1900’lerdeki bir dergide bulunan fotoğraf, 1909 yılında diş hekiminde bulunan bir adamı göstermekte ve hikâye, diş hekimliğinde kullanılan yeni x-ışını makinesi hakkında.
“Popular Electricity” dergisinin 1909 Aralık sayısındaki yazıda söylenene göre “Çene çatlakları ve her türlü iltihaplı işlemi tüm detayları ile inceleyebiliyor ve delikler, dolgular, köprüler ve diş konumlarındaki düzenlemeler, x-ışını fotoğrafları aracılığı ile kontrol edilebiliyor.”
Dergideki bu fotoğraf, Almanya’daki bir diş hekiminin yeni üst teknoloji x-ışını makinesinin “portatif kabinini” denemesini göstermekte. Gelecek için söz veren bu makineler, bir diş hekiminin hastanın damağını açmadan ağzının içini görmesine imkân tanıyor veya dişlerin çürümeye bırakılmalarını engelliyordu. Daha da iyisi, bir dişin sadece bir hisse dayalı olarak çekilmesini engelliyordu. Kısacası x-ışınlarından önce diş hekimine gitmek, gerçek anlamda bir işkenceymiş.
Tabii ki bu teknoloji ilk zamanlarında çok büyük sorunlar çıkartmıştı. Doktorlar, x-ışınlarının nasıl kullanılmaları gerektiğini öğrenene kadar pek çok hasta ve doktor sorun yaşadı. Hatta kullanışlı x-ışını makinelerini 1920’lerde ABD’ye ilk olarak getiren Amerikalı doktor C. Edmond Kell, daha sonra kolunu kaybetmesi ve kanser olması sebebiyle intihar edecekti.
Kaynak: Chip.com.tr