İnsanın özellikleri hakkında ilk bilgileri veren ve karşıdaki kişi tarafından en çabuk algılanan bölgesi yüzüdür. Yüz görüntüsü bu sebeple tarih boyunca hep önemli olmuştur. Yüz görüntüsünü de en çok etkileyen yapı da ağızdır. Ağızdaki bir değişiklik direk yüzü etkiler ve bu çabuk farkedilir. Bunun bilincinde olan insanlar estetik beklentilerle diş hekimine başvururlar. Örneğin arka bölgelerde olan çürükleri önemsemeyenler, özellikle anteriör bölgede olan çürük, renklenme, malformasyon ya da çapraşıklıkların bir an evvel tedavisini isterler. Bunun gerisinde güzel ve etkileyici bir yüz görüntüsüne sahip olmak yatar. Bu da kişilerin kendilerine olan güvenlerini ve saygılarını arttırır. Kişiyi psikolojik açıdan güçlü hissettiren bu duyguların, kişinin yaşamla mücadelesinde ve sosyal ilişkilerinde olumlu etkileri vardır. Estetik açıdan tatmin edici bir fiziki görüntü, sağlıklı bir psikolojik yapının da temelini oluşturur. Fizik ve psikolojisiyle bir bütün olan insan, bu iki durumu sürekli dengelemeye çalışır. Bu açıdan önemli görevlerden bazıları da diş hekimlerine düşer. Böylece insan yaşamındaki estetik diş hekimliğinin önemi ortaya çıkar. Bu derlemede estetiğin temel kavramları verilmeye çalışılmıştır. Estetik Kavramlar 1. Kompozisyon: Bir cismin kontrast oranı arttıkça görünürlüğü artar. Bunlar doku, renk ve çizgi hatlarındaki kontrastlar olabilir. Kontrast yardımıyla görünür hale gelen cisimler arasındaki ilişkiye kompozisyon denir. Örneğin, dental kompozisyon, fasyal kompozisyon ve dentofasyal kompozisyon gibi. 2. Ünite: Kompozisyonun ilk şartı ünite olmasıdır. Ünite kompozisyonun değişik parçalarına bir bütün etkisi verir. 2 tip ünite vardır: Statik Ünite: Tekrar eden şekil, renk ve çizgilerden oluşan geometrik düzenli şekillerdir. Örneğin, inorganik şekiller, kar kristalleri, yağmur damlası ve kristaller gibi. Dinamik Ünite: Bitki ve hayvanlarda bulunan aktif, yaşayan ve büyüyen ünitelerdir. Segregativ Kuvvetler: Koheziv kuvvetlerin tersine ünitede çeşitli dizayna imkân verir. Dentofasyal kompozisyonda ikisi birden görülür. Horizontal simetri: Benzer elementlerin soldan sağa doğru belli aralıklarla sıralanmasıdır. Işınsal simetri: Objelerin, santral noktalarının iki tarafında, birbirinin ayna görüntüsü şeklinde sıralanmasıdır. 7. Çizgiler: Birbirine paralel iki çizgi en uyumlu yapıdır. Çünkü herhangi bir çatışma yoktur. En güçlü görsel ilişki birbirine dik olan çizgilerdir. Bu yüzden eşitlik için paralel(=), güçlü bir ilişki için (+) kullanılır. 8. Baskınlık: Ünite için şarttır. Renk, şekil ve çizgiler baskınlık faktörü olabilir. Ünite içinde devam eden benzer elementin varlığını vurgular. Bu da kompozisyona dinamik bir yapı verir(3,4). – Trichion (saçlı deri) ve supraorbital alan – Supraorbital ve nasion (burun tabanı) – Burun tabanı ve gnation (çene ucu) bölgesi Yüzün 1/3lük alt kısmı ağız kapalı iken, üst dudaktan geçen çizgiyle bölünürse, yüzün alt kısmının 1/3 lük kısmını oluşturur. 60 yaş ve üzerinde, kaşlar, burun ucu, çene ucu yer çekiminin de etkisiyle aşağı sarkar. Nasal taban çöker. Çene ucu buruna değecekmiş gibi görünür. Ağız köşeleri aşağı düşer Vertikal yüksekliğin düşmesinden dolayı vermillion hattının genişliği azalır, dudaklar silikleşir. Cinsiyet: Kadınlarda erkeklere göre diş görünürlüğü ortalama iki kattır. Erkeklerde 1.90 mm iken kadınlarda 3-4 mm. dir. Gülmek, bebekliğin ilk dönemlerinden itibaren varolan temel iletişim şeklidir. Duyguları ifade eder. Hoş bir gülüş yüz güzelliğini artırır. Günümüz dünyasında başarı için gerekli Etkileyici bir güçtür. Dostluk, mutluluk ve beraberliğin ifadesidir. Güzel bir gülüş; diş – dişeti yapılarının özelliğine, dudak – dişler arasındaki ilişkiye ve fasyal kompozisyonla uyumuna bağlıdır. Düşük dudak hattı; Maksiller kesici dişlerin %75-100 den az kısmı görünür. Yüksek dudak hattı: Büyük oranda dişeti görünür. Bu kurvatür kadınlarda erkeklere göre daha belirgindir(3). Buna göre maksiller santral iki dişi hayali olarak ayıran bu hat dental orta hattır. Yani nasion ve philtrum tabanından geçer. Aslında yüz simetrik hissini vermesine rağmen, iki yarısı arasında hafif değişiklikler vardır. Yüzün bir yarısının ayna görüntüsü, diğer tarafa yerleştirilirse doğal olmayan farklı bir yüz yaratılmış olur. Örn: gözler hafifçe farklı seviyede ve soket içinde farklı derinliktedir. Yine çoğu insanda burun ve çene ucu orta hatta göre deviye olabilir. Pythagoras; iki farklı uzunluğu estetik açıdan numaralarla ifade etmek için ; Kısa Kenar = Uzun Kenar = 2 = 0.618 bulmuştur. Altın oran, sanatta ve mimaride yaygın olarak kullanılmıştır. Bu oranda doğada ve insan vücudunda da var olan bir orandır İlahi oran olarak da bilinir. Örn. Elimizdeki falankslar ve yaprak damarları gibi. Gözümüzün altın orana yatkınlığı vardır ve estetik açıdan bu tarz tercihler yaparız(Şekil-1)(10).
3. Koheziv ve Segregativ kuvvetler:
5. Oran ve Tekrar Eden Orantı:
Oran: Güzelliğin matematiksel ifade tarzı olan oran, iki parça arasındaki sayısal ilişkidir.
Tekrar eden orantı: Bir yüzey estetik açıdan farklı hacim ve şekilde parçalara bölünmek istenirse, aralarında sabit bir sayısal oran olmalıdır.
6. Balans: Tüm parçaların hiçbiri dışarıda kalmadan, her birinin diğerine eşit şekilde ayarlamasıdır. Sonuç olarak karşıt kuvvetlerin dengelenmesinden oluşan bir stabilizasyondur. Görsel algımız bu dengeyi sağlamaya alışıktır.
Yapısal Estetik Kuralları
Uzun Kenar Kısa+Uzun Kenar 15
Şekil-1 : Dental, dentofasyal ve fasyal kompozisyonlar çeşitli altın oran ilişkileri içindedir(10).
Tekrar eden oranlar: Lombardi; yine maksiller anterior dişlere frontalden baktığımızda:
Santral kesici genişliği = Lateral Kesici Genişliği = Kanin Genişliği
Lateral kesici genişliği Kanin Genişliği Premolar Genişliği
Olarak tanımlamış ve bunun distale gittikçe sabit kaldığını göstermiştir.
Tekrar Eden Dental Oran: Preston, maksiller santral kesici ve lateral kesici arasındaki altın oranı sadece %17 modelde rapor etmiştir. Fakat Lombardini yine frontal bakış açısıyla santral kesici ve lateral kesici genişlikleri arasında % 61.8 ile sınırlı olmayan fakat tekrar eden bir oran olduğunu ve distale gittikçe bu oranın sabit kaldığını göstermiştir. Bu arada % 70 oranı ideal görmüştür.
Genişlik-Yükseklik Oranı: Anterior dişlerdeki genişliğin, yüksekliğe oranı % 78 olarak ideal kabul edilmiştir(3,11,6).
FIVE (Fasyal fotoğrafları Değerlendirme) Tekniği: Bu bilgilerden faydalanarak hastada ideal gülüş yaratılabilir. Bunun için model ve fotoğraflar bir arada kullanılır. Fotoğraf, kamera fasyal plana ve santral iki kesici dişin vestibül yüzüne paralel olarak çekilir. Kamera ortalama 35 mm çapında ve 1.2 büyütmeli olmalıdır.
c. Aksiyal eğim: Dişlerin vertikal orta hatta göre konumlarına denir. Anterior dişlerde aksiyal eğim mesiale doğrudur. Bu eğim kesiciden kanine gidildikçe artar. Aynı eğim premolar ve molarlar için de geçerlidir. Bu estetik açıdan hoş bir görüntü yaratır(3,11).
. Empirical: Protezde özel bir değişiklik istenmeden labaratuvarda tecrübeye dayalı olarak dişlerin dizilmesidir.
. Fonetik: Konuşmak dinamik, doğal bir yapıdır. Bu sebeple vertikal boyutun doğruluğu ve maksiller santral kesicilerin yerleştirilmesi için, uygun analizler yaparak dizilim gerçekleşir. Örneğin;
· F sesi çıkarılırken maksiller kesici dişler hafifçe alt dudağa temas eder,
· Ağız hafifçe açıkken mandibular kanin ve premolar oklüzal yüzeyleri alt dudakla aynı seviyededir,
· S sesi çıkarılırken maksiller ve mandibular insizal kenarlar birbirine yaklaşır.
Ark formları: Kanin-papil-kanin hattına göre kare, ovoid ve açılı olmak üzere 3e ayrılır.
Araştırmalar, toplumda 2/3 oranında sıklıkla kare formdan sonra açılı ve ovoid formun geldiğini göstermiştir. Her ark formu uygun bir dizimi gerektirir. Örn; açılı ark formunda anterior bölge dişlerinde hafif rotasyonlar ve over-laplar olabilir.
e. Derecelenme: Benzer objelerden kişiye yakın olan diğerine göre daha büyük görünür. Bu iki obje arasındaki aynı yapıdaki diğer objeler, yakından uzağa doğru giderek küçülmüş olarak görünür.
Yüzey yapısı: Diş yüzeyi ışığı yansıtma özelliğine göre pürüzlü veya pürüzsüz algılanabilir.
Diş yüzeyinde:
· Anatomik (oluklar ve kabarıklar gibi)
· Non anatomik (perikamata, v.b.) oluşumlar bulunur.
Doğal görüntüyü yakalamak için restoratif diş yüzeyi ağızdaki diş yüzeylerine benzetilmelidir.
Diş konturu: Williams 1994te yüz konturu ile maksiller kesici arasında aynı tür kontur olduğunu bulmuştur.
Mesio-distal genişlik: Yapılan çalışmalar mesio-distal çapın erkeklerde kadınlara göre, siyahlarda beyazlara göre daha büyük olduğunu göstermiştir. Ayrıca mesio-distal genişlik, yaşlanmayla proximal bölge aşınmalarından dolayı azalır.
İnsizo-gingival yükseklik: Yaşlanmayla insizo-gingival aşınmalar sebebiyle, azalan vertikal boyutu estetik ve fonksiyon yönünden restore etmek gerekir.
h. Embraşurlar: İnsizal embraşurlar santral kesiciler arasında küçükken kanine doğru gittikçe büyür. Ağız boşluğundan dişlerin ayrılmasını sağlar(7).
Hue: Rengin çeşididir. Dişlerde genellikle sarıdır.
Value: Parlaklık ya da karanlık olma durumudur.
Chroma: İçerdiği rengin yoğunluğudur.
İdeal bir dental estetik için sağlıklı inflame olmayan ve interproximal alanları yeteri kadar dolduran diş eti yapısı gerekir(5,12).
Embreşurlar: Estetik olarak dişlerin kontak bölgenin altında bulunması gerekir. Dişeti çekilmesi veya periodontal tedavi sonucu siyah üçgen bölgeler oluşabilir.
4. Fiziksel Komponentler:
Bazı durumlarda estetik ve morfolojik kurallara uyulmasına rağmen, yapılan protezde başarıya ulaşmak mümkün olmayabilir. Bunun sebebi, protez yapılacak bölgenin normal şartlardan farklılık göstermesidir. Böyle durumlarda illüzyon yöntemlerini kullanmak başarı sağlayabilir.
§ Kontrast artışı ve göze yansıyan ışıkların fazla olması görünürlüğü artırır.
§ Saçılan ışınların fazlalığı görüntüyü azaltır.
§ Gölgeler derinlik yaratır.
§ Parlaklık fark edilirlik yaratır.
a. Mevcut boşluk, yapılacak protezin boşluğundan daha geniş ise:
1. Şekil değişikliği yapılarak,
§ Protez yüzeyinde dikey çizgiler oluşturulur,
§ Mezio-insizal ve disto-insizal açıları yuvarlatılır.
2. Renk değişikliği ile ilave edilen diş komşu dişlere göre koyu boyanır.
b. Mevcut boşluk, yapılacak protezin boşluğundan daha dar ise:
1. Şekil değişikliği yaparak,
§ Protezin vestibül yüzü düzleştirilir,
§ Kesici kenar mümkün olduğunca düz hazırlanır,
§ Vestibül yüzde yatay çizgiler uygulanır.
2. Renk değişikliği ile komşu dişlerden daha açık boyanır.
c. Uzun dişlerin kısa gösterilmesi için,
§ Protezin kole ve kesici kenar bölgeleri linguale eğimlendirilir,
§ Kesici kenarın ortasına bir çentik atılır,
§ Kontak bölgeleri uzun yapılır,
§ Kök bölgesi daha koyu boyanır.
d. Kısa dişlerin uzun gösterilmesi için,
§ Protez gingival üçlüde daraltılır,
§ Orta üçlüde düz bir yüzey yapılır,
§ Komşu dişlere göre daha açık boyanır (3,13).
Fonksiyonel açıdan çok başarılı protezin hasta tarafından sadece estetik beklentiler nedeniyle reddedildiği tüm hekimler tarafından bilinen bir gerçektir. Bu nedenle gerek diş şekli gerekse renk konusunda hastanın istekleri göz önünde bulundurulmalı, bu konularda hasta bilgilendirmesi yapılmalıdır.
Arzu ATAY
GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Diş Servisi
Tıbbiye Cad. Üsküdar/İstanbul
Tlf: 0216 542 20 20-4609
e-mail:[email protected]
2. MARGOLİS, M.: Esthetic Considerations in Orthodontic Treatmant of Adult. Adult Orthodontics II, 41: 29-47, 1997.
3. RUFENACHT, C.R.: Fundamental of Esthetics. Quintessence Pub., 1-134.
4. SORENSEN, J.A., NEWMAN, M.G., FLEMMING, T.F.: Gingival Enhancement in Fixed Prosthodontics.Part I: Clinical Findings. J. Prosthetic Dentistry, 65: 100-107, 1991.
5. ESPESİTO, S.C.: Esthetics for Denture Patients. J. Prosthetic Dentistry, 44: 608-615, 1980.
6. TRIPODAKIS, A.P.: Dental Esthetics: Oral Personality and Visual Perception.Quintessence Inter., 18: 405-418, 1987.
7. MORLEY, J.: Macroesthetic Elements of Smile Design. JADA, 132:39-45, 2001.
8. STRUB, J.R.,TURP, J.C.:Fundamentals and Treatmant Concept. Esthetics in Dental Prosthetic:1-17.
9. ERPENSTEİN, H.: The Role of The Prosthodontist in The Treatmant of Periodontal Disease. International Dental Journal, 36: 18-29, 1986.
10. Ertürk E. Estetik Dişhekimliği, GATA Dişhekimliği Semineri, 2002.
11. OUYZ, L.Z.G., HAREL-RAVIV, M.: Cosmetic or Esthetic Dentistry?. Quintessence Inter., 30: 227-233, 1999.
12. MİLLER, A., LONG, J., COLE, J., STAFFANOU, R.: Shade Selection and Laboratory Communication. Quintessence Inter., 24: 305-309, 1993.
13. GOLDSTEİN, R.E.: Esthetics in Dentistry. J.B. Lippincott Co. , 1976.