Stres Yönetimi

Beyin, hala gizemleri ile tüm bilim dallarını büyülemeye devam ediyor. Son yıllarda stres ile ilgili yapılan çalışmalarda stresin kaynağı konusunda varılan nokta yine beyin. IQ’nın yaşamdaki başarıya etkisinin %20’lerde olduğu, oysa EQ’nın diğer etkenlerle birlikte yaşamdaki başarıya etkisinin %80’lere varan o oranda etkilediği kabul edilmekte.
Stres Yönetimi Stres Yönetimi
Stres Yönetimi


Beyin, hala gizemleri ile tüm bilim dallarını büyülemeye devam ediyor. Son yıllarda stres ile ilgili yapılan çalışmalarda stresin kaynağı konusunda varılan nokta yine beyin. IQ’nın yaşamdaki başarıya etkisinin %20’lerde olduğu, oysa EQ’nın diğer etkenlerle birlikte yaşamdaki başarıya etkisinin %80’lere varan o oranda etkilediği kabul edilmekte.


 


 


“Düşünceleriniz ne ise hayatınız da odur. Hayatınızın gidişatını değiştirmek istiyorsanız, düşüncelerinizi değiştiriniz.


Marcus Aurelius


 


Beyinde 3 D


Düşünce


Duygu


Davranış


 


Stresin kaynağını anlamak için beynin nasıl çalıştığını anlamak çok önemli. Beyinde,  siz isteseniz de istemeseniz de önce düşünce oluşur. Bir gün boyunca acaba düşünmeden geçirdiğiniz bir anınız var mı? Düşünün!


Daha sonra, düşüncenin içeriği ne ise, ona ait duygu oluşur. Yani, kişinin karşılaştığı bir olay ya da durum karşısında düşüncesi, yapıcı olumlu ise iyi hissettiği duygular  (duyguları oluşturan salgılar, beynin komutuyla salgılanmaya ve dağılmaya başlıyor), olumsuz ise, kötü hissettiği duygular ortaya çıkıyor.


Son olarak davranış oluşur. Nasıl davrandığımız ne düşündüğümüze bağlıdır. Diğer bir deyişle nasıl davranacağımızı ne düşündüğümüz belirler.


 


Sonuç olarak, stresimizin ortaya çıkışından, onu nasıl yöneteceğimize kadar bütün faktör aslında bize bağlıdır. Bunu keşfetmek, en önemlisi “bu benim kontrolümde” diyebilmek ve  birey olarak sorumluluklarımızı almak.


 


Karşılaştığınız durumlar karşısında ifadelerinizin farkına varın.


 


“Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”


“Bunun altından asla kalkamam”


“Hepsi benim hatam…”


Eğer ifadeleriniz böyleyse, yani zamanı sonsuz, sonuçları kesin ve suçlayıcı ise beyninizin bir çözüm üretmesini beklemeyin. Çünkü beyninize çözüm üretmesine gerek olmadığını söylüyor ve bütün kapıları kapatıyorsunuz.


Bilgisayarı yaratan insan beyni, Goog’le arama motorunu yaratan sizin beyniniz. Acaba arama motoruna bir bilgi girmez ve ara demezseniz size bilgi getirir mi?  İmkânsız mı? Bu, sizin beyniniz için de böyledir.


Ya da aynı durum / lar karşısında;


 


“Başka bir çözüm yolu bulmalıyım”


“Başka ne yapabilirim gözden geçirmem gerekli”


“ Elimden geleni yaptım, bu kadar oldu”


 


Beyninizin dilini yeniden programlayabilirsiniz. (NLP yöntemleri bu konuda size yardımcı olabilir) Ne dersiniz?


 


 


 


“Kendi dişlerimin arasında olmasına rağmen kendi dilime hâkim olamıyorsam,


başkalarının diline nasıl hâkim olayım.”                                                                                                                                                                           Benjamin Franklin


 


 


Stresle ilgili unutulmaması gereken konulardan bir de iletişim sorunları nedeniyle karşılaştığımız stresli durumlar ve yaşadıklarımız.


İletişiminiz  nasıl? Yani kendi kendinizle, diğer insanlarla, doğayla ve hayvanlarla nasıl bir iletişiminiz var. Hangi sorunları yaşıyorsunuz ve sizi nasıl etkiliyor?


Karşılaştığınız diğer insanlara bir de bu gözle bakmaya çalışın. Hepiniz ayrı anne babalara sahipsiniz ve farklı ailelerde o ailelere ait değer yargıları ile büyütüldünüz (kaldı ki kardeşler arasında bile her şey aynı olduğu durumlarda bile kardeşlerin birbirinden farklı olduğu bilinmekte). Hepiniz farklı akrabalara, arkadaşlara sahiptiniz. Ayrı okulların aynı müfredatını farklı öğretmenlerden öğrendiniz. Benzer ya da aynı gelenek görenekler maruz kaldınız, ancak size özel algıladınız. Kısacası dış dünyadan aldığımız her şeyi,beş duyu organıyla aldınız vesize özel algı sistemiyle farklı kaydettiniz. O zaman nasıl oluyor da bir durum, olay ya da konu karşısında diğer insanların bizim gibi düşünmelerini istiyoruz. Bizim gibi, bize yakın duygularla hissetmelerini bekliyoruz. Hiç kimse“BİZ” değil, bize yakın biri de değil. Farklılıkları kabul etmek iletişim becerilerinin bel kemiği olan empati  becerimizi de geliştirir. Yargısız, olduğu gibi kabul edebilmek, onaylamasak ta saygı duyabilmek.


 


Dinlemek ve duymak arasındaki farkın karşımızdakini anlama çabası olduğunu bilmek. Dinlemenin, kendi konuşma sıramızı ele geçirme savaşı olmadığı bilmek ve uygulamak.


 


Stres bizi hasta ediyor. Kronik hastalıklar ve ani ölümcül hastalıklar. Sağlık ve teknolojideki bunca gelişmeye karşın daha da hasta olmaya devam ediyoruz. Stresle baş etmede yukarıda paylaşılanlar çok önemli olsa da aşağıdaki, yardımcı ama bir o kadar da etkili yöntemleri uygulamak yararlı olacaktır.


 


İNSAN OLDUĞUMUZU UNUTMAMAK


 


 


Ø        Nelere sahip olduğunuzu sık sık hatırlayın.


Ø        Hedeflerinizi belirleyin (“yaşam amacınızı” bilin).


Ø        Başarılarınızı gördüğünüz hayaller kurun.


Ø        Sizi aşan olay ve durumların üzerinde durmayın.


Ø        Empatik yaklaşım geliştirin.


Ø        Vücudunuzun size verdiği mesajları dinleyin.


Ø        Kendine zaman ayırın.


Ø        Egzersiz yapın


Ø        Masaj yaptırın, yapın, dans edin,


Ø        Meditasyon, yoga yapın


Ø        İşinizi önemseyin.


Ø        Düşünce engellerinizin farkında olun.


Ø        Kendinizi SEVİN.


Ø        Kendinizi BAĞIŞLAYIN.


Ø        ANI yaşayın.


 


 


“Yanlış ve doğru hakkındaki fikirlerimizin ötesinde bir alan var. Sizinle orada buluşacağım. Çimenlerin arasına uzandığınızda, dünyanın doğru-yanlış fikirlerinize ihtiyacı olmadığını göreceksiniz.


Mevlana


 

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir