YEŞİM SERT KARAASLAN – ANKARA (AA)
Türk bilim insanlarınca, uluslararası patente sahip yerli teknolojiyle, kaplama malzemesi olarak bor madeninin kullanıldığı diş implantı geliştirildi. Yeni teknoloji ile yapılan implantlar, kemiğin iyileşme sürecini kısaltacak ve dayanıklılığı artıracak.
TÜBİTAK, Gazi Üniversitesi (GÜ), Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Aksaray Üniversitesi ile birlikte yürütülen bilimsel ortaklıkla gerçekleştirilen proje ile yerli teknoloji ve yerli malzeme kullanılarak implant geliştirildi.
Çene kemiğine yerleştirilen ve protezlere destek için yapılan yapay diş kökleri olarak kullanılacak yerli ürün, iyileşme süresini kısaltarak hastanın yaşam kalitesini artırmasıyla mevcut tedavilere meydan okuyacak.
2018’de 10 milyar dolarlık bir değere ulaşacak
Araştırma ve geliştirme ekibinde yer alan GÜ Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş Çene Hastalıkları Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derviş Yılmaz, implantların kaybedilen uzvun yerine yerleştirilen, biyolojik olarak uyumlu yapay malzemeler olduğunu söyledi.
Yılmaz, dişsiz bir çenede implant desteği olmadığında alt çenede protez kullanılmasının, konuşmada, yemek yemede sıkıntı yarattığını, estetiği bozduğunu anlatarak, “Verilere göre, dünyada 2010 yılında yaklaşık 4,5 milyar dolar ekonomik değeri olan yaklaşık 40 milyon implant kullanıldı. Bu pazarın yılda yaklaşık yüzde 12 oranında arttığı göz önüne alındığında 2018’de rakamın 10 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Resmi kayıtlara göre, Türkiye’de de 2010’da 350 bin implant yapıldı. Bugün için bu sayının 600 bin adet olduğu tahmin ediliyor.” diye konuştu.
Prof. Dr. Yılmaz, üst ya da alt çeneye yerleştirilen implantlar için yaklaşık 2-6 aylık bekleme süresinin söz konusu olduğunu anlatarak, geliştirilen implantlarla bu sürenin kısaltılması ve yaşam standardının artırılmasının amaçlandığını söyledi.
Borun, dokuya karışmadığı tespit edildi
Geliştirilen yöntem hakkında bilgi veren GÜ Diş Hekimliği Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysel Uğur da implantların biyolojik sistemle doğrudan temas halinde olan, ancak aynı zamanda sisteme yabancı materyaller olduğunu anlattı.
Bu nedenle implantların doku ile uyumlu bir malzemeden yapılması ve bu malzemenin dokuya zarar vermemesi gerektiğinin altını çizen Uğur, “Daha da önemlisi kullanılacak bu materyallerin mekanik açıdan dayanıklı olması ve aşınmaması gerekir. Bu noktada, implantların yüzeyi önem taşır.” diye konuştu.
Borun implant teknolojisine çok uygun olduğunu vurgulayan Uğur, sözlerine şöyle devam etti:
“Neden bor kullanıldı? Çünkü bor, antimikrobiyal özelliği olan bir element. Mikroorganizmaları öldürür, yüzeyde mikroorganizmaların tutunarak plak oluşturmasını engeller, oksidatif hasarı minimize eder. Daha da önemlisi kemik dokusuyla uyumlu. Prof. Dr. Uğur, projenin tamamlanmak üzere olduğunu ve yeni klinik çalışmaların ardından implantın 2-3 yıl içinde kullanıma girmesinin öngörüldüğünü kaydetti.
Türk bilim insanlarınca, uluslararası patente sahip yerli teknolojiyle, kaplama malzemesi olarak bor madeninin kullanıldığı diş implantı geliştirildi. Yeni teknoloji ile yapılan implantlar, kemiğin iyileşme sürecini kısaltacak ve dayanıklılığı artıracak.
TÜBİTAK, Gazi Üniversitesi (GÜ), Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Aksaray Üniversitesi ile birlikte yürütülen bilimsel ortaklıkla gerçekleştirilen proje ile yerli teknoloji ve yerli malzeme kullanılarak implant geliştirildi.
Çene kemiğine yerleştirilen ve protezlere destek için yapılan yapay diş kökleri olarak kullanılacak yerli ürün, iyileşme süresini kısaltarak hastanın yaşam kalitesini artırmasıyla mevcut tedavilere meydan okuyacak.
2018’de 10 milyar dolarlık bir değere ulaşacak
Araştırma ve geliştirme ekibinde yer alan GÜ Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş Çene Hastalıkları Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derviş Yılmaz, implantların kaybedilen uzvun yerine yerleştirilen, biyolojik olarak uyumlu yapay malzemeler olduğunu söyledi.
Yılmaz, dişsiz bir çenede implant desteği olmadığında alt çenede protez kullanılmasının, konuşmada, yemek yemede sıkıntı yarattığını, estetiği bozduğunu anlatarak, “Verilere göre, dünyada 2010 yılında yaklaşık 4,5 milyar dolar ekonomik değeri olan yaklaşık 40 milyon implant kullanıldı. Bu pazarın yılda yaklaşık yüzde 12 oranında arttığı göz önüne alındığında 2018’de rakamın 10 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Resmi kayıtlara göre, Türkiye’de de 2010’da 350 bin implant yapıldı. Bugün için bu sayının 600 bin adet olduğu tahmin ediliyor.” diye konuştu.
Prof. Dr. Yılmaz, üst ya da alt çeneye yerleştirilen implantlar için yaklaşık 2-6 aylık bekleme süresinin söz konusu olduğunu anlatarak, geliştirilen implantlarla bu sürenin kısaltılması ve yaşam standardının artırılmasının amaçlandığını söyledi.
Borun, dokuya karışmadığı tespit edildi
Geliştirilen yöntem hakkında bilgi veren GÜ Diş Hekimliği Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysel Uğur da implantların biyolojik sistemle doğrudan temas halinde olan, ancak aynı zamanda sisteme yabancı materyaller olduğunu anlattı.
Bu nedenle implantların doku ile uyumlu bir malzemeden yapılması ve bu malzemenin dokuya zarar vermemesi gerektiğinin altını çizen Uğur, “Daha da önemlisi kullanılacak bu materyallerin mekanik açıdan dayanıklı olması ve aşınmaması gerekir. Bu noktada, implantların yüzeyi önem taşır.” diye konuştu.
Borun implant teknolojisine çok uygun olduğunu vurgulayan Uğur, sözlerine şöyle devam etti:
“Neden bor kullanıldı? Çünkü bor, antimikrobiyal özelliği olan bir element. Mikroorganizmaları öldürür, yüzeyde mikroorganizmaların tutunarak plak oluşturmasını engeller, oksidatif hasarı minimize eder. Daha da önemlisi kemik dokusuyla uyumlu. Prof. Dr. Uğur, projenin tamamlanmak üzere olduğunu ve yeni klinik çalışmaların ardından implantın 2-3 yıl içinde kullanıma girmesinin öngörüldüğünü kaydetti.
Fotoğraf: Evrim Aydın – AA