Diş tedavilerinin görünmeyen kahramanı diş teknisyenleri, sağlıklı gülüşlerde diş hekimleri kadar önemli bir role sahip… Diş Teknisyenliği Günü, her yıl 6 Aralık’ta mesleki toplantılarla kutlanıyor. Bu etkinlikler kapsamında, Bilgi Üniversitesi’nde çok değerli bir söyleşi programı gerçekleştirildi. ‘Diş Teknisyenliğinin Geleceği: Fırsatlar ve Tehditler’ başlıklı buluşma, 8 Aralık 2025’te, Kuştepe Kampüsü Prof. Dr. Toktamış Ateş Kampüsü’nde, mesleğin ustaları ile Diş Protez Teknolojisi öğrencilerini bir araya getirdi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Dişçilik Hizmetleri Bölümü Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Sarıoğlu Kurt, Prof. Dr. Hanefi Kurt, Dr. Öğr. Üyesi Mert Uçankale ve Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Özatik ev sahipliğinde gerçekleşen söyleşide, mesleğin ustaları deneyimlerini Diş Protez Teknolojisi öğrencileri ile paylaştı.
GC Türkiye Genel Müdürü Selen Hazne, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Diş Protez Teknolojisi Programı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Burç Gençel ve Doç. Dr. Çağatay Dayan’ın konuşmacı olduğu etkinlikte Yaratıcı Kadın Diş Teknisyenleri Grubu’ndan Diş Teknisyenleri Hilal Kuday, Hilal Kısaç, Elif Büşra, Sibel Küçükel ve Gökçe Buga, Prof. Dr. Hanefi Kurt moderatörlüğünde sahnede soruları yanıtladı.




Akıl Bizde, Hız Makinelerde
Tehditler ve fırsatların konuşulduğu söyleşide, Doç. Dr. Çağatay Dayan, dijitalleşmeyi şu sözlerle değerlendirdi: “Bugün, usta teknisyen bulmak çok zor. Alttan usta gelmiyor, eğitimle ilgili de sıkıntılar var. Sanayi 4.0 dönemindeyiz, akıl bizde hız makinelerde. Dijitalleşmeyi büyük bir fırsat olarak değerlendiriyorum. Teknoloji bizim rakibimiz değil asistanımız”.
Analoğunu Bilmeden Dijitalini Yapamazsınız
Söyleşinin moderatörü Prof. Dr. Hanefi Kurt, dijitalleşme konusunda “Bir işin analoğunu bilmeden dijitalini yapamazsınız. Her şeyin anahtarı, maddeler bilgisi ve oklüzyon” dedi. Prof. Dr. Hanefi Kurt, gençlere, mesleki açıdan önemli bir de tavsiye verdi: “Diş hekimlerine fiyat tarifeleri ile gitmeyin. Ben fiyat tarifesiyle gelen hiçbir teknisyenle çalışmıyorum. Ne yapabildiğinizle gidin hekime”.
Eğitimde Yozlaşma Var
Dr. Öğr. Üyesi Burç Gençel, diş hekimi ve diş teknisyenliği eğitimindeki yozlaşmanın altını çizdi: “Sizler biz diş hekimlerinin altında çalışan elemanlar değilsiniz. İcra ettiğiniz meslek hekimlikten aşağı değil. Eğitimde çok büyük yozlaşma var ama bu üniversiteyi ayrı tutuyorum. Burada Dream Team gibi bir ekip var. Ben okula başladığımda, Türkiye’de 12 tane diş hekimliği fakültesi vardı. Bugün şelale gibi hekim akıyor. En büyük hayalleri de devlete atanmak. Yağmur gibi hekim mezun oluyor ve diş hekimi olmayan işletmecilerin kliniklerinde asgari ücretle çalışıyorlar. Diş hekiminden daha fazla da diş protez teknikeri var. Bu meslek şu anki haliyle çok zor… Mesai saati yoktur. Hastanın uçağı kalkıyordur, çıkamazsın. Emek, çok çalışma ve motivasyon gerekiyor.
Kutunun Dışından Düşünün
Çalışmaları ile uluslararası arenada en çok tanınan Diş Teknisyenlerinden Hilal Kuday, “Başlangıçta motivasyon kaynağınız para oluyor ama sonra bir diş hekimi ile aynı seviyeden konuşunca işinize saygı duyuyorsunuz. Bugüne kadar 40 ülkeye gitmişim. Her diş teknisyeninin kendini eğitebildiği kadar değeri var. Kutunun Dışından Düşünmek diye bir tabir var. Bunu incelemenizi öneririm” sözleriyle gençlere yeni bakış açıları geliştirmelerini önerdi.
Ben Hala Eğitimler Alıyorum
Diş Teknisyeni Sibel Küçükel, mesleki gelişime vurgu yaptı: “Ben ne yaptığımı bilmeyerek mezun oldum. Ta ki bir iş yerinde, potansiyelinizi size gösteriyorlar. Porselen eğitimleri aldım. Hala yapamadığınızı düşünüyor olmanız gelişmek konusunda faydalı oluyor. Ben hala çalışıyorum. Eskiden masama oturur tek başıma çalışırdım. Şimdi bir doktor arıyor ‘Sibel bu konuda ne yapabiliriz?’ diye soruyor. İşinizin değerini anlıyorsunuz. Bu meslek artık tek başına yapılabilecek bir iş değil. Birbirinizle bağınızı kaybetmeyin”.
Gençler, konuşmacılara yönelttikleri sorularla deneyimli ustaların görüşlerini aldı. Yurt dışında teknisyenlik, usta çırak ilişkisi, mezuniyetten sonra nasıl bir ortamla karşılaşacakları, ne zaman laboratuar açabilecekleri, iş ve özel hayat dengesini nasıl kurabilecekleri gibi soruları, konuşmacılar içtenlikle yanıtladı. İki saatlik söyleşi, günün hatırası olarak konuşmacılara ve katılımcılara sunulan minik hediyelerle son buldu.