Türkiye’de dental sektörün büyüklüğü ve uluslararası pazardaki yeri hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye’de dental sektörün ekonomik hacimsel büyüklüğü 2020 sonu itibarıyla 700 milyon dolar seviyelerine ulaştı. Sektörümüzün yerli üretim payı ise son üç yılda yüzde 8 seviyelerinden yüzde 25’lere çıktı.
Diş hekimliğinde inovasyon akıllı diş fırçalarından dijital protezlere, 3 boyutlu baskı teknolojilerinden artırılmış gerçeklik uygulamalarına uzanan çok farklı başlıklarda ilerliyor. Türkiye’de dental sektör en çok hangi başlıklarda yeniliklere yoğunlaşıyor?
Sektörümüzde inovasyon tabanlı ürünlerin gelişimi ve pazara sunulması özelinde son yıllarda ciddi bir ivme kaydettik. Burada ortodonti ürünleri, kompozit malzemeler, endodonti ürünleri ve implant teknolojileri ciddi anlamda gelişim kaydetti. Özellikle dijital diş hekimliğinde gelişme dikkat çekici. Dijital teknolojiler ve yapay zeka sayesinde; gülüş tasarımları, ileri ortodonti tedavileri, estetik diş hekimliği ve ileri implantoloji tedavileri gibi birçok alanda hekimlerimiz ileri diş hekimliği uygulamaları ile çalışmaktalar. Hekimlerimiz, Avrupalı meslektaşlarına göre hastalarını güncel teknoloji tedavi protokolleri ile muayene ve tedavi ediyor.
{reklam}
Son olarak Cumhurbaşkanımız Sağlık Endüstrileri Başkanlığı’nın kurulacağının müjdesini verdi. Bu başkanlık sektöre nasıl yansır?
Bu gelişme, ilaçtan medikal ve tıbbi cihazlara kadar pek çok kritik öneme sahip malzemenin ülkemizdeki imkanlarla daha rekabetçi bir ortamda üretilebilmesinin önünü açacak. Türkiye, özellikle tıbbi koruyucu malzemelerde ciddi bir ivme kazandı. Buradaki husus, pandemi öncesi bu alandaki çoğu ürünün Çin menşeli olmasıydı. Küresel salgınla birlikte özellikle Avrupalı üreticilerin Çin mallarına bakış açısı değişti. Yerli üreticilerimiz bu alanda özellikle üretim kalitesi ve fiyat avantajı ile dünya pazarlarındaki konumunu pekiştirdi. Devletin sağlık alanında yapmış olduğu yatırımlar Türkiye’yi bu alanda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında soktu. Şimdi sağlık malzemelerindeki dışa bağımlılığımızı azaltma zamanı.
Tıbbi malzeme sektörünün gelişimi savunma sanayisinde olduğu gibi çatı bir makama ihtiyaç duyuyordu. Savunma sanayisinde yakalanan başarının tıbbi cihaz sektöründe de aynı bakış açısı ile gerçekleştirilebileceğini düşünüyoruz.
Pandemi yerli üretimin önemini de bir kez daha gösterdi. Dental sektörde yerlilik oranı nedir? Yerli üretimin artması için ihtiyaçlar nelerdir?
Dental sektörde yerlilik oranı şu anda yüzde 25’ler seviyesinde. Burada üreticilerimizin son yıllarda büyük bir cesaretle AR-GE ve inovasyona yapmış oldukları yatırımların payı büyük. Bugün dental sektörde, özellikle implantoloji, ortodonti, endodonti ve restoratif alanlarında bir hekimin ihtiyacı olan tüm malzemelerin patentli ve tescilli Türk markaları çıkıyor. Yerli üretimin artması için inovasyona daha fazla yatırım, eski normale döndükten sonra daha fazla yurt dışı fuarlara katılım ve ülkemiz için istikrarlı kur kritik önem arz edecek.
Sektörün ihracatı 2020 yılında nasıl gerçekleşti? AR-GE ve inovasyonun, sektörün ihracat kabiliyetini artırması açısından önemi hakkında neler söylemek istersiniz?
Ağız ve diş sağlığı malzemeleri sektörü, pandemi yılında özellikle koruyucu tıbbi malzeme alanında dünyaya ciddi anlamda ihracat gerçekleştirdi. Sektörümüzün 2020 ihracat rakamları resmi olarak henüz elimize ulaşmadı ancak benim tahminim, ihracatımızı 2019’a göre en az yüzde 30 seviyesinde artırdığımız yönünde. Bununla birlikte özellikle 2020 yılında lansmanı planlanan ve pandemi ile ötelenen ürünlerin 2021 ile pazara arz olması ve pandemi sonrası döneme hazırlıkların devam ettiğini gözlemliyoruz.
Tıbbi cihaz sektörü özünde katma değeri yüksek sektörlerden. Kritik öneme sahip olmanın yanında uluslararası araştırmalara göre de yıllık yüzde 25’in üzerinde düzenli büyüme kat eden sektörler arasında yer alıyor. Yapılan AR-GE ve inovasyonlar ile ürünlerin katma değerlerine kaldıraç etkisi oluşturmak, firmaların karlılıkları ve sürdürülebilir büyüme için vazgeçilmez.
Üniversite sanayi işbirliğinde yol haritası nasıl olmalıdır?
Üniversite – sanayi iş birliği ülkemizde belki de en çok bizim sektörümüzü yakından ilgilendiren bir mesele. Bugün sektörümüzde faaliyet gösteren bazı firmalar kendi bünyelerinde akademiler kurarak üniversitelerin diş hekimliği fakültelerinde eğitim gören kardeşlerimize uygulamalı pratik yapma imkanı sağlıyor. Bünyesinde akademi olan firma sayımızın her geçen gün artmasını temenni ediyorum. Ağız ve diş sağlığı için teori elbette çok önemli ancak hekim adayı öğrencilerimiz için pratik ve uygulama olmazsa olmaz niteliğinde.
Yatırımlar ve ürünler açısından değerlendirdiğimizde, firmalarımızın ürünlerini üniversite işbirliği ile geliştirmesini ve teknoloji transferleri ile katma değeri yüksek inovatif ürünleri portföylerine katmalarını önemsiyoruz. Geçtiğimiz yıl bir örneğini restoratif alanında gördük. Devamının da geleceğini düşünüyoruz. Bu gibi örneklerin artırılarak devamı için DİŞSİAD olarak da üniversitelerimiz ile sanayicilerimizi bir araya getirme konusunda gayret gösteriliyor.
Röportaj: Elvan Genç (VYG)
Bu röportaj, Dişhekimliği Dergisi’nin 142’nci sayısında İnovasyon İhracat kapak konusu içerisinde yayınlanmıştır. Dergiye buradan abone olabilirsiniz.