“Birçok Diş Kliniği Kapanmak Zorunda Kaldı”

Ekonomik gidişat ve savaş, pandemiyi çoktan unutturdu. Gündemin yeni kahramanları faturalar, fiyat etiketleri. Sağlık ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Onur Başer’e, gevşetilen pandemi tedbirlerini, savaşı, bu koşullarda küçük ya da büyük sağlık tesislerini yöneten diş hekimlerine tavsiyelerini sorduk. Prof. Dr. Başer, yurt dışında birçok dental kliniğin pandemi nedeniyle kapanmak zorunda kaldığını, kapanmayanların ise yüzde 50’lere yakın gelir kaybettiğini aktarıyor.
“Birçok Diş Kliniği Kapanmak Zorunda Kaldı” “Birçok Diş Kliniği Kapanmak Zorunda Kaldı”
“Birçok Diş Kliniği Kapanmak Zorunda Kaldı”

Ülkemizde ve dünyanın çeşitli ülkelerinde pandemi tedbirlerinde bir gevşeme göze çarpıyor. Ülkemiz için tedbirlerin gevşetilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ülkemizde pandemi kısıtlamaları diğer ülkelerden geç uygulanmaya başlandı ve diğer ülkelere göre daha erken kaldırıldı. Pandemi konularında kötü sonuçlar üzerine hazırlık yapmak ve gelişmelerin olumlu olması durumunu ummak daha doğru bir yaklaşımdır. Çünkü iyiyi düşünüp ona göre hazırlık yaptığınızda, aklınızda olmayan kötü yönde gelişmelerde, daha fazla can kaybınız oluyor. Ülkede kullanılmayan aşı stoğunuz olması, aşı olmamasından daha iyidir. Maske kısıtlamalarınızın gereğinden fazla olması az olmasından daha iyidir. Herkese test yapmanız, sadece semptomlu olanlara test yapmanızdan daha iyidir. Aşırı iyimserlik insan psikolojisinin bir parçası, bunu düzeltmek kamu politikalarıyla devletin görevi. Devlet de aşırı iyimser olunca, beklenenden çok daha hasta ve vefatla karşılaşıyoruz.

“Pandemide Zafer Kazanıldı Demek İçin Erken”

Reklam

Yaz aylarıyla birlikte Covid sayılarında gözle görülür bir düşüş olacaktır, geçen yıl olduğu gibi. Ayrıca Omicron varyantının daha hızlı yayılıp daha hafif etkilemesi toplum bağışıklığı yönünde olumlu sonuçlandı. Şu anda Omicron BA.2 varyantı ilk Omicron BA.1 varyantından çok daha hızlı yayılıyor. Hong Kong’da yeni yapılan bir çalışma, bir sitede yaşayanlarda virüsün 1.28 günde 2 katı kişiye çıktığını gösteriyor. Aşıların bu yeni varyanttan koruması önemli. Yalnız aşılar 6 ayda etkisini kaybediyor, takviye doz alınmazsa, bu hızlı yayılan varyant Türkiye’de de sayıları artıracaktır. Yine yeni bulunan ilaçlar, Evusheld, Paxlovid, Molnupiravir ve Remdesivir, pozitif çıkan hastaların hastalığı hafif geçirmesini sağladığı. Hastaneye yatışları azalttığı için, sağlık sistemine yükü düşürecektir.

Pandemide zafer kazanıldı demek için erken olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz yıllar içinde öğrendiğimiz kamu sağlığı yönetim tekniklerini (Kapalı alanlarda maske kullanımı, sosyal mesafe) uygulamaya devam ederek, bilimsel makalelerle kanıtlanmış aşılarla, aşılamayı artırarak (takviye dozlarla) ve mümkün olduğunca testleri yaygınlaştırarak pandeminin etkisini ülkemizde azaltabiliriz. Mümkün olduğu kadar mobil test merkezleri kurulup, testleri insanların yaşam alanlarına getirmeye çalışmalıyız. Aşı olmayan bölgelerde finansal teşviklerle, aşı olma oranlarını artırmalıyız.

“Eğer Ukrayna Bu Baharda Savaş Yüzünden Ekim Yapamaz ise Fiyatlar Önümüzdeki Yıllarda da Yüksek Kalacaktır”

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın Türkiye ekonomisine yansımaları neler olacak?

Sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya, bu savaşın yansımaları beklenenden çok daha kötü olacaktır. Yıllar içinde bu kadar birbirine bağımlı hale gelen ekonomilerde, kıtlık, arz zincirinde kırılganlık, yüksek fiyatlar, büyümedeki yavaşlık ve işsizlik baş gösterecektir.

Türkiye’de ilk olarak etkisini yüksek enflasyonla görmeye başlayacağız. Rusya ve Ukrayna, önemli enerji, tarım ve metal ihracatçısıdır. Savaş ve yaptırımlar bu ürünlerin diğer ülkelere ulaşmasını engelleyecek ve fiyatları artacaktır. Şimdiden buğday ve ay çiçek yağı fiyatlarındaki artış etkilerini hissettik. Eğer Ukrayna bu baharda savaş yüzünden ekim yapamaz ise fiyatlar önümüzdeki yıllarda da yüksek kalacaktır. Yine metal fiyatlarındaki artış, araba, telefon, buzdolabı, fırın, yüksek teknoloji ürünlerindeki fiyatları da artıracaktır. Covid-19’da tedarik zincirinin etkilerini hissettik, bu ara mallarındaki ihracat sorunları Türkiye ve Avrupa’da birçok fabrikanın kapanmasına sebep olabilir. Covid sonrası yeni yeni toparlanmaya başlayacak servis sektöründe, örneğin restoranların artan maliyetleri (buğday, elektrik, ulaşım) müşterilere yansıyacak, artan yakıt fiyatları yüzünden uçak biletlerindeki artış turizme, toplum ulaşımdaki fiyat artişları da orta ve az gelirli vatandaşlara yansıyacaktır. Bütün bunlar için faiz artırımı ile talebi kısma yöntemini de Türkiye kullanmayarak faizleri değiştirmeyince, etkiler katlanarak hissedilecektir.

Savaş nedeniyle ülkemize göç gelir mi?

1990lardan beri en büyük göç olayını başlattı bu savaş. Çoğu kadın ve çocuk 700 bine yakın insan, ilk 5 günde çevre ülkelere göç ettiler. Bir haftadan az sürede, Ukrayna uçakları 2015 göçmen krizine göre 10 kat daha fazla Avrupa’ya uçtular, 1999 Kosova Savaşı’nın ilk 11 gününde göçmen sayısının da iki katına çıktılar. Savaş sonuna kadar toplam göç miktarının 4 milyona kadar çıkacağı hesaplanıyor. Şu anda 20 bin Ukraynalı ülkemize geldi ki bu sayılar 100 binleri geçebilir.

Tedarik Zincirindeki Ulaşım 2021’den Beri 2 Kat Daha Yavaşladı

Enflasyon ve savaş koşullarının, sağlık sektörüne ve tıbbi cihaz üretimine etkileri konusunda öngörüleriniz nelerdir?

Savaş koşullarının sağlık sektörü ve tıbbi cihaz üretimine etkisi konusunda endişelenmek için henüz erken. Çok az tıbbi cihaz malzemesi Ukrayna tarafından üretiliyor. Ama uzun dönemde yukarıda belirttiğim sebeplerden dolayı etkilerini görebiliriz. Benzin ve metal fiyatlarındaki artış, tıbbi cihaz üretim maliyetini artıracaktır. Ayrıca sağlık sektörüne yapılabilecek siber saldırılarda endişeler arasında.

Savaş yüzünden sağlık çalışanlarının kullandığı maske gibi koruyucu ekipmanlar ülkeler arasında daha uzun sürede nakledilecektir. Tedarik zincirindeki ulaşım 2021’den beri 2 kat daha yavaşladı. Rusya’nın hava sahasını 36 ülkeye kapatması, ülkeleri daha yavaş ulaşım yöntemlerine yönlendirecektir. Tıbbi cihazlar, sağlık ekipmanları diğer ürünlerle beraber konteynırlarda kalacak, hastanelere transfer için tırlara yüklenemeyecektir.

Alüminyum, nikel, titanium, neon gazı ve demir, birçok cerrahi aletlerde kullanıldığı ve savaş bölgelerinden çıkarıldığı için üretimi azaltacak, fiyatlarını artıracaktır.

Arz zincirindeki herkes fiyatlarını artırabilecek, ama sağlık sektöründe hastaya yansıtma birebir olamadığı için bu maliyet artışı sağlık sunucuları ve hastane sistemleri kar marjlarını düşürecektir.

göçmen sayısında 100 binlere yakın bir sayıyla karşılaşınca sağlık hizmetleri konusunda hali hazırdaki kısıtlı kaynaklarımıza çok daha fazla yük getirecektir. Türkiye, OECD içinde kişi başı sağlık harcaması ve sağlık personeli en az olan ülkelerden biri ve pandemiyle birlikte bu yük çok daha fazla arttı.

“Diğer Ülkelerde Birçok Klinik Kapanmak Zorunda Kaldı, Açık Olanlarda ise Gelirde Yüzde 50’lere Yakın Düşüş Oldu”

Diş hekimleri devlette, özel diş hastanelerinde ya da kendi kliniklerinde sağlık hizmeti sunuyorlar. Küçük klinikleri ya da daha büyük ölçekli sağlık tesislerini yöneten diş hekimlerine neler tavsiye edersiniz?

Türkiye en hızlı yaşlanan OECD ülkesi ve diğer hekimler gibi, diş hekimlerine de talep yıllar içerisinde artarak devam edecektir. Diş endüstrisinde en hızlı gelişen sektörler, kozmetik, diş implantları ve yeni diş teknolojileri.

Pek gündeme gelmese de diş sektörü Covid’den en çok etkilenen sektörler arasında. Diğer ülkelerde birçok klinik kapanmak zorunda kaldı, açık olanlarda ise gelirde yüzde 50’lere yakın düşüş oldu. Aşılama sayesinde sektör hızlı bir şekilde canlanacak, ayrıca Covid zamanında ertelenen tedaviler yüzünden, daha uzun ve maliyetli tedavi gerektiren bir hasta grubu oluşacaktır.

Güvenilir bir diş hekimi karakteri, hastaların diş hekimi seçiminde birinci sırada yer alıyor. Videolar, bloglar, broşürlerle hastaları eğitmek, diş hekimi ziyaretinde kendisini neler beklediğini anlatmak ve önceden bilgilendirmek çok önemli. Hastanın endişelerini aşması, Covid-19 sonrası kendisini klinikte güvenli hissetmesi sağlanmalı. Müşterilerin klinik hakkındaki yorumları, yeni katılan insanların karar mekanizmalarını etkiler. İkincisi, müşteri memnuniyetini internet üzerinden duyurmak katılımı artıracaktır. Üçüncüsü, randevuyu basitleştirmek ve klinikte bekleme sürelerinin azaltılmasıdır. 3D yazılım, makineleri çok daha önemli olacak, güzel bir yatırım olabilir. 2021’de sadece ABD’de endüstrinin 3 milyarlık geliri, 3 boyutlu yazılımla yapılan diş tedavilerinden ve kozmetik tedavilerden geldi. Ayrıca, sosyal medyanın aktif bir şekilde kullanılması, sosyal medya etkileyici gruplarının kullanılması, SMS mesajlarıyla kişisel iletişim (hastaların ismini kullanarak) hasta devamlılığını artıran özellikler.

Klinikte geçirilen zaman, bekleme odalarında eğitim içeren videolar, geç kalan müşteriler için kurulan sistemler hem zamanı daha iyi yönetmenizi hem de hasta ile daha fazla vakit geçirmenizi sağladığı için geri dönüşler olumlu olacaktır. Covid-19 sonrası artan maliyetleri karşılamak için fazla harcama yapabilecek müşterileri çekmek için özellik sadece rutin tedaviler yerine kozmetik prosedürleri ve hastalara özel bilgiler veren danışmanları da pratiğinize ekleyebilirsiniz.


Prof. Dr. Onur Başer Kimdir

Onur Başer, 1996 yılında ODTÜ Ekonomi bölümünde lisans ve master derecelerini aldıktan sonra 2002 yılında Amerika’da istatistik üzerine master ve sağlık ekonomisi üzerine doktora derecelerini tamamladı. Daha sonra Michigan Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Yardımcı Doçent, New York’ta Columbia Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Doçent olarak olarak çalıştı. Yaklaşık 11 yıl, başka bir firma tarafından satın alınana kadar, sağlık verileri üzerine danışmanlık yapan STATinMED Research firmasının CEO’luğunu yaptı. Halen İstanbul’da MEF Üniversitesi’nde Ekonomi Profesörü olarak görev yapıyor. Prof. Dr. Onur Başer aynı zamanda New York Şehir Üniversitesi’nde Sağlık Ekonomisi, Davranış Ekonomisi ve Kamu Sağlığı derslerini veriyor.


Röportaj: Elvan Genç (VYG)

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam