Akademisyenlerin Ürettiği Bilgi, Sanayinin Gücüyle Üretime Dönüşüyor

Dental sektörde katma değerli ürünlerin, üniversite ile işbirliklerin sayısı her geçen gün artıyor. Dental sektördeki firmalar, üniversiteler ile nasıl birlikte çalışabilir, teşvikler nereden alınır? Yıldız Teknik Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nde Patent ve Teknoloji Transfer Uzmanı Volkan Okutan, teknolojinin transferi hakkında değerli bilgiler paylaştı.
Akademisyenlerin Ürettiği Bilgi,  Sanayinin Gücüyle Üretime Dönüşüyor Akademisyenlerin Ürettiği Bilgi,  Sanayinin Gücüyle Üretime Dönüşüyor
Akademisyenlerin Ürettiği Bilgi, Sanayinin Gücüyle Üretime Dönüşüyor

Yıldız Teknik Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (Yıldız TTO), 2019 sonunda üniversitede geliştirilen dental kompozit dolgu malzemesine dair teknolojiyi, patent lisanslaması yoluyla Avrupa İmplant firmasına transfer etti. Bu vesile ile ulaştığımız Yıldız TTO’da Patent ve Teknoloji Transfer Uzmanı olan Volkan Okutan, teknoloji transferinin önemini “Beyin üniversiteden geldiğinde, vücudun diğer bütün uzuvları sanayi tarafından oluşturulmaktadır. Üretim kabiliyetleri, satış ağları olmayan üniversitelerin ürettikleri bilgileri insanlık yararına sunmaları için sanayiye ihtiyaçları vardır. Sanayinin de nitelikli ve yenilikçi teknolojilere en hızlı ve etkili şekilde erişmesi ve katma değerli ürünler üretmesi için üniversiteye ihtiyacı ortadadır” sözleriyle açıklıyor. Volkan Okutan’a, üniversite-sanayi işbirliği hakkında merak edilenleri sorduk.

Teknopark ve Teknoloji Transfer Ofislerinin, yenilik üretmekteki rolü, görevleri nelerdir?

Reklam

Henry Etzkowitz tarafından ortaya koyulan “Üçlü Sarmal Modeli” üniversite-sanayi-devlet iş birliği yapısından bahsetmektedir. Bu model; akademik araştırmalarla bilgi üreten üniversite, bu bilgiyi uygulamaya döken sanayi, iş birliği ortamının oluşması için gerekli destekleri sağlayan ve düzenlemeleri yapan devlet mekanizmasından oluşmaktadır. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (Teknopark, Teknokent vb.), söz konusu üçlü iş birliğini aynı çatı altında buluşturan yapılardır.

4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’na göre, “Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TGB), yüksek veya yeni teknolojilere yönelik firmaların, belirli bir üniversite veya AR-GE merkezinin olanaklarından yararlanarak teknoloji veya yazılım ürettikleri/geliştirdikleri, teknolojik bir buluşu ticari bir ürün, yöntem veya hizmet haline dönüştürmek için faaliyet gösterdikleri ve bu yolla bölgenin kalkınmasına katkıda bulundukları, akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği bir yapıyı ifade etmektedir”. TGB’lerde bulunan firmaların AR-GE faaliyetleri desteklenmekte ve çeşitli muafiyetler ile bütçelerinin çoğunun AR-GE faaliyetlerine harcanması sağlanmaktadır.

TGB’lerin en önemli özelliği, yenilikçi faaliyet gösteren tüm firmaların bir bölge içinde toplanmış olması ve bir teknoloji geliştirme ekosistemi oluşturulmuş olmasıdır. Mevcut durumda sağlık alanında TGB’ler ve bazı TGB’ler içinde tematik kümelenmeler bulunmaktadır. Diş Malzemeleri Sanayici ve İşadamları Derneği (DİŞSİAD) gibi yapıların, mevcut TGB’ler ile iş birliği yaparak, dental sektör özelinde kümelenmeler oluşturmaları, ülkemiz dental sektörünün yenilikçi ürünler elde etmesine katkı sunacaktır. Dental sektörde öncü firmaların yönlendirdiği AR-GE çalışmaları ve kuluçka firmaları, sektörün ihtiyaçlarına yönelik yeni teknolojiler üretebilecektir.
{reklam}
Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO) ise üniversite ve TGB’lerde üretilen teknolojilerin sanayi tarafından bilinir ve ulaşılabilir olmasını sağlayan mekanizmalardır. TTO’ların görevi, teknoloji sağlayıcılar (Üniversite, TGB firması, kuluçka firması vb.) ile teknoloji müşterileri (Sanayi, Ticari İşletmeler, Yatırımcı) arasındaki köprüyü kurmaktır.

Yeni bir ürün geliştirirken bir takım teşviklerden de yararlanmak mümkün. Projelerine destek arayan firmalar, nerelerden kaynak bulabilir?

Yeni ürün geliştirirken, geliştirme seviyesine (teknolojik olgunluk seviyesine) göre başta KOSGEB ve TÜBİTAK olmak üzere birçok destek mekanizması bulunmaktadır. Küçük ve orta ölçekli firmaların yenilik faaliyetlerinin desteklenmesi için KOSGEB AR-GE, ÜR-GE, inovasyon desteklerine başvurmak faydalı olabilmektedir. Ayrıca, daha büyük çaplı destekler için KOSGEB KOBİ Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı (Teknoyatırım) gibi örnekler mevcuttur.

Ayrıca üniversite–sanayi iş birliğinin desteklendiği TÜBİTAK 1505 Üniversite-Sanayi İş Birliği Destek Programı yaygın olarak kullanılmaktadır. Firmaların boyutuna göre; TÜBİTAK 1501 Sanayi AR-GE Destek Programı ve TÜBİTAK 1507 KOBİ AR-GE Başlangıç Destek Programı gibi destekler sanayi tarafından kullanılabilmektedir.

Bir teknoloji müşterisinin, teknoloji sağlayıcıdan patent devri veya lisanslaması yoluyla transfer ettiği teknolojileri desteklemek için müşterinin, teknoloji sağlayıcıya ödediği/ödeyeceği bedellerin yüzde 25 ila yüzde 90’ı arasında hibe desteği veren TÜBİTAK 1702 Patent Tabanlı Teknoloji Transferi Destekleme Programı da teknoloji transferini kolaylaştıran yeni destek yapılarından biridir. Müşteri kuruluşlar tarafından hızla ürüne dönüştürülebilecek ve yüksek ticarileşme potansiyeline sahip çıktılara dair olarak teknoloji sağlayıcılara sipariş üzerine yaptırılan AR-GE çalışmalarının desteklendiği TÜBİTAK 1707 Siparişe Dayalı AR-GE Projeleri için KOBİ Destekleme Programı da oldukça yeni destek mekanizmalarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır.


Üniversiteden Sanayiye Teknoloji Transferi için Yöntemler

Üniversite’den sanayiye teknoloji transferi farklı yöntemler ile gerçekleşebiliyor. Bu yöntemler, tek tek veya birbirlerine kombine edilmiş şekilde kullanmak mümkün. Okutan, bu yöntemleri sıraladı.

1-Problemlerin Çözümü için Üniversitelerden Yardım Alın

Örnek olarak AR-GE ve ÜR-GE süreçlerinde çeşitli problemler yaşayan veya iyileştirmelere ihtiyaç duyan bir dental sektör firması, problemlerinin akademik bilgi ile çözümü için üniversitelere başvurabilir. Firma, konusunda uzman bir akademisyenin veya akademisyen grubunun iş birliğiyle problemlerine çözüm bulabilir. Burada problem–akademisyen eşleştirmesinin isabetli yapılması için üniversitelerin teknoloji transfer ofislerinden faydalanılmalıdır. Firma, doğru tanımlanmış problemiyle üniversitelerin teknoloji transfer ofislerine (veya aynı görevi gören bir birime) başvurduğunda, konuda uzman akademisyenlere ulaşabilir ve akademik danışmanlık alarak çözüme ulaşabilir. Bu tip bir iş birliğinde akademik danışmanlığın bütçesi genellikle hizmeti alan firma tarafından karşılanmaktadır.

2-Yenilikçi Ürünler için Üniversitelerin Patent Portföylerini Takip Edin

Üniversite–sanayi iş birliği gelişim sürecinde, 2017 yılı başında yürürlüğe giren 6769 Sınai Mülkiyet Kanunu sayesinde üniversitelerimizde ortaya çıkan buluşların, üniversite hak sahipliğinde sınai mülkiyetlere dönüştürülmesi için gerekli hukuki altyapı sağlanmıştır. Üniversitelerde kurulan ve desteklenen Teknoloji Transfer Ofisleri ile birlikte; üniversite hak sahipliğindeki patentlerden oluşan sınai mülkiyet portföylerinin yönetimi, bu portföylerin sanayi ile buluşturulması, lisanslama veya devir yoluyla ticarileştirilerek gelir elde edilmesi için çalışmalar yapılmaktadır. Bu manada, yenilikçi ürünler geliştirmek isteyen dental sektör firmaları, üniversitelerin patent portföylerini de takip edebilirler. Üniversitelerin patent portföylerinde bulunan dental sektör ile alakalı teknolojiler için teknoloji transfer ofislerine başvurabilecekleri gibi patent dokümanlarının yayın niteliği taşıması dolayısıyla bu dokümanların içeriklerine TÜRKPATENT, EPO, WIPO gibi resmi kurumların patent araştırma sayfalarından da ulaşabilirler. Sayıları gün geçtikçe artan üniversite patentlerinin sektör tarafından takip edilmesi, hangi üniversitenin, hangi akademisyenin, hangi konuda çalışma yaptığına dair fikir edinilmesini kolaylaştıracaktır. Ayrıca üniversitelerde üretilen yüksek lisans ve doktora tezlerinin takibi, YÖK Tez Merkezi üzerinden mümkündür. Bu yapıda, Teknolojik Olgunluk Seviyesi (TRL) pazara sunulmak için yeterli olmayan ancak laboratuvar koşullarında kanıtlanmış veya prototipe ulaşmış ürünler, sanayi paydaşı ile birlikte geliştirilerek pazara sunulmaktadır. Gelir paylaşım modelinde ise birçok farklı kurgu yapılabilmektedir. Örnek olarak sanayi paydaşı satıştan veya cirodan pay şeklinde üniversiteye gelir aktarımı yapabilmektedir.

3-Yola Birlikte Çıkın

Diğer bir yöntem firma ve üniversitenin araştırma aşamasından itibaren beraberce çalışarak yenilikçi ürünler elde etmeleridir. Bu iş birliği yönteminde firma, sektörün eğilimlerini ve ihtiyaçlarını, akademik çalışmayı yönlendirecek şekilde üniversitedeki araştırmacılara aktarmakta ve araştırmacılar da bu yönde geliştirmeler yapmaktadır. Bu tip iş birliklerinin bütçesi, firmanın öz sermayesi ile karşılanabileceği gibi KOSGEB, TÜBİTAK, girişim sermayesi fonları ile de desteklenebilmektedir.


Volkan Okutan Kimdir?

Volkan Okutan, Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşaat ve Gemi Makineleri Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Okutan, Doktora öğrenimini İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde sürdürüyor. Yaklaşık 10 senedir sınai mülkiyet (patent) alanında çalışan Volkan Okutan, son 3,5 yıldır Teknoloji Transfer Ofisi’nde, Patent ve Teknoloji Transfer Uzmanı olarak görev yapıyor.


Röportaj: Elvan Genç (VYG)

Bu röportaj, Dişhekimliği Dergisi’nin 142’nci sayısında İnovasyon İhracat kapak konusu içerisinde yayınlanmıştır. Dergiye buradan abone olabilirsiniz.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir