SAHTE DİŞHEKİMLERİNE VERİLEN CEZALAR NEDEN DÜŞÜRÜLMEK İSTENİYOR? Bugün yaklaşık 22.000 dişhekimi, halkın ağız sağlığını çağdaş ülke insanları ile aynı seviyeye çıkartmak için hizmet vermektedir. Buna karşın, yaklaşık 3000 sahte dişhekimi ise, ölümcül hastalıklar olan SARILIK, AIDS ve diğer bulaşıcı hastalıkları hastalarımıza bulaştırmaya devam etmektedir. Yeniden gündeme getirilen Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılamasına Dair Kanun Tasarısında yer alan sahte dişhekimlerinin hapis ve paracezalarının düşürülmesi ile ilgili düzenlemenin, hukuki ve siyasi olarak yanlış olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyoruz. 02.06.2004 yılında TBMMde kabul edilen 5181 sayılı kanunun; sahte dişhekimlerini mağdur ettiği için mi, yoksa halkımızın sağlığını mağdur ettiği için mi değiştirilmek istendiğini anlamakta zorlanıyoruz. Cezai hükümler, caydırıcı olduğu noktada sonuç vermektedir. Bilimsel dişhekimliğinin 100. yılını kutlamaya hazırladığımız bu süreçte, sahte dişhekimlerine verilen cezalarını düşürülmek istenmesinin altında yatan nedenler düşündürücüdür. TÜRK DİŞHEKİMLERİ BİRLİĞİ SAHTE DİŞHEKİMLERİNE NEDEN KARŞIDIR? Bugün 20.000 dişhekimi halkın ağız sağlığını çağdaş ülke insanları ile aynı seviyeye çıkartmak içinhizmet veriyor. Yaklaşık 3000 sahte dişhekimi ise ölümcül hastalıklar olan SARILIK, AIDS ve diğer bulaşıcı hastalıkları hastalarımıza bulaştırmaya devam ediyor. Sahte dişhekimliği sorunu; bizim için halk sağlığının korunması ve aynı zamanda mesleğimizin kirletilmesinin önlenmesidir. Ağız ve diş sağlığı; genel sağlığın ayrılmaz bir parçasıdır. Diş hastalıklarında yapılan her türlü yanlış tedavi, genel sağlığı doğrudan etkilemektedir. Türkiye halkının % 25i yaşamının değişik dönemlerinde sarılık hastalığı ile karşılaşmıştır. Sarılığın bu kadar yaygın olmasının nedenlerinden biri; Henüz ülkemizde ne kadar yaygın olduğu bilinmeyen çağımızın vebası olarak adlandırılan AIDSi bulaştıranlar; Standartlara uygun olmayan ve kanserojen etkisi olan materyalleri hastalarımıza kullananlar; Halkımızın dişhekimi korkusunun nedeni sahte dişhekimleridir. 5181 kanunundan sonra sahte dişhekimlerinin çoğu hapis cezası korkusu ile gayrı meşru işlerini bırakmışlardır. Bir kısmı da daha gizil koşullarda çalışmalarını sürdürmeye başlamıştır. Görüldüğü gibi cezai hükümler günün ihtiyacını karşıladığı noktada sonuç veriyor. Suçtan elde edilecek menfaat ile verilecek ceza arasında oransızlık varsa caydırıcı olmamakta aksine teşvik edici olmaktadır. Hükümetin Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilerek TBMM Genel Kuruluna sunulan kanun teklifinde sahte dişhekimlerinin cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur şeklinde değiştirilmektedir. Kanun teklifi, önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulunda görüşülecektir. TBMM Adalet Komisyonu sahte dişhekimlerinin cezalarının düşürülme gerekçesini Suç olarak tanımlanan fiiller ve bunlar için öngörülen cezai müeyyidelerin orantılı hale getirilmesi olarak ifade etmektedirler. Sahte dişhekimleri için yapılmak istenilen değişiklik Türk Ceza Kanununun 153, 185, 187 ve 241 maddeleri ile karşılaştırıldığında haklılığımız anlaşılacaktır. İbadethane ve mezarlıklara zarar vermenin cezası 1 yıldan 4 yıla kadar hapis (153.madde) Zehirli madde katarak kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürenlerin cezası 2 yıldan 15 yıla kadar hapis (185.madde) Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma ve satmanın cezası 1 yıldan beş yıla kadar hapis ve bu suç bir meslek ve sanatın icra kapsamında işlenmesi halinde ceza üçte bir oranında arttırılır(186.madde) Kazanç elde etmek amacı ile başkasına ödünç para vermenin cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis (241.madde) Hizmet sektörleri içerisinde sağlık hizmetleri hastaların tüketici bilincinin en az olduğu sektördür. Bu nedenle sosyal devletler ve çağdaş siyasetçiler; yasal düzenlemelerle sağlık alanında bireylerin sağlık haklarını korumak için ciddi yaptırımlar uygularlar. Türkiyenin de böyle bir devlete ve böyle bir devleti yönetecek siyasetçilere ihtiyacı olduğu ve bu ihtiyacı karşılayacak duyarlılığı, TBMM üyelerinden beklediğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Add a comment