolojisi akıl almaz boyutlara ulaştı. Her ne kadar gün 24 saat ise de; zaman artık eski zaman değil, korkunç bir hızla ilerliyor. İnsan lar da bu zamana ayak uydurmak için, sayısız ulaşım ve iletişim aracı kul lanıyorlar.En zeki olanlarımızın bile, bu hıza ayak uydurmak için, ne denli zorlandığını, nasıl strese girdiğini biliyoruz. Bu beden bu yükü kaldırmıyor artık. O halde; neden içimizdeki hazineye yönelip, ondan yararlanmayı düşünmüyoruz.
Nefes Tekniği Nefes Tekniği
Nefes Tekniği

Yüzyılımızın sonlarına yak laşırken günümüz teknolojisi akıl almaz boyutlara ulaştı. Her ne kadar gün 24 saat ise de; zaman artık eski zaman değil, korkunç bir hızla ilerliyor. İnsan lar da bu zamana ayak uydurmak için, sayısız ulaşım ve iletişim aracı kul lanıyorlar.En zeki olanlarımızın bile, bu hıza ayak uydurmak için, ne denli zorlandığını, nasıl strese girdiğini biliyoruz. Bu beden bu yükü kaldırmıyor artık. O halde; neden içimizdeki hazineye yönelip, ondan yararlanmayı düşünmüyoruz. Niçin bilinç altımızın kapısını çalmıyoruz.


 


İnsan yapısındaki güçler birer tohum halindedirler ve onlarda harika erkler gizlidir. Bu psişik güçlere işlerlik kazandırmak için, “Düşünmeyi ve İstemeyi” bilmek gerekir. Bu düşünme, bildiğimiz düşünme tarzı değildir. “Hiç düşünmediğiniz zaman, düşünce enerjisini daha iyi kullanırsınız” sözü üzerinde durmak gerekir. Bu konuma nefes tekniğini uygulayarak geleceğiz.


 


Nefes almak; bizim en gerekli hareketlerimizden biridir. Her gün yaklaşık 22 bin kez nefes alıp veririz. Aldığımız her solukta; beynimizin ça lışması için gerekli olan oksijen ve gaz lar vardır. Fakat, bizim nefes alma tarzımız, havayı kullanmanın en kaba yoludur. Bu teknik onun için çok önem taşır.


 


Çalışma düzenini şöyle sıralayabiliriz: .


 


1 – Nefes alma tekniğinin öğretilmesi


2 – Değişik solunum şekilleri


* Diyafram nefesi


* Kaburga nefesi


* Göğüs nefesi


* Tam nefes (Bu çalışma belirli sürelerde uygulanacaktır.


 


Büyük ruhsal solunum (Kozmik enerjiyi belirten bu solunum çalışmasına, belli alıştırmaların uygulanmasından sonra başlanacaktır.


 


 


NEFES ALIP VERME SANATI


 


Kuşkusuz nefes tekniğinin ve bu uygulamadaki beden durumunun çok değişik şekilleri vardır. Ancak burada önemli olan; şekilden öte, kişi nin amacına ulaşmak için göstereceği ciddiyet ve irade gücüdür.


 


 


OKSİJENİN ÖNEMİ


 


Oksijen bedenin yakıtıdır; yiyecek ve içecek kadar önem taşır. Normal düzeyde oksijen alınmadığı takdirde. kan tarafından özümsenmiş olan be sinlerin yakılması mümkün olmaz, bunun sonucu olarak da toksin bi rikimine yol açılmış olur. Bu artık, kalın tı tortuların atılması gereklidir. Nefes tekniğini bilip uygulamak bunun için önemlidir.


 


Nefes çalışmalarında asla çaba harcamayacaksınız. Nefesinizi tutarak kendinizi tıknefes ediyor. zorluyorsanız; bu ritminizin uygun olmadığının işaretidir. Nefes alırken her iki burun deliğini de kullanınız. Bir çok kişinin burun deliklerin den biri az çok tıkalıdır. Bu hal, kişi de yorgunluk ve sinirlilik oluşturduğu gibi genel bir halsizliğe de neden olur. Böyle bir durumda, tıkalı burun deliğinin öbür tarafına yatarak bunu giderebilirsiniz. Burundan nefes almak, hem bedeni korur, hem de zihni uyarır. Biliyorsunuz ki. nefes almanın üç aşaması vardır.


 


 


1. Havanın girişi (nefes alma)


2. Havanın tutulması (nefes tutma)


3. Havanın boşaltılması (nefes verme)


 


 


Hemen herkes ciğerlerinin iç kısmının bir sünger gibi göz göz olduğunu bilir. Bunlar üzüm salkımı gibi torbalar halindedir. Ciğerlerimizi hava ile doldurunca, havadaki oksijen buradaki damarlardan kana geçer, kanın getirdiği kullanılmış gazları da (karbondioksit) ondan kalan boşlukla ra bırakır. Bu kullanılmış gazların ci ğerlerden tamamen atılıp temizlenmesi için, havayı içimize çektiğimiz zamanın . iki katı kadar da nefes verme zamanına gereksinimimiz vardır.


 


Mümkün olduğunca çok havayı dışarı atmak için, ciğerleri sıkıştırmak gerekir. Eğer tam bir nefes vermeyle ciğerleri boşaltamayacak olursak.. Hem tam bir nefes alma mümkün olmaz, hem de içeride, torbada kalan kulla nılmış gazlar (karbondioksit) içeri çeki len temiz havayı kirletir ve alınan temiz havadan yeterince yararlanılamaz. Ayrıca, kirli hava ciğerlerdeki mikropların toplanmalarına ve özellikle tüberküloz basilleri tarafından enfekte edilmesine olanak verir.


 


 


UYGULAMA VE ORANLAR


 


Nefes almak için “bir”, nefes ver mek için “iki” zaman oranını koruyaca ğız. Örneğin 54 saniye nefes alıyorsak. nefes vermek “8” saniye sürecektir. Ne fes tutma süresi nefes almanın (4) katı. veya vermenin (2) katıdır. Ancak, baş langıçta bu oranı uygulamak hatalı olur. Nefes tutma uygulamalarına geçtiğimiz zaman. nefes almanın iki katı yeterli olacaktır.


Bunu saniyelerle belirtmek istersek:


Nefes alma: (4) saniye


Nefes tutmak: (8) saniye


Nefes vermek: (8) saniyedir.


Önce burundan nefes almayı öğreneceğiz. Bu yüzden ilk alıştırma larda nefes tutma işlemi uygulanma yacaktır. Kısa bir alıştırma sonrasında bir iki saniyelik nefes tutma alıştırması uygulanabilir.


 


 


BİRINCİ AŞAMA


 


Önce (4) saniyelik derin bir ne fes alın, (2) saniye tutun, (8) saniyede verin. Bunu (20) kez tekrarlayın. Sağ burun deliğinizi baş parmağınızla kapatın ve sol burun deliğinizle nefes alırken, içinizde (om bir), (om iki) sayın. “Om bir” sözcüğü bir saniye için iyi bir ölçüdür. Siz isterseniz başka sözcükler de kullanabilirsiniz. Sonra ayni şekil de Om bir´den altıya kadar sayarken nefesinizi boşaltın.


 


Bu çalışmalarda acele etmeyin, kendinizi sıkmayın ve yormayın. Eğer zorlanırsanız, sayıyı düşürebilirsiniz.


İlk başlarda sizin için en uygun olanı (3) içeri, (6) dışarı şeklinde olabilir. Bü tün bunlar konuyu ve amacını açık lamak içindir. Siz kendinize en uygun gelen zamanı saptarsanız daha iyi sonuçlar alırsınız.


 


Dikkat edilirse, buraya kadar “nefes tutma” üzerinde fazla durmak is temedik. Bunun nedeni de, yapılan çalışmalarda burun deliklerinin iyi ne fes almaya alıştırılması içindi. Bazı kimseler tek burun deliğinden veya yalnız ağızlarından nefes alırlar. Bu alıştırmalar bunu düzeltmek içindir.


 


Normal olarak bu çalışma iki hafta devam etmelidir. Bu çalışmalar için en kısa süre budur. İki burun deliğinizin de en iyi çalışma durumuna gelmesine çaba gösterin.


 


 


İKİNCİ AŞAMA


 


Bu çalışmada bir burun deliğiy le alıp, ötekiyle verme alıştırmaları uygu lanacaktır Bu da (20) kez tekrar edi lecektir. Günde (20) kez uyguladığımız bu alıştırma bir hafta sürecektir. Daha sonra, (“üç” içeri + “altı” nefes tutma + “altı” dışarı) şeklinde ciğerlerde nefes tutulmuş olacaktır.


 


Bu çalışma günde (20) kez tek rar edilmelidir. Uygulama süremiz 2 aydır. Bu süre sonunda, sağlığımızın çok iyi duruma geldiğini göreceksiniz. Görüşlerinizde bir berraklık oluşacak, vücudunuzun ayaklarınızın üzerinde adeta hafiflediğini hissedeceksiniz. Bu sizin nefes alma yönteminizde eğitim devresidir.


 


 


ÜÇÜNCÜ AŞAMA


 


Sol burun deliğiyle havayı ci ğerlerimize (4) om süresi çekecek, (8) om süresi tutacak ve sağ burun deli ğinden (8) omluk zaman süresinde bı rakacaksınız. Bu uygulama günde (20) kez tekrarlanacaktır. Buna sabrımız elverdiğince altı ay, bir yıl gibi bir süre devam edebilirsiniz.


 


Zaten ondan sonra nefes alma tarzınız tümüyle değişmiş olacaktır.


Bu süreyi tamamlayanlar için yeni yöntem aşağıdaki gibi olmalıdır:


Nefes almak: (4) saniye


Nefes tutmak: (16) Saniye


Nefes vermek: (8) saniye


 


 


DİGER NEFES ÇEŞİTLERİ


 


Bu çalışmalarda dilinizi üst damağa değdirerek nefes alınız. Bu şekilde burun kanatlarından değil, burun kökünden nefes almış olursu nuz. Nefes alışlarınızda bu yöntemi uygulayınız.


 


1. Diyafram nefesi:


Önce nefes alarak diyafram bölgenizi doldurunuz (ciğerlerinizin alt kısmı). Nefesinizi tutunuz, daha sonra burnunuzdan boşaltınız.


 


2. Kaburga nefesi:


Bu defa kaburgalarınızın alt ve yanlarını doldurunuz, nefesinizi tutunuz ve sonra burnunuzdan boşaltınız.


 


3. Göğüs nefesi:


Nefes alarak, bu kez de göğüs kısmınızı doldurunuz, nefesinizi tutunuz ve burnunuzdan boşaltınız.


 


Nefes aldığınızda, tutma süresi içinde enerjinin tüm organlarınızı yı kadığını düşününüz ve hissediniz. Bu üç aşamalı nefes uygulaması sonunda; nefes tutma süresince diyafram, ka­burga ve göğüs bölgelerinizi kullana rak uygulama yapınız. Yani nefes alın. Enerjinin önce diyaframa, sonra ka burgaya, daha sonra da göğüs bölge nize geldiğini hissederek nefesinizi boşaltın. Nefes alıp vermek; farkına varılmadan, otomatik yapılan bir harekettir. Otomatizmayı terk edeceğiz. Nefes alışlarımız bilinçli olacak.


 


 


NASIL NEFES ALINIR


 


Yöntem (1): Vücut dik, karşıya bakarak rahat bir şekilde, göğsünüzü kabartmadan, omuzları kaldırmadan, karın alt kısmını şişirerek derin ve uzun bir nefes alın.


 


Yöntem (2): Karın şişmeden, göğüsleri şişirerek nefes alın. Bu ça lışmada karnın değil, göğsün şişme sine dikkat edilecek.


 


Bu değişik yöntem ve alış tırmalar; nefes çalışmalarında bedeni nizi bilinçli ve iradeniz yönünde kul lanabilmeniz içindir.


 


Adalelerinizi gevşetip, gözlerinizi kapadıktan sonra, derin derin, acele etmeden ve kuvvet harcamadan nefes alın. Önce akciğerlerinizin alt kısmını, sonra yanları, en son olarak da üst kıs mını gevşetin. Aynı zamanda zihnen şu telkinleri tekrar edin:


 


“Tamamen rahat ve sakinim”. Ve içeri çekilen havayı, karın bölgesini bi raz gererek, havayı ciğerlerinizde tut tuktan sonra dışarıya verirken; “hızla gevşiyorum” deyiniz. Telkin çok ö­nemlidir. “İstiyorum ve yapabilirim” sözünü içten tekrar ediniz.


 


Nefes alırken: Yaşam gücü ve etkisi yüksek bir enerji aldığınızı, kendinize güvendiğinizi düşünün.


 


Nefes verirken: Tüm olumsuz lukları, engelleri dışarı attığınızı dü şünün.


Buraya kadar sözünü ettiğimiz nefes alma; burunla yapılan nefes almadır. Nefes almanın büyük bir kıs mını ağız yoluyla yapıyorsanız; yeteri kadar Evrensel (Kozmik) enerji ala­madığınız için. akışkan bedeninizin (fizik bedeni besleyen enerji beden) am per sayısı düşmektedir. Genellikle burundan nefes alınmadığı için, ciğer kapasitesinin onda biri oranında hava alınmış olur. Burundan nefes almaya kendimizi alıştırmamız şarttır.


 


 


NEFES TEKNİGİ VE BEDENE ETKİSİ


 


Oksijen eksikliğinin etkisi, fazla alkol almanın getirdiği duruma benzer. Bu durumda düşünme yeteneği ve ze ka son derece azalmakta, beden de gücünü yitirmektedir. Bugün, milyon­larca insan uykusuzluk çekmekte, ne yazık ki sebepleri yanlış yerlerde aran maktadır.


Kendinizi bedenen ve zihnen geliştirmek, kusursuz duruma getir mek istiyorsanız, önce düzenli ve doğ ru nefes almayı öğrenmelisiniz. Nefes almak, düzenli bir şekilde hava çekmek ve boşaltmaktır. Kanımızın bronşlardan geçtikten sonra, bedene büyük bir enerji sağlayabilmesi için, bize yaşam gücü veren bir enerji banyosunda temizlen miş olması gerekir ki, bu enerji aynı zamanda beyne de canlılık versin. Dinamik bir nefes alışverişi, günlük yararı dışında, rahat bir uyku ve kudret li bir enerji sağlayacaktır.


 


 


NEFES ALIP VERME MEKANİZMASI


 


Nefes alıp vermenin iki amacı vardır:


* Nefes alma yoluyla kan dolaşımına muntazam oksijen sağlamak


* Nefes vermek yoluyla kar bondioksit tortusundan kanı temizlemek


 


Oksijen. burun yollarından, gırtlaktan, ses tellerinden, nefes borusu ve bronşların bulunduğu hançereden bedene girer. Burun yollan. atmosfer de uçuşan toz zerreciklerinin geçişini durdurarak, daha girişte havayı fıltre eder ve burun yollarındaki sümük dokular, yalnız tozları tutmakla kal mayıp, aynı zamanda mikropları da öldüren mü küs adında bir madde çıkarırlar. Böylece filtre edilmiş ve normal bir ısıyı almış olan hava, doğruca iki ciğere giden bronşlara girer. Bronşlar, etrafındaki kıl gibi kan damarlarından oluşan bir ağın bulunduğu hücrelere dağılır. Kan, taze oksijeni bu damarlardan emer ve karbondioksiti yine buradan atar. Taze oksijenlenmiş kan, doğruca ciğerlerden kalbe gider.


 


Kalp, sonunda bu kanı atmak üzere ciğerlere ve bedenin diğer kısım larına gönderir. Nefes alırken, ciğerler oksijeni emmeye uygun bir şekilde genişler, nefes çıkarırken de kasılırlar. Akciğerdeki küçük hücreler taze havayı alır fakat, kirli havayı atmak için, göğüsümüz bu hücreler üzerinde yeterli baskıyı yapamaz. Özellikle ileri yaşlarda ciğerler ve göğüsümüz esnekliklerini kaybederler.


 


Derin nefes o kadar gereklidir ki; doğa, sizi esnetmek ya da size derin iç çektirmek yoluyla, isteseniz de istemeseniz de sizi derin nefes almaya mecbur eder.


 


Kaynak: Kisiselbasari.com

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir