Sağlıkçılardan Buruk 14 Mart Açıklaması: “Taleplerimiz Dilimizde, Kaybettiklerimiz Yüreğimizde”

Sağlık emek meslek örgütleri, 14 Mart Tıp Bayramı’nı pandemi mücadelesinde yaşamını kaybeden sağlık çalışanlarını anarak buruk karşıladı. Sağlık Bakanlığı önünde bir basın açıklaması gerçekleştiren meslek kuruluşu temsilcileri, “Taleplerimiz Dilimizde, Yitirdiklerimiz Yüreğimizde” diyerek isteklerini sıraladı.
Sağlıkçılardan Buruk 14 Mart Açıklaması: “Taleplerimiz Dilimizde, Kaybettiklerimiz Yüreğimizde” Sağlıkçılardan Buruk 14 Mart Açıklaması: “Taleplerimiz Dilimizde, Kaybettiklerimiz Yüreğimizde”
Sağlıkçılardan Buruk 14 Mart Açıklaması: “Taleplerimiz Dilimizde, Kaybettiklerimiz Yüreğimizde”

Tüm dünyada 2 buçuk milyonun üzerinde ölüme neden olan Covid-19 pandemisi, etkisini sürdürmeye devam ediyor. 2020 yılı Mart ayında Türkiye’ye ulaşan salgının üzerinden bir yıl geçti. Pandemiye karşı verilen mücadelede yükü göğüsleyen sağlık çalışanları da virüsten en çok etkilenen meslek grupları arasında yer aldı. Binlerce sağlık çalışanın hastalandığı bu süreçte, Türk Dişhekimleri Birliği’nin paylaştığı rakamlara göre 27’si diş hekimi, 3’ü diş teknisyeni olmak üzere 385 sağlık çalışanı yaşamını kaybetti.

Pandeminin ilk yılının ardından, 14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle sağlık emek meslek örgütleri öneri ve taleplerini, Sağlık Bakanlığı’nın önünde yaptıkları basın açıklaması ile duyurdu. Sağlık Bakanlığı’ndan randevu taleplerine yanıt alamadıklarını belirten, Türk Tabipleri Birliği, Türk Dişhekimleri Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Devrimci Sağlık-İş Sendikası, Türk Hemşireler Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ve Ankara Tabip Odası temsilcilerinin açıklamalarında, hem toplum sağlığı hem de sağlık çalışanları için önem taşıyan konulara değinildi.

Reklam

Koruyucu Sağlık Hizmetlerine Yönelik Yatırımlar Hayati Önemde

“Pandemi sürecinde; sağlıkta dönüşüm programı ile vazgeçilmeye başlanan koruyucu sağlık hizmetlerine yönelik yatırımların ne kadar hayati önemde olduğu görülmeye başlandı. Hastalıklar ve salgınlar ile uğraşmak yerine bunların önlenmesine yönelik çalışmaların daha ucuz olduğunu, tüm toplum için elzem olduğunu fakat sermaye için kar getirmediği için tedavi edici çalışmalara yönelim olduğunu hep birlikte anladık. Bu nedenle de halkın ve alanda örgütlü sağlık emek ve meslek örgütlerinin hizmetlerin planlanmasından, üretilmesine ve sunulmasına kadar tüm karar alma süreçlerinde etkin olarak yer aldığı yeni bir sağlık ve sosyal hizmet politikasına ihtiyaç vardır” ifadelerinin yer aldığı açıklamada acil talepler de sıralandı.

14 Mart’ta Sağlık Çalışanlarının 14 Acil Talebi

  1. COVID-19 meslek hastalığıdır, önerdiğimiz yasa tasarısı kabul edilsin.
  2. Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın.
  3. Şiddetsiz bir sağlık ortamında çalışabilmek için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın, mobing ve baskılar son bulsun.
  4. Emekliliğimize de yansıyacak temel ücret ile ekonomik ve özlük haklarımız iyileştirilsin, performans, ek ödeme değil, yoksulluk sınırı üzerinde, emekliliğe yansıyan temel ücret verilsin.
  5. 3600/7200 ek göstergeler sağlansın.
  6. Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.
  7. Liyakatsiz atamalara, tip sözleşme dayatmalarına, tıp ve sağlık bilimleri eğitimlerini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin, eczacılık fakültelerinin, diş hekimliği fakültelerinin, hemşirelik fakültelerinin, sağlık bilimleri fakültelerinin ve sağlık meslek yüksekokullarının açılmalarına son verilsin.
  8. OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamı yapılsın.
  9. Haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.
  10. Sağlık hizmeti için ödediğimiz vergiler yeter. Katkı katılım payları ve ilave ücretler kaldırılsın.
  11. Sağlık ve sosyal hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar emekçiler örgütleri aracılığıyla, halk da merkezde siyasi partiler, yerellerde ise yerel yönetimler, muhtarlıklar, örgütlü yapılar ve siyasi partiler eliyle süreçlere dahil olsun.
  12. Özel hastanelere verilen her türlü teşvik kaldırılmalıdır. Özel hastaneler ile SGK anlaşma yapmamalıdır. Özel hastanelere aktarılan teşvik ve bütçen kamu sağlık kurumlarına aktarılmalıdır.
  13. Kamu sağlık kurumları daha demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır. Kamu sağlık kurumlarında idareci belirlenmeleri kriterlere uyanlar arasında o kurumlarda çalışan kişilerce seçim yöntemi ile olmalıdır.
  14. Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamında olduğundan, fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak ödenmeli, ve sağlık hizmetlerinde çalışan tüm emekçilere ayrımsız olarak uygulanmalıdır. Fiili hizmet zammı sağlansın.

Haber: Elvan Genç (VYG)

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir