Dişhekimliği hizmetinin kalitesi, fakültelerde verilen eğitimin kalitesiyle doğru orantılıdır
Türkiyede dişhekimliği fakültelerinde verilen temel eğitimin hekimlerin her türlü implant tedavisini yapacağı düzeyde olduğu kanısında değilim.
Ülkemizde dişhekimliği hizmetinin kalitesinin artması, üniversitelerde verilen eğitim kalitesi ile doğru orantılıdır. Genel tıp bilimlerinde uzmanlaşmanın hizmetin kalitesini arttırdığı kaçınılmaz olarak açıktır. Aynı durum dişhekimliği açısından da geçerli olmalıdır. Bu yüzden temel dişhekimliği eğitimin yanında meslektaşlarımızın değişik alt bilim dallarında uzmanlaşması dişhekimliği hizmetinin kalitesini arttıracaktır. Burada en önemli konu ise ülkenin bu uzun süreli eğitimi karşılayacak ekonomik güce sahip olmasıdır. Ne yazıktır ki ülkemiz gelişmekte olan ülkeler sınıfında yer almakta ve bu külfetli eğitim yükünü sırtlanacak durumda değildir. O zaman yapılması gereken nedir? Kademeli bir geçişin sağlanması. Zaten bunun örnekleri de yavaş yavaş gerçekleşmekte. Yıllar geçtikçe fakültelerde doktora ve master seviyesinde eğitim alan meslektaşlarımız artmakta, hatta özellikle implantoloji alanında bu eğitime özel kurum ve kuruluşların, meslek odalarının da kurs ve sertifikalar düzeyinde destek verdiği görülmektedir.
Eğer implantoloji olarak özelleştirmek gerekiyorsa bazı çelişkileri belirtmeden geçemeyeceğim. Bir implant tedavisi multidisipliner bir yaklaşımdır. Bunun anlamı implant uygulayacak bir hekimin bir cerrah, bir periodontolog, bir protez uzmanına yakın bilgi ve beceriye sahip olması demektir. Ancak sonuçta hizmet ettiği nokta protetik bir alt yapıya destekliktir. Yani protez işlemine hizmet eder. Şu an serbest dişhekimlerimizin kliniklerinde yaptıkları tedavilerin önemli bir kısmını protetik tedavilerin kapsadığı düşünülürse implant alternatifli bir protez tedavisinin genel dişhekimliği pratiğinden ayrı tutabilmek imkânsız gibi görünmektedir. İşte başta bahsettiğim çelişki burada gerçekleşmektedir. Yani bir yandan implant tedavisinin genel dişhekimliği pratiğinde yaygınlaşmasını düşünürken diğer yandan ise, üç ayrı bilim dalında da uzman olunması gerektiğini de belirtmekteyiz. Bu çelişkiden kurtulmanın tek yolu tabii ki planlı eğitimden geçmektedir.
İmplant eğitimi temel dişhekimliği eğitimi içerisinde yer alması gereken bir kavramdır. Ancak bu eğitimin de sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir. Basit bir implant tedavisi temel dişhekimliği eğitimi içersinde gerek teorik gerekse pratik uygulamalar ile fakültelerde anabilim dallarının eğitimi içersinde yer alabilir. Ancak komplike tedavi basamaklarını içeren ve uzmanlaşma gereken durumların bu eğitim içersinde yer almaması gerektiği kanaatimdeyim. Zaten mezun olan meslektaşlarımız bu tip tedavi yöntemlerini uygulamak isterlerse bununla ilgili eğitim kapıları üniversitelerde sonuna kadar açıktır. Gerek doktora gerekse master programlarını dahil olarak bu eğitimlerden geçebilirler. Burada üniversiteler ve fakültelere düşen görev ise bu tip programları mümkün olduğunca çok açabilmek ve daha çok hekimimizin bu fırsatlardan yararlanmasını sağlamaktır.
Türkiyede implant eğitimi konusunda talep gün geçtikçe artmaktadır. Bu ihtiyaca karşılık olarak şu an için en yaygın eğitim yöntemi pratik ve teorik kurslardır. Aslında dünyadaki örneklere baktığımızda da aynı durumla karşılaşmaktayız. Bugün gelişmiş ülkeler arasında yer alan Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa gibi birçok ülkede de sayısız kurs ve sertifika programı bulunmaktadır. Hatta bu ülkelerdeki kurs programları enternasyonel hale gelmiştir. Ülkemizde aynı süreçten geçmektedir. Ve gelecekte bu programların sayısı Türkiyede de çok artacaktır.
Eğitimin temel taşlarından olan fakültelerinde dental implantoloji alanında verecekleri eğitim hizmetlerini arttırmaları gerekmektedir. Bu amaçla sürekli mesleki eğitim programlarında implant eğitimine ayrılan zamanı arttırmaları ve ayrıca daha öncede bahsettiğim gibi bu konuda doktora ve master düzeyinde programlar açarak hekimlerimizin bu programlardan faydalanmasını sağlamalıdırlar.
Prof. Dr. Ender Kazazoğlu:
Üniversiteler, implant konusunda görevlerini tam manasıyla yerine getiremiyor
Fakültelerde yeterince implant eğitimi verilebildiğini kesinlikle düşünmüyorum. Böyle bir eğitimin verilebilmesi için eğitim sisteminin tümüyle değiştirmek gerekir. Bence böyle spesifik bir eğitimi fakültede vermek de gereksiz. Fakültenin amacı öğrencilere temel dişhekimliği eğitimini vermektir. Daha sonra isteyen öğrenci istediği dalda ihtisaslaşarak daha fazla bilgiye sahip olabilir. İmplant eğitiminde problem, özelikle ülkemizde, konunun multidisipliner olmasıdır. Fakültelerde implant eğitimi sadece genel bilgilerin verildiği protez, cerrahi ve periodontoloji tarafından verilen multidisipliner bir ders olmalıdır. Günümüzde implant eğitimi özel veya firmaların yapmış olduğu kurslarla verilmektedir. Bence bu yetersizdir. Burada üniversitelerin devreye girip master programları hazırlamaları gerekir diye düşünüyorum. Bir konu hakkında ihtisaslaşmak için herkes doktora yapacak diye bir kanun olmamalı. Yurdışında örnekleri var! Bir insan her yaşta ne zaman isterse istesin master yapabilmeli veya uzun süreli sertifika kursları olmalı, merak ettiği ve uygulamak istediği konuyu yerinde yani üniversitede öğrenmeli. Yoksa birkaç saatlik kurslarla protez, cerrahi ve periodontoloji nosyonu olmadan bu işi yapmanın amacı buradan rant sağlamaktır. Evet bir kaç basit vaka yaparken sorun çıkmaz herşey yolunda gidebilir, komplikasyon çıktığı zaman ne olacak vucudunuz implantı redetti yalanına mı başvuracağız ne acıdır ki halen bu yalan meslektaşlarımız arasında kullanılmaktadır. Son söyleyeceğim, bugün üniversiteler bu konuda görevlerini tam olarak yapmamaktadır. Durum böyle olunca da herkes kendi yöntemine göre bir şey geliştirmektedir ve geliştirilecektir. Çünkü bu işte maddi kazancın iyi! olduğu düşünülmektedir.
Prof. Dr. Ateş Parlar:
Dişhekimliği fakültelerinin mezuniyet sonrası eğitime önem vermesi ve katkıda bulunması gerekiyor
Yeni mezun bir dişhekiminin mesleki uygulamaları içinde implanttan daha öncelikli pek çok konu olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle fakültelerde verilen implant eğitiminin hangi koşullarda yeterli sayılacağını ortaya koymakta yarar olduğunu düşünüyorum. Dişhekimliği fakültelerinde verilen eğitimin amacı mezuniyet öncesindeki meslektaşlarımıza dişhekimliğine ait temel bilgileri ve uygulama becerilerini kazandırmaktadır. Koruyucu ve önleyici hekimlik anlayışının öncelikli olduğu tedavi edici hekimlik becerilerinin ise en üst düzeyde kazandırılmaya çalışıldığı bir eğitim hedeflenmelidir. Bu açıdan bakıldığında implant uygulamalarının tedavi edici hekimlik yelpazesinde, diş kayıplarının tedavisi için bir araç olduğu akıldan uzak tutulmamalıdır. Kanımca beş yıllık eğitim süreci dişhekimliği öğrencilerinin temel konulardaki bilgi ve becerileri kazanabilmeleri ancak yeterli olabilmektedir. İmplantolojiyi ise bu süreçte edinilen periodontoloji, cerrahi ve protez bilim dallarına ait temel bilgilerin üzerine oturacak bir disiplin olarak görüyorum.
Öğretim üyesi olarak görev yaptığım Gazi Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesinde 4. ve 5. sınıflarda implantoloji dersleri işlenmektedir. İmplantoloji ile ilgili bilgiler, öğrencilerimize Periodontoloji, Ağız-Diş-Çene Cerrahisi ve Protetik Diş Tedavisi Anabilim dallarından öğretim üyeleri tarafından aktarılmaktadır. Uygulama ve staj yoktur. Kanımca mezuniyet öncesinde bu düzeyde bir eğitim yeterlidir. Daha açık belirtmek gerekirse yeni mezun bir dişhekiminin mesleki uygulamaları içinde implanttan daha öncelikli pek çok konu olduğunu düşünüyorum. Kuşkusuz, implantolojiyi çağdaş dişhekimliğinin vazgeçilmez ve önemli bir parçası olarak görüyoruz. Bir dişhekiminin implantolojiye yönelmesinin belli bir meslek tecrübesi ve olgunluk döneminden sonra olmasını daha doğru buluyorum.
Günümüzde pek çok mesleki alanda olduğu gibi dişhekimliğinde de eğitim süreci fakülte yılları ile sınırlı kalmamaktadır/kalmamalıdır. Ulusal ve uluslar arası platformlarda gördüğümüz gibi dişhekimleri mezuniyet sonrasında da sürekli eğitim almak, bilgi ve becerilerini geliştirmek zorundadırlar. Bu gereklilik pek çok batı ülkesinde zorunluluk olarak uygulama bulmaktadır. Son yıllarda ülkemizde de sürekli dişhekimliği alanında çok önemli ilerlemeler kaydedilmektedir.
Mezuniyet öncesinde, yani fakülte eğitimi sırasında gerçekleşen genel implantoloji eğitiminin, ilgi duyan ve bu konuda uygulama yapmak isteyen dişhekimleri için daha ileri düzeye taşınması için en geçerli yol mezuniyet sonrası kurslara katılmaktır. Yalnızca ülkemizde değil, yurt dışında da yüksek sayılarda dişhekimi implantoloji konusunda yetkinleşebilmek için kurs ve kongrelere katılmaktadırlar. Bu kurslar fakülteler, eğitim vakıfları, dernekler, özel kuruluşlar, çalışma gurupları ve implant üretici / temsilci firmalar tarafından düzenlenmektedir. Bu kursların dişhekimlerinden gelen talebi bir ölçüde karşıladığı kabul edilmelidir. Ülkemizde dişhekimliği fakültelerinin tüm dallarda mezuniyet sonrası eğitime önem vermesi ve katkıda bulunmasını çok önemli bir adım olarak görüyorum.