Ali Çakır: “Sektörü Tek Çatı Altında Topladık, Birlikte Büyüme Hedeflerimizi Yeniden Belirliyoruz”

Geçtiğimiz yıl dokuzuncu genel kurulunu yapan  Diş Malzemeleri Sanayici ve İşadamları Derneği’nde (DİŞSİAD) ADT Dental firmasından Ali Çakır Yönetim Kurulu Başkanı seçilmişti. Görevde bir yılı geride bırakan Başkan Çakır, hem bir yılı hem de 20. yılında DİŞSİAD’ı ve sektöre yansıyan çalışmalarını anlattı.
Ali Çakır: “Sektörü Tek Çatı Altında Topladık, Birlikte Büyüme Hedeflerimizi Yeniden Belirliyoruz” Ali Çakır: “Sektörü Tek Çatı Altında Topladık, Birlikte Büyüme Hedeflerimizi Yeniden Belirliyoruz”
Ali Çakır: “Sektörü Tek Çatı Altında Topladık, Birlikte Büyüme Hedeflerimizi Yeniden Belirliyoruz”
Ali Bey; kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

İstanbul 1959 doğumluyum. 1982 İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Bölümü mezunuyum. Belirli bir süre elektronik, bilgisayar sektöründe çalıştıktan sonra dental sektöre girdim ve 20 yıldır bu sektördeyim. DİŞSİAD’ın kurucu üyelerinden biriyim. Bu işi 16 kişi ile başlamıştık. Bu sene, DİŞSİAD’ın da 20. senesi bu arada. 4 dönem yönetim kurullarında görev aldım. Sonra bir dönem ara verdim. Daha sonra arkadaşlar teveccüh gösterdiler ve bu görevi üstlendik.

Reklam

Geldiğinizden bu yana 1 yıl geçti, bu süreçte Sağlık Bakanlığı, TDB, İhracatçılar Birliği ile oldukça kapsamlı çalışmalarınızı gördük. Bu çalışmaların sektöre yansımalarından bahsedebilir misiniz?

Öncelikle belirtmeliyim ki; çalışmalarımızın büyük kısmı geçmiş dönemlerde arkadaşlarımız tarafından başlatılan ve bize devreden işlerdi. Biz de bir yere kadar getirmeye çalıştık. Bazılarını sonuçlandırdık, bazıları sürüyor, bazıları ise doğası gereği sürmeye devam edecek. Bir kaç yeni çalışma da şu anki yönetim kurulunca başlatılmıştır.

Genel olarak çalışmalarımızın içeriğinden bahsetmek gerekirse;

Önce TDB ile olan çalışmalardan başlamalıyım. Çünkü TDB, bizim için üye sayısı açısından da bakarsak sektörün en önemli bileşeni diyebiliriz. 30 bin kişiyi kapsayan bir birlikten bahsediyoruz. Bu nedenle göreve geldiğimizde TDB ile olan ilişkilerimizi çok önemsedik. Her iki yeni yönetim, üyelerimizin çoğunluğunca da desteklenen TDB kongresinin ve İDEX fuarının birleştirilmesi amacıyla 8 ay süreyle çeşitli toplantılar yaptık. Bunu iki nedenle yapmak istedik. Birinci neden fuarı ve kongreyi birleştirerek uluslararası arenada ses getiren ve önemsenen bir etkinliğe dönüştürmek ve ikincisi de fuarlar ve kongreler sektör firmalarının bütçelerinde çok önemli bir yer tutması. Ülke ve sektör olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Bu nedenle giderler konusunda sıkı bir takipte bulunmak hepimizin görevi.

Bu amaçla TDB ile masaya oturduk ve onlarında iyi niyetli yaklaşımı ile çok olumlu toplantılar yaptık. Ancak geçen ay yaptığımız son toplantıda başkanlar kurul kararı ile İstanbul Kongre Merkezi’nden başka bir yere gitmek istemediklerini bildirdiler. Bizim için Harbiye, kongre için güzel bir yer ancak fuar için uygun değil. Başka bir yer önerdik ancak kabul edilmedi. Harbiye 4 bin metre kare. Ancak biz bu sene 2017 yılında 7.000 m2’nin üzerinde yer sattık ve 2018 hedefimiz 10.000m2 üzerine çıkmaktır. Bu nedenle yollarımız ayrıldı. İlişkilerimizi devam ettirerek her iki etkinliğin kendi kulvarında devam etmesi kararını aldık. Bizim hedefimiz Dubai’deki fuarı geçmek ve IDS’i yakalamak.

Sektörü oluşturan sac ayağının diğer üyeleri de bildiğiniz gibi diş protez teknisyenleri. Ancak teknisyenler dünyasında bir bölünmüşlük var. Bu nedenle verimli bir işbirliği yapamadık. Ancak hedeflerimiz arasında bu konu da var.

Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile olan çalışmalarınıza gelirsek…

Sektörümüzün işleyişini düzenleyen kurum. 2014 yılında yürürlüğe giren “Tıbbi cihaz satış, reklam ve tanıtım yönetmeliği “ sektörün nasıl çalışması gerektiğini açıklayan düzenlemeleri içeriyor. Ancak yönetmelikteki bazı maddelerin uygulanmasında bazı sıkıntılar var. Biz de kendileri ile bunları konuşuyoruz. Üyelerimizden gelen bazı istekleri dosya haline getirip Tıbbi Cihaz Kurumu’nun yöneticilerine iletiyoruz.

Kurum başkanı Sn. Hakkı Gürsöz başta olmak üzere kurum yetkilileri ile karşılıklı anlayışa dayanan çok güzel ilişkilerimiz var. Bu seneki IDEX Fuarı’nda ilk defa Sağlık Bakanlığı’na stant açtırdık. İlk oldu ve üyelerimiz açısından da gayet güzel oldu. Kendileri doğrudan kurum yetkilileri ile iletişime geçerek görüşme ve soru sorma fırsatı buldular. Bakanlık açısından da çok etkili oldu çünkü ilk defa bir dental fuarda yer aldılar. Şu an bizi her etkinlikten haberdar ediyorlar ve bizde yönetim kurulu ve üyelerimizle bu etkinliklere katılıyoruz. İstanbul, Ankara ve İzmir’de oldu. Şimdi aynı etkinliği GREATIST Diş Hekimliği Kongresi’nde yapacağız. Bu çalışmalar hem üyeleri bilgilendiriyor hem de kamu otoritesinin sektördeki durumu bilmesini sağlıyor. Üreticilerin toplantılara katılması, sorunların anlatılması açısından daha etkin olmasını sağlıyor. Son olarak Ankara’da yapılan toplantı TİTCK Tıbbi Cihaz Kayıt ve Koordinasyon Dairesi Başkanı Sn. Yalçın Soysal’ın başkanlığında bir heyetin ve 30 yakın üyemizin katıldığı toplantımız çok verimli oldu.

Bir de şöyle bir durum var sektör yaklaşık 10 yıl önceden başlayan UBB (Ulusal Bilgi Bankası) uygulaması ile tüm ürünlerimizi Sağlık Bakanlığı’nın bilgi bankasına girmiştik.  Ancak son bir senedir UBB sonlanıyor ve yerine bir adım ötesi olan ÜTS dediğimiz “Ürün Takip Sistemi”  geldi. Sektör olarak da 2019’un başında tamamen geçmiş olacağız. Bildiğiniz üzere yaklaşık 1,5 sene önce de bütün diş depolarının ruhsatlandırılması işlemi gerçekleştirildi. Diş depolarının %99’u ruhsatlandırıldı. Ruhsatı olmayan firmalar kesinlikle hiçbir özel veya kamu kurumuna satış yapamaz. Tek hekim olarak çalışan diş klinikleri de buna dahildir. Sektörün düzene girmesi açısından bunu çok önemsiyoruz.  Bu sistem çalışanlar için de faydalı oldu çünkü unvanları belirli bir sisteme oturdu. Klinik Destek Uzmanı, İş Yeri Sorumlusu ve Satış Temsilcisi oldular. Yavaş yavaş her şey oturuyor.

Siz de bakanlık yetkililerini derneğe davet ediyorsunuz ve bu toplantılar da ses getiriyor…

Çalışmalar bu şekilde meyvelerini de vermiş oluyor. Eskiden olduğu gibi her talepte Ankara’ya gitmek klişesinden kurtulmak istiyoruz. İlişkilerimizin seviyesi ve özellikle TİTCK Başkanı Sayın Dr. Hakkı Gürsöz ve Tıbbi Cihaz Sektörel Hizmetler Dairesi Başkanı Mehmet Baş’tan gördüğümüz destekle buralara kadar geldik. Çalışmalarımızın ciddiyetinin neticesi olarak kendileri de buraya gelip bizi ziyaret ettiler. Sektörün sorunlarıyla ilgili kendilerine bir dosya verdik. Yönetmelikte üyelerimizi çok mağdur eden bazı maddelerin nasıl değiştirilebileceği ile ilgili kendilerinden yardım istedik. Kendileri ile iletişimi sıcak ve olumlu bir seviyede sürdürüyoruz.

İhracatçılar Birliği ile yaptığınız çalışmalar neler?

Öncelikle şunu söyleyeyim; medikal sektörün de dental sektörün de en büyük sorunu yerli ürün. Sağlığın genelinde %90’a yakın bir ithalat var. İmplantın üretimi ile birlikte %80’lere belki düşüreceğiz yakın zamanda. İthalat bu denli yüksek oranda olması bize üzüntü veriyor. Yerli ürünün kaliteli bir şekilde arttırılması, ihracatı hareketlendirme, rağbet görmesini sağlama ve üyelerimize nasıl destek verebileceğimiz noktasında İhracatçılar Birliği ile görüşmeler yapıyoruz. 3-5 arkadaşın bir araya gelerek belirli ürünleri üretmeleri konusunda neler yapabiliriz, bu arkadaşların yurt dışı fuarlarında desteklenmesi nasıl olur gibi konuları konuşuyoruz. İlişkiler eksik kalmış, hızlıca toparlamaya çalışıyoruz. Üreticilerimiz de bölünmüş durumda. Şimdi hepsini bir araya toplamaya çalışıyoruz. Üretici üyeleri bir araya getirip daha çok ses getiren bir komite oluşturacağız.

Ticaret Odası’nda da çalışmalarınız devam ediyor…

Evet, Ticaret Odası’nda bir komite var ve orada da bizim bir üyemiz var. Seneye seçim olacak. Üye sayımızı artırabilir miyiz diye bir çalışma yapıyoruz.

En son Sağlık Müdürlüğü’nü ziyaret ettiniz. Bu alanda neler oldu?

Kamunun her alanında iletişimi sıkı tutmak istiyoruz. Bir ara sıkıntı olmuştu. Tıbbi Cihaz Merkezlerinin 15 günlük geçici faaliyetlerinin durdurulması ve Tıbbi Cihaz Merkezlerinin süresiz kapatılması konularında.

Çünkü yönetmelikte “satış merkezi çalışma belgesi düzenlenmiş personel değişikliklerini beş iş günü içinde müdürlüğe bildirir.” “Sorumlu müdürün görevine son verilmesi, istifası, sorumlu müdürlük şartlarını herhangi bir şekilde kaybetmesi durumunda, böyle bir durumun ortaya çıkmasından itibaren beş iş günü, vefatta ise on beş gün içerisinde satış merkezinin müdürlüğe bildirimde bulunması ve en geç bir ay içerisinde de yeni bir sorumlu müdür görevlendirilmesi zorunludur.” “Aşağıda sayılan hâllerde satış merkezinin faaliyeti on beş gün süreyle geçici olarak durdurulur.” Gibi maddeler var. Süreleri bir ay, 60 gün gibi gibi mantıklı süreler içerecek şekilde düzenleyip değişiklik talep dosyası verdik. Sağ olsunlar ellerinden geleni yapacaklarını söylediler.

Ali Çakır: “Sektörü Tek Çatı Altında Topladık, Birlikte Büyüme Hedeflerimizi Yeniden Belirliyoruz”Siz sektörün duayen iş adamlarından birisiniz. Peki sektörü geçmiş, bugün, gelecek açısından değerlendirirseniz neler söylemek istersiniz?

Geçmişe baktığımızda çok daha küçük bir sektördük. 20 sene önce sektörün İstanbul merkezi Beyoğlu, Ankara merkezi ise Kızılaydı. Ankara’da 5, İstanbul’da ise 10-12 kişi vardı. Cirolar çok düşüktü. Tabi o zaman 20 bin diş hekimi vardı, şimdi 30 bin diş hekimi var, açılan çok sayıda fakülte var ve bir kısmı henüz mezun vermiyor, bir kısmı vermeye başladı. Hepsi mezun vermeye başladığında hesaplanan rakam 60 bin olacak (5 yıl içinde).

Bunun yanı sıra asıl değişiklik sektörde. Devlette dental sektörün alıcı olarak çok fazla yeri yoktu. Belirli devlet hastanelerinin diş bölümleri vardı ama çok fazla etkin değildi. Yaklaşık 15 senedir ağız, diş sağlığı merkezlerinin sayıları arttı, yenilendi ve büyüdü. İstanbul’da Okmeydanı, Bahçelievler ve Güngören’i ilk etapta söyleyebiliriz. Anadolu ve Doğu Anadolu büyümeye devam ediyor.

Yapılan bu işleri bazı açılardan eleştirebiliriz ancak şunu da kabul etmeliyiz ki; halkımızda diş hekimi görmeden hayatını sürdüren büyük bir kitle  vardı. Şimdi en azından rahatlıkla gidip uygun şekilde diş tedavisi yaptırabiliyorlar. Ancak burada sıkıntımız var. İhale kanunundaki şartlar. Bu şartlar sebebi ile her merkezler hem bizler sıkıntı yaşıyoruz. Hastaya verilen sağlık hizmetinin kalitesinde yükselme sağlanamıyor.

Geldiğimiz noktada firma sayısı 500’e ulaştı ancak net bilgi yok. Tam diş hekimi sayısı bilemediğimiz gibi tam firma sayısını da bilemiyoruz. Bunları toparlamak için biz de çalışıyoruz, Bakanlık ve TDB de çalışıyor. İstatistik önemli çünkü doğru yapı kurmak için verinin doğru tutulması gerekiyor.

Yani; sektördeki değişikliklerden biri de sayının çoğalması ve denge oranının değişmesi. Şu anda hizmetin %50’si özel klinikler, %50’si ise kamu.

Son 10 yıldır da baş gösteren diğer bir değişiklik ise yabancı firmaların yeri. Firmalar artık bayilik vermek istemiyor ve kendileri geliyor. Kendi ofislerini açıp Türkiye çapında bayilik verdikleri için bizim işlerimizin rengi değişiyor. Ufak firmalara yaşama şansı kalmaması olumsuz bir durum. Rekabetin olması için ufak firmaların yaşaması gerekiyor. Yabancı  sermayenin sektöre girmek için tekrar çalışmalar yaptığı yönünde duyumlar alıyoruz ancak henüz net bilgi yok.

Sonuç olarak geldiğimiz nokta; büyüdük ve büyümeye devam ediyoruz. Büyümeyi dengeli bir şekilde yapıp kaliteyi arttırarak ilerlememiz gerekiyor. En önemlisi de yerli ürünü arttırarak gitmemiz gerekliliği. Bunun için DİŞSİAD olarak elimizden geleni yapıyoruz. Üyelerimizle görüşüyoruz. Kamu ve otoritelerle görüşüyoruz.

Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

Yayıncılık konusuna da değinmek istiyorum. Sektörümüzdeki yayın sayısı azalıyor. Bu konuda başta Vestiyer Yayın Grubu’nun sahibi Bülent Manav Bey’i tebrik etmek istiyorum. Büyüyerek devam ediyor. TDB, kendi çapında bir yayıncılık yapıyor. İzmir’de de bir arkadaşımız var direniyor. Bazı arkadaşlar da medyayı bırakıp başka alanlara geçtiler.Sektör büyürken yayıncılık da büyümeli ki bizler artan diş hekimlerine sesimizi daha iyi duyuralım.

Ve teknisyenlerin sorunlarını da çözelim. Onların da ruhsatlandırma durumlarına el atılsın kayıtsız işlem yapan laboratuvarların ihalelere girmesi engellensin. Birlik olunsun. Bu konu için de çalışmalarımız var. IDEX’te onlara da ayrı bir yer vermek istiyoruz. Çalışmalarımız devam ediyor.

Tüm çalışmalarınız için teşekkür ediyoruz.

Ben de geldiğiniz için sizlere ve buradan herkese teşekkürlerimi iletiyorum.

Röportaj&Fotoğraf: Elif Taman (VYG)

Normal
0

21

false
false
false

TR
X-NONE
X-NONE




/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:”Normal Tablo”;
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-parent:””;
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin:0cm;
mso-para-margin-bottom:.0001pt;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:12.0pt;
font-family:Calibri;
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-language:EN-US;}

Bu röportaj, PNV Dergisi’nin Ekim 2017 tarihli 9. sayısında yayınlanmıştır. Vestiyer Yayın Grubu dergilerini incelemek, abone olmak için burayı tıklayabilirsiniz.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir