İSTANBUL (AA) – Andaç Hongur
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Viral Hepatit Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bilgehan Aygen, 28 Temmuz DünyaHepatit Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, basit tanımıyla karaciğerin iltihabı olan Hepatit’in daha çok viral infeksiyonlar nedeniyle ortaya çıktığını ve viral hepatitlere sebep olan farklı virüs tipleri (A,B,C,D ve E) bulunduğunu anlattı.
Prof. Dr. Aygen, Hepatit B ve C virüslerinin önde gelen bulaşma yollarını, “kontrol edilmemiş kan transfüzyonu ya da kan ürünlerinin kullanımı”, “sterilize edilmemiş araçlarla tıbbi ya da diş girişimleri”, “anneden bebeğe doğum sırasında”, “kullanılmış enjektör paylaşımı”, “tıraş bıçağı, diş fırçası gibi eşyaların ortak kullanımı”, “sterilize edilmemiş araçlarla dövme ya da vücut takıları uygulanması” ve “güvenli olmayan cinsel ilişki” şeklinde sıraladı.
Hepatit B virüsünden korunmanın en etkili yolunun aşılanmak olduğunun altını çizen Aygen, şu bilgileri paylaştı:
“Hepatit D virüsü sadece Hepatit B virüs enfeksiyonu olan kişilerde hepatite yol açar. Bulaşma yolları Hepatit B ile benzer olup kronik hastalığa yol açabilmesi açısından önem taşımaktadır. Hepatit B virüsünden korunma hepatit D virüsünden de korunmak anlamına gelir. Hepatit C enfeksiyonundan korunmak için etkin bir aşı henüz mevcut olmadığı için bulaşma yollarının iyi kontrolü ve hastaların bulunarak tedavi edilmesi son derece önemlidir. Hepatit B virüs enfeksiyonunda olduğu gibi Hepatit A virüs enfeksiyonundan da aşı ile korunmak mümkündür.”
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Viral Hepatit Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Bilgehan Aygen, 28 Temmuz DünyaHepatit Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, basit tanımıyla karaciğerin iltihabı olan Hepatit’in daha çok viral infeksiyonlar nedeniyle ortaya çıktığını ve viral hepatitlere sebep olan farklı virüs tipleri (A,B,C,D ve E) bulunduğunu anlattı.
Prof. Dr. Aygen, Hepatit B ve C virüslerinin önde gelen bulaşma yollarını, “kontrol edilmemiş kan transfüzyonu ya da kan ürünlerinin kullanımı”, “sterilize edilmemiş araçlarla tıbbi ya da diş girişimleri”, “anneden bebeğe doğum sırasında”, “kullanılmış enjektör paylaşımı”, “tıraş bıçağı, diş fırçası gibi eşyaların ortak kullanımı”, “sterilize edilmemiş araçlarla dövme ya da vücut takıları uygulanması” ve “güvenli olmayan cinsel ilişki” şeklinde sıraladı.
Hepatit B virüsünden korunmanın en etkili yolunun aşılanmak olduğunun altını çizen Aygen, şu bilgileri paylaştı:
“Hepatit D virüsü sadece Hepatit B virüs enfeksiyonu olan kişilerde hepatite yol açar. Bulaşma yolları Hepatit B ile benzer olup kronik hastalığa yol açabilmesi açısından önem taşımaktadır. Hepatit B virüsünden korunma hepatit D virüsünden de korunmak anlamına gelir. Hepatit C enfeksiyonundan korunmak için etkin bir aşı henüz mevcut olmadığı için bulaşma yollarının iyi kontrolü ve hastaların bulunarak tedavi edilmesi son derece önemlidir. Hepatit B virüs enfeksiyonunda olduğu gibi Hepatit A virüs enfeksiyonundan da aşı ile korunmak mümkündür.”
Erişkin yaş grubunun yüzde 88-100’ü Hepatit A virüs enfeksiyonu geçiriyor
Araştırmaların, erişkin yaş grubunun yüzde 88-100’ünün Hepatit A virüs enfeksiyonu geçirdiği gösterdiğine dikkati çeken Aygen, şunları aktardı:
“Virüsle karşılaşma yaşı batı bölgelerimizde ve sosyoekonomik düzeyi yüksek bölgelerimizde adolesan ve genç erişkin döneme doğru kaymaktadır. Bölgesel ve yaşa bağlı farklar olsa da genel anlamda Hepatit B virüsü taşıyanların oranı yüzde 2,7-5,3 arasında bulunuyor. Türkiye’de yaklaşık 3,5 milyon Hepatit B virüs taşıyıcısı bulunmaktadır. Bu enfeksiyonun görülme oranı risk gruplarında yüksek olup, yüzde 20’lere kadar yükselmektedir. Ülkemizde yaygın aşılamaya paralel olarak Hepatit B virüs enfeksiyonunun sıklığı çocukluk döneminde azalmış olmakla beraber, genç erişkin ve erişkin yaş grubunda aynı durum söz konusu değil. Dolayısıyla Hepatit B virüs enfeksiyonunun ülkemiz için halen güncelliğini ve önemini yitirmeyen bir enfeksiyon hastalığı olduğunu belirtmek gerekir.”
Kaynak: aa.com.tr