Proloterapi konusunda ülkemizin en saygın isimlerinden birisiniz. Bu alan ile tanışma ve yoğunlaşma sürecinizi anlatır mısınız?
2008 yılında Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Hastanesi’nde anestezi ihtisasımı yaparken ağrı tedavisiyle ilgilenmeye başladım. Ameliyat sonrası ciddi ağrılarla uyanan hastaların değişik lokal anestezik kombinasyonlarıyla ağrılarını dindirmek, bu tedaviye başlangıcımda en önemli adım oldu. Özellikle kas-iskelet sistemi ağrılarında nedenden çok sonuca yönelik tedaviler yapıldığını gözlemledim, araştırmalarım neticesinde nedene yönelik tedavinin proloterapi olduğunu tespit ettim. Bu yöntemin ABD’de yaygın olarak uygulandığı ve bu konuda eğitimler verildiğini duydum. Wisconsin Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jeffrey Peterson ve Özel Muayene hekimi Kent Pomeroy ile iletişime geçtim, eğitimlerine katıldım. Ardından Türkiye’de ilk defa bu yöntemi uygulamaya başladım. Yaklaşık 10 yıldır uygulamakta olduğum bu yöntemle binlerce hasta tedavi edip, onlarca doktor yetiştirdim. İki buçuk senedir kurucu başkanı olduğum Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) Uygulama Merkezi’nde hasta kabul etmekteyim.
Ağrı oldukça yaygın bir şikayet ve genellikle ağrı kesiciler ile geçiştiriliyor. Proloterapi ağrıyı nasıl tedavi ediyor? Kalıcı iyileşmeyi nasıl sağlıyor?
Proloterapi (Proliteratif tedavi) vücudumuzun doğal yara iyileşme mekanizmasını kullanarak hasarlı dokuyu eski orijinal doku haline getirmektir. Günümüzde kullanılan ağrı kesicilerin çoğunluğu hastanın ağrısını dindirirken iyileşmesine engel olmaktadır. Bu nedenle proloterapi uygulaması ağrıyı kesmek yerine nedeni tedavi ederek kalıcı iyileşme sağlamaktadır.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim Araştırma Hastanesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Tıp Uygulama Merkezi’nin Kurucusu ve Başkanı olarak geleneksel ve tamamlayıcı tedavilerin önemi hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye’de son yıllarda artan GETAT uygulamalarıyla çözüme ulaşılamamış, tedavisinde başarı sağlanamamış birçok hastalık şifa ile sonuçlandırılmaktadır. Bu uygulamaların merdiven altı olmaktan çıkıp bakanlık bünyesinde sertifikalandırılan hekimlerle yapılması bu yöntemlerin bilimselliğini daha da arttırdı. İki buçuk senedir merkezimize 30 bin civarı hasta başvurdu, bu hastalardaki başarı oranımız, yüzde 85-90. Hastaların çoğu da birçok modern tıp yönteminin uygulandığı fakat sonuç alınamayan hastalardı. Dolayısıyla özellikle kronik hastalıkların tedavisinde bu uygulama merkezlerinin sayısının artması birçok hastaya çözüm sağlamaktadır.
Vücudun kendini tedavi etme yeteneği nasıl bozuluyor? Sağlıklı olmak için nasıl bir yaşam tarzı önerirsiniz?
Vücut hasar gören bir bölgeyi kendi tedavi etme yeteneğine sahiptir. İhtiyacı olan hasarlı bölgenin kanlanması ve bu bölgenin bir an önce harekete geçmesidir. Egzersiz ve düzenli beslenme ile bu tamiratı en yüksek seviyede gerçekleştirmek mümkündür. Günümüzde yara iyileşmesini bozacak bilinçsiz ağrı kesici kullanımı bedenimizin iyileşme mekanizmasını olumsuz yönde etkilemektedir. Sağlıklı bir beden için düzenli egzersiz ve düzenli beslenme şarttır.
Diş hekimleri de sertifika olarak Proloterapi uygulama yetkisine sahipler. Bu eğitim diş hekimlerine neler kazandırıyor?
Diş hekimleri özellikle baş ve boyun ağrılarının sebebi olan temporomandibular eklem hastalıklarında ve diş sıkması adı verilen trismusta bu tedaviyi aktif olarak kullanabilir. Diş hekimlerinin kendi alanında tamamlayıcı olarak proloterapi uygulaması herhangi bir sıkıntıya yol açmaz. Hatta bölgenin anatomisini iyi bildiklerinden dolayı bu bölgenin uygulamalarında başarı oranları diğer hekimlere nazaran daha fazladır.
Diş hekimliği alanında GETAT uygulamaları, çözülemeyen birçok rahatsızlığa çözüm olacaktır. Enjeksiyon tedavilerinden rejeneratif bir yöntem olan proloterapi uygulamalarını öğrenen diş hekimi, ağrılı hastaya farklı bir tedavi yaklaşımıyla şifa verecektir.
Bu röportaj Dişhekimliği Dergisi’nin 137. sayısında yayınlanmıştır. Derginin yeni sayılarına abone olmak isterseniz buradan kaydınızı yapabilirsiniz.
Röportaj: Elvan Genç (VYG)
