Geliştirdiğiniz yeni tedavi yöntemi için sizleri tebrik ederiz. Öncelikle çalışmaya yürüten ekip ve çalışma süreciniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Çalışmamızın tüm aşamaları, Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. Altay Uludamar, Ağız ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Erdal Ergünol ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aylin Sepici Dinçel tarafından tasarlandı ve gerçekleştirildi. Ayrıca içerisinde Dr. Elif Tuba Duman, Rabia Şemsi, Dr. Ali Haydar Özoğlu gibi arka planda katkı sunan pek çok kişinin de yer aldığı bir ekip çalışması olduğunu söyleyebilirim.
Çalışmanız uluslararası geçerliliğe sahip bir patent aldı. Patent hakkında neler söylemek istersiniz?
Patent konusu, kemik hacminin artırılması ile yetersiz kemik boşluklarının doldurulması uygulamalarında, osseointegrasyonun (kemikleşmenin) ve iyileşmenin hızlandırılmasına yönelik bir terapötik kompozisyon ve bunun lokal kullanım yöntemidir.
Patent başvurumuzu ilk olarak, Covid-19 pandemi sürecinde Aralık 2019’da yaptık ve bu süreçte çalışmamızın deneysel basamaklarını tamamladık. Türk Patent Belgesi 21 Nisan 2022’de, Patent İşbirliği Antlaşması (PCT) ise 30 Mart 2022 tarihinde onanmıştır. Mart 2022’de Uluslararası Patent Ofisi’nden gelen raporla, buluşumuzun ‘yeni ve özgün’ olduğu ve ‘endüstriyel olarak uygulanabilirliği’ teyit edilmiş oldu.
Dünya Fikri Mülkiyet Ofisi (WIPO), yapılan başvuru üzerine, düzenlediği inceleme raporuyla, deneyleri başarıyla tamamlanan ve faz çalışması hazırlıkları devam eden yeni tedavi yönteminin, dünya çapında 156 ülkede de korunabileceğini tarafımıza bildirmiştir.
Diş ve kemik yapısını güçlendiren bu tedavi yöntemini sizden dinleyebilir miyiz? Yeni tedavi yöntemi nasıl avantajlar sağlıyor?
İmplant yerleştirilecek alanlarda yetersiz kemik mevcudiyetinde bu bölgede hızlı ve kaliteli bir kemik dokusunun oluşturulmasında etkin olarak kullanılacaktır.
Diş hekimliğinde greft kullanımının yaygın olduğu, diş eti ve dişi destekleyen dokuların kaybında uygulanan cerrahi yöntemlerde de lokal kullanım ile önemli çözümler sunabileceğimizi düşünmekteyiz. Kemik grefti uygulamalarında alt ve üst çenede oluşmuş olan kemik kayıplarının giderilmesinde halihazırda kullanılan materyallere göre uygulamamız ile kemikleşme sürecinin oldukça kısaldığını belirtebiliriz.
Hedefimiz, dişeti hastalıkları sonucu doku kayıplarına bağlı diş kayıplarını da en aza indirmek ve doğal dişleri mümkün olan en uzun süre ağızda tutmaktır. Diğer yöntemlere göre metabolik cevabın hızlı ve yeterli olduğu histolojik çalışmalar ile saptanmıştır. Bu şekliyle dünyadaki uygulama alanına yeni bir bilgi eklenmektedir. Ayrıca diyabet hastalarında, immün yetmezliği bulunan hastalar için de tatmin edici çözümler sunabilecektir.
Yeni tedavi yöntemiyle ilgili bundan sonra süreç nasıl işleyecek?
Türkiye'den özellikle sağlık alanında bir patent başvurusuna olumlu geri dönüş yapılması, bizler için gerçekten çok büyük bir gurur kaynağı. Deneysel basamakları başarı ile tamamlanan çalışmamızda, faz deneylerine geçilebilmesi için gerekli süreçler başlatılmıştır.
