“Küresel Ağız Sağlığı Durum Raporu”, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 18 Kasım 2022’de yayınlandı. Rapor, 194 ülke için ağız hastalıkları yükünün kapsamlı bir resmini sunuyor ve yaklaşık 3,5 milyar insanın ağız hastalıklarıyla yaşadığını ortaya koyuyor. Bu rakam dünya nüfusunun neredeyse yarısı (yüzde 45). Düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşayan her 4 kişiden 3’ü ağız hastalıklarında etkileniyor. Rapora göre vakalar son 30 yılda 1 milyar arttı. Bu durumun, birçok insanın ağız hastalıklarından koruyucu uygulamalara ve tedaviye erişiminin olmadığının açık bir göstergesi olduğu belirtiliyor.
DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, "Küresel sağlıkta ağız sağlığı, uzun süredir ihmal ediliyor, ancak birçok ağız hastalığı bu raporda belirtilen uygun maliyetli önlemlerle önlenebilir ve tedavi edilebilir. DSÖ, gelirleri ne olursa olsun tüm insanların dişlerine ve ağızlarına bakmak için gerekli bilgi ve araçlara sahip olmaları, ihtiyaç duyduklarında önleme ve bakım hizmetlerine erişebilmeleri için ülkelere rehberlik ve destek sağlamaya kararlıdır” diyor.
Dünyada 2.5 Milyar İnsanın Diş Çürüğü Var
Raporda en sık görülen ağız hastalıkları diş çürüğü, şiddetli diş eti hastalıkları, diş kaybı ve ağız kanserleri olarak sıralanırken istatistiklere de yer veriliyor. Tedavi edilmeyen diş çürükleri tahminen 2,5 milyar insanı etkileyen, dünya çapında en yaygın tek durum olarak öne çıkıyor. Toplam diş kaybının başlıca nedenlerinden biri olan şiddetli diş eti hastalığının, dünya çapında 1 milyar insanı etkilediği tahmin ediliyor. Her yıl yaklaşık 380 bin yeni ağız kanseri vakası teşhis ediliyor.
Ağız sağlığı hizmetlerine erişimde dikkat çeken eşitsizliklerin de altı çizilmekte. Ağız hastalıkları, en savunmasız ve dezavantajlı grupları etkiliyor. Düşük gelirli insanlar, engelli insanlar, yalnız veya bakım evlerinde yaşayan yaşlılar, uzak ve kırsal topluluklarda yaşayanlar ve azınlık gruplarından insanlar daha fazla ağız hastalığı yükü taşıyor.
Bu eşitsizlik modeli, kanserler, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve zihinsel bozukluklar gibi diğer bulaşıcı olmayan hastalıklara benzerlik sergiliyor. Yüksek şeker alımı, her türlü tütün kullanımı ve zararlı alkol kullanımı gibi bulaşıcı olmayan hastalıklarda yaygın olan risk faktörlerinin tümü, küresel ağız sağlığı krizine katkıda bulunuyor.
Küresel Ağız Sağlığı Nasıl İyileştirilir?
Rapor, aşağıdakiler de dahil olmak üzere küresel ağız sağlığının durumunu iyileştirmeye yönelik umut verici fırsatlara işaret ediyor:
- Şeker oranı düşük dengeli bir beslenmeyi, her türlü tütün kullanımını bırakmayı ve alkol tüketimini azaltmayı teşvik etmek. Etkili ve uygun fiyatlı florürlü diş macunlarına erişimi iyileştirerek ortak risk faktörlerini ele alarak bir halk sağlığı yaklaşımı benimsemek.
- Ağız sağlığı hizmetlerinin ulusal sağlığın bir parçası olarak planlanması ve ağız sağlığı hizmetlerinin evrensel sağlık kapsamının bir parçası olarak birinci basamak sağlık hizmetlerine entegrasyonunun iyileştirilmesi.
- Nüfusun ihtiyaçlarına cevap vermek için ağız sağlığı iş gücü modellerini yeniden tanımlamak ve ağız sağlığı hizmeti kapsamını genişletmek için diş hekimliği dışı sağlık çalışanlarının yetkinliklerini genişletmek.
- Ağız sağlığı verilerini toplayarak ve ulusal sağlık izleme sistemlerine entegre ederek bilgi sistemlerini güçlendirmek.
DSÖ Küresel Ağız Sağlığı Durumu Raporu, başlıca ağız hastalıkları, risk faktörleri, sağlık sistemi zorlukları ve reform fırsatları hakkındaki en son verileri içeriyor. Raporun en temel sonucu, küresel ağız sağlığının durumunun endişe verici olduğu ve acil eylem gerektirdiği. Bu raporun yanı sıra 194 DSÖ Üye Devletinin tamamı için ülke ağız sağlığı profilleri de sunuluyor. Türkiye’ye dair ülke profili buradan görülebilir.