Dentiss Logo

Dişhekimliği Uygulamalarında “Etik”

Günümüzde, insanlar arasındaki ilişkiler ve davranışların birçoğu etik değerler açısından tartışılır. Bireyin etik sorunlar karşısında verdiği kararlar ve benimsediği tutumlar dolaylı da olsa başka insanları etkiler. insan olarak etik açıdan olumlu davranışlarda bulunmak, hekim olarak tıp etiğine uygun davranmak istiyorsak, etiğin ne anlama geldiğini bilmek ve özellikle mesleki uygulamalarımızda nasıl bir tutum sergileyeceğimiz konusundaki seçenekleri ortaya koymak zorundayız.
21.01.2008       09.48.32

Günümüzde, insanlar arasındaki ilişkiler ve davranışların birçoğu etik değerler açısından tartışılır. Bireyin etik sorunlar karşısında verdiği kararlar ve benimsediği tutumlar dolaylı da olsa başka insanları etkiler. insan olarak etik açıdan olumlu davranışlarda bulunmak, hekim olarak tıp etiğine uygun davranmak istiyorsak, etiğin ne anlama geldiğini bilmek ve özellikle mesleki uygulamalarımızda nasıl bir tutum sergileyeceğimiz konusundaki seçenekleri ortaya koymak zorundayız.

 

İnsanlar arasında her konuda görüş birliği sağlanamadığı için, insanların istekleri birbirleri ile çelişir. Etik; çelişen istekleri ve bireylerin çatışmalarını çözümleyecek şekilde toplumsal yaşamın ilkelerini ve değerlerini oluşturur. Bu ilkeler, bireylerin özelliklerine göre değil evrensel kabul gören kavramlara dayalı olarak geliştirilir(5). Etik, iyi ile kötüyü ayıran ve

değer yargılarını tartışan felsefe dalıdır. İyinin ve kötünün incelendiği bir alandır. Etik, neyin yapılacağı ya da yapılamayacağı, neyin isteneceği ya da istenemeyeceği, neye sahip olunacağı ya da olunamayacağını belirler(5). Toplumda “etik” ve “ahlak”sözcükleri çoğu zaman aynı anlamda kullanılır. Ancak bu iki sözcük arasında önemli farklılıklar vardır(5). Arapça’dan dilimize girmiş olan “ahlak” sözcüğü, huy, mizaç,karakter anlamlarına gelir. Ahlak, toplumların alışkanlıkları, gelenekleri, töreleri ve kamuoyunun

gücünden destek alan, kendiliğinden şekillenmiş değerlerdir. Ahlak, kültürel değerler ve ideallerle ilgili doğru ve yanlışı gösterir. Ahlak göreceli bir kavram olup, toplumdan topluma değişebilir. Hatta aynı toplum içinde farklı grupların benimsediği ahlak kuralları arasında da farklılık olabilir. Zamanla değişen koşullara bağlı olarak, eskiden yasaklanmış davranışlar, sonradan teşvik edilen davranışlara dönüşebilir(5). Etik, sadece olanın değil, olması gerektiği düşünülen ve savunulanın dile getirilmesidir. Etik sözcüğüne eskiden “Ahlak Felsefesi” denirdi. Şimdi ise bu disiplin “Felsefe” olma özelliğini her gün biraz daha aşındırmakta, sosyal bilimlerin ve çeşitli davranış bilimlerinin “bilimsel araştırma alanı”

haline gelmiştir(10). Etik belirli bir durumda ortaya çıkan ve çok zaman çatışan değerlerle

ilgilidir. Etik ve ahlak terimlerinin zıt anlamlıları üzerinde düşündüğümüzde; “etik dışı” denildiğinde, değerlere uymayan, haklı çıkarılamayan eylem, “ahlak dışı” denildiğinde ise ahlakla ilgili olmayan, ahlaki yargılarla düşünülemeyen eylem anlaşılır(5,9).

 

Tıbbi Deontoloji -Tıbbi Etik

Deontoloji (deontologia), terim olarak, 19. yüzyılın ilk yarısında ingiliz hukukçu Jeremy Bentham tarafından yükümlülükler bilgisi (deonto=görev, yükümlülük, logia=bilgi, bilim) karşılığı olarak kullanılmıştır(16). Hekimlik uygulamalarında yasal ve ahlaki yükümlülükler vardır. Ahlaki yükümlülüklerin çoğu belirgin kurallardan oluşur. Bu kuralları hekimi kendisi değil, onun da içinde olduğu ve birey olarak bir parçasını oluşturduğu “toplum”

belirler. Sağlık alanındaki bu yükümlülükler bilgisine “Tıbbi Deontoloji”denir. Her bireyin bu kuralları bildiği varsıyılır. ilgili bireye, önceden belirlenmiş bu kurallara uyup uymayacağı, ya da uymak isteyip istemediği sorulmaz; onun

bu kurallara uyması istenir. “Tıbbi Deontoloji” terimi tıpta uzun süre kullanıldı. Ancak son yıllarda bu terimin yerine “Tıbbi Etik” terimi kullanılmaya başlandı. “Tıbbi Etik” terimi de ilk kez 1803 yüzyılda Dr. Thomas Percival tarafından kullanıldı(1,8,16).  “Tıbbi Deontoloji” ve “Tıbbi Etik” kavramlarının ortak yönü; sağlık uğraşı sırasında farklı konulardaki tutum ve davranışlardan kaynaklanan değer sorunlarına çözüm bulmaya çalışmasıdır(16).

“Tıbbi Deontoloji” ve “Tıbbi Etik” kavramları arasındaki enönemli fark; deontolojide mevcutbuyruk öneriler vardır. Bu buyrukve önermelerin ucu yanıtlarla kapatılmıştır. Ancak “Tıbbi Etik”mevcut sorunlar yanında henüzçözümü belirlenmemiş, sorunlarlada ilgilenir. Tıbbi etik ucu açık sorunlarlailgili çalışmalar yaptığıiçin, her zaman tartışmaya açık biralandır(16).Etik, sadece açık uçlu ve yanıtsız soruları ele almakla kalmaz;

eski kuralları ve yanıtı verilmiş soru ve sorunları da irdeler ve eleştirir. Bunlar için yeni çözüm önerileri üretir. Başka bir ifadeyle “etik” sözcüğü, geniş anlamda kullanıldığında onun anlam yükü “deontoloji” konularını da içerir(10).

 

Yaşayan bir toplumda her zaman, “henüz” yanıtı verilmemiş açık uçlu sorular ve “henüz” çözümü belirlenmemiş, kurala bağlanmamış sorunlar vardır. Toplumsal değişim ve gelişim ne kadar hızlı ise bu sorunların sayısı ve onların yaratacağı çelişkilerin yoğunluğu

o ölçüde artar(10). Tıbbi teknolojideki yeni gelişmeler, insan hakları, şahsın hukuku,hasta hakları, tüketici duyarlılığı gibi kavramlar tıbbi etiğin ön plana çıkmasına neden olmuştur(10,12). Tıbbın gelişmesi teknik olanakların geliştirilmesi, yeni tanı ve tedavi yöntemlerinin tanıtılıp kabul edilmesiyle mümkündür. Çağımızda tıp alanındaki bilimsel ve

teknik gelişmeler, beraberinde yeni etik sorunlar getirmiştir. Tıbbi uygulamalarda ortaya çıkan tüm değer sorunlarının yasal açıdan yanıtlarının bulunması mümkün değildir. Yapılan yasal düzenlemeler bazen yetersiz kalmakta, hatta yasa yürürlüğe girdiğinde dahi yeni gelişmelere bağlı olarak yeni yasanın da yetersiz kaldığı görülür. Buna rağmen hekim yeni sorunlar karşısında çözüm yolları arar ve bu sorunları etik ilkeler çerçevesinde

çözer(8,12,15,16). Tıp etiği sadece hekimleri ilgilendirmez. Bu şekilde olsaydı buna

“hekim etiği” denilirdi. Tıp etiği, hekimi, hastayı ve toplumu kapsar. Hekim-hasta, hekim-toplum ve hekimlerarası ilişkilerdeki temel kurallar insan hayatı ile doğrudan ilişkili olduğu için, tıp etiği diğer mesleklerde geçerli olanlardan daha çok bağlayıcıdır(8,15).

Etik-hukuk ilişkisi biraz karmaşıktır. Yaptırımları olan ve yazılı kurallardan oluşan hukuk, kuralların ve hükümlerin uygulanmasını ister. Kanunların da kendi içinde etik temelleri vardır. Kanun ve düzenleme, normal olarak etik çelişkilere meydan vermez. Ancak az da

olsa çelişki olduğu zaman yasal olmakla etik olmak arasındaki seçim gerekir. Davranışı değerlendirmeye yönelik nihai standartları, kanunlar değil, etik değerlendirmeler belirler. Hukuki yönden yasak olmayan her şey, etik açısından kabul edilir anlamında değildir(8,16).

 

Tıp Eti.i Tarihcesi

Sağlık uygulamalarının ilk dönemlerinden beri hekimler hastanın iyiliğini ön planda tutmuştur.“insan sağlığına hizmet” hekimin asli görevi olarak kabul edilmiştir8. M.Ö. 1750 yılında Hammurabi Kanunlarında hekimin çalışmaları, hekimin alacağı ücret ve hekim hatalarına yer verilmiştir. Daha sonraki dönemlerde hekim-hasta ilişkisinin düzenlenmesi amacıyla bir takım metinler oluşturulmuştur. Bunların başında “hekim andı

metinleri” gelir. Bilinen ilk yazılı and metni “imhotep andı”dır. Daha sonra “Hipokrat andı”nda (M.Ö. 4.-5. yüzyıl) kristalleşen insan yaşamına saygı, tıbbı öğretene saygı, ayrım yapmama, sır saklama, mesleğe saygı ve dayanışma ilkeleri hekimlik uygulamasını şekillendirmiştir(3,4). Ortaçağda hekimlik uygulamalarında dini baskılar ön plana çıkmıştır. Daha sonraları Rönesans akımları, tıp etiğini de etkilemiş, bilimsellik ve teknik gelişme giderek artarken teoloji ve felsefeye bağımlılık azalmıştır8. Batıda bilimsel anlamda hekimlik, 17-18. yüzyıldan sonra kilisenin koyu baskısının halkın ve bilim adamlarının üzerinden kalkması ve tıp okullarının açılmasından sonra başlamıştır(1).

ingiltere’de bir hastanenin yöneticileri 1791 yılında Dr. Thomas Percival’dan hekimlerin uyması gereken kuralları tanımlayan bir program hazırlamasını istemiştir. Dr. Thomas Percival 1803’te hazırladığı raporda “Medical Ethics” kelimesini ilk defa literatürde kullanarak, “hekimlerin hastalarına karşı ve hastaların hekimlerine karşı görevleri”, “hekimlerin birbirlerine ve meslek birliği olarak tıbba karşı görevleri” ve “tıbbın topluma karşı ve toplumun tıbba karşı görevleri” nden bahsetmiştir. 1900 yılında da Paris’te tıp etiği konusunda ilk uluslararası kongre düzenlenmiştir(1,8). 10 Aralık 1948 günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda benimsenen “insan Hakları Evrensel Bildirgesi” nde; insanlık ailesinin bütün üyelerinin medeni, siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel hakları ilan edildi. Bu bildirge 1966’da imzalanan iki uluslar arası sözleşmeyle tamamlandı(3). Bildirgenin 25. maddesi doğrudan sağlık hakkıyla ilgilidir. Bu maddede “Her insanın gerek kendinin gerekse ailesinin sağlık ve huzurunu güvenceye alacak bir

yaşam düzeyine; özellikle yiyecek, giyecek, konut, tıbbi bakım ve benzeri sosyal hizmetlere; işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ya da iradesi dışında geçim olanaklarından yoksun kaldığı durumlarda güvenliğe hakkı vardır. Analar ve çocuklar özel bakım ve yardım görme hakkına sahiptirler. Tüm çocuklar, ister evlilik içinde isterse evlilik dışında doğmuş olsunlar, aynı sosyal güvenlikten yararlanırlar”şeklinde ifadeler yer alır(3).Tıbbi etikle ilgili uluslar arasımetinlerden birisi de “Dünya Hekimler Birliği Bildirgeleri”dir. 1926yılında Uluslararası Hekimler MeslekBirliği olarak kurulan ve 1945

yılında Londra’da 27 ülkenin katılımıyla yeniden organize olan Dünya Hekimler Birliği (DHB) tıbbın hem genel, hem de teorik sorunlarının tartışılmasına yönelik bir forum

oluşturmakta; bu tartışmaların ışığında hekimlere yol gösterici yaklaşımları içeren bildirgeler yayınlamaktadır(3). Hekimle hastası arasındaki ilişkiler, insan sağlığını doğrudan ilgilendirdiği için çok önemlidir. Hekimin tanı veya tedavide hata yapma sınırı çok dardır. Konusu insan sağlığı olan bir alanda çalışan hekimin, mesleki uygulamalarında en yüksek standardı yakalamak, insan haklarına saygılı olmak, insan sağlığını korumak zorunluluğu vardır(13). Günümüzde Hipokratik değerlerde önemli değişimler oldu.

Hekim-hasta ilişkisindeki “hekimmerkezli” düşünce ve davranış,“hasta merkezli” hale geldi. Tıbbiuygulamalarda hastanın yararı yanında onun değer ve isteklerininde göz önüne alınması ön planaçıktı.Hekim-hasta ilişkisinde hastanın ve toplumun da bazı yükümlülüklerivardır. Hasta, hekime karşıaçık olmalı, hekimin terapi önerilerineuymalı, başka hastalara vesağlıklı olanlara karşı saygılı davranmalı,hastalığını yenmeye uğraşmalıdır(8).Hekimlik uygulamalarındayardımseverlik, şefkatli olma, doğruluk, dürüstlük, adil olma, vicdansahibi olma, sadakat, alçak gönüllülükgibi erdemler vardır. Bunlaretik kural ve standartlara uygundavranmamızı yönlendiren özelliklerdir.

Günümüzdeki önemli bir gelişme de “biyoetik” ve “çevrebilimsel etik” kavramlarının uygulamaya girmesidir. Biyoetik, kısaca tüm canlı türlerini kapsayan değer sorunlarını ele alan bir disiplindir(16). Biyoetik, tıp etiğini de içerir. Ancak biyoetiğin kapsamı tıbbi etiğin sınırlarını aşar.

 

Dişhekimliği Uygulamalarında Etik

Dişhekimliği uygulamalarında verilen hemen her kararda etik düşünce ön plana çıkar. Klinik uygulamalarda bazı kararlar kolaylıkla verilir. Ancak bazı vakalarda karar vermek zordur. Bu zor durumlarda etik göz ardı edildiğinde, etik olmayan ya da daha az etik olan kararlar alınmış olur. Etik olmayan kararlar etik olmayan davranışlara neden olur. Bu davranış hekimin hastaya verdiği hizmeti olumsuz yönde etkiler(7). Etik; karar verme ve seçme aktivitelerini kapsar ve dişhekiminin hastalarla, yanında çalışanlarla, meslektaşlarıyla, toplumla olan ilişkileni etkiler(7). Ülkemizde dişhekimleri büyük kentlerde yoğunlaşmıştır. Bunun sonucunda diğer şehirlerdeki kişiler dişhekimliği hizmetlerinden kısıtlı olarak yararlanır. Büyük kentlerde ise meslektaşlar arası haksız rekabet oluşur, meslektaşlar arası ilişki bozulur. Ucuzluğa aldanarak primitif çalışan dişhekimlerine giden hasta, ideal ağız ve diş sağlığı hizmetine kavuşamaz.

Sonuçta “Dişhekimliği Mesleği” olumsuz yönde etkilenir(9).

 

Dişhekimliği uygulamalarında dikkat edilmesi gereken konular:

_ Dişhekimi hastasıyla ilk karşılaştığı andan itibaren, hekim hasta arasında bir iletişim başlar. İletişim’de ilk karşılaşma çok önemlidir. ilk karşılaşmadaki izlenimler daha sonraki iletişime yön verir. Dişhekimi hastasını rahatlatmalı ve hastasının güvenini kazanmalıdır. Hekimin olumlu yaklaşımı, karşılıklı yabancılık duygusunun ve buna bağlı olarak gelişebilecek korkunun yenilmesine yardımcı olur(9,13). Hekimin hasta ile iletişimi, yalnızca hastanın tedavisi ve uygulanan klinik işlemlerden ibaret değildir. Hekim-hasta ilişkisinde, hekim sadece muayene ve tedavi eden bir “uzman”, hasta da muayene ve tedavi olacak bir “obje” olarak görülmemelidir. Hekim, hastasıyla insancıl, yumuşak ses

tonuyla konuşan, baştan savmacı olmayan, güler yüzlü ve samimi

ilişkiler içinde olmalıdır. Hekim hastasına yeterli zaman ayırmalı, hastasına şikayetlerini anlatma fırsatı tanımalı, hastaya sorular açık ve anlaşılabilir şekilde sorulmalı, hasta şikayetlerini anlatırken sözü kesilmemelidir(9,13). Sağlık kuruluşlarının çoğunda, hasta hekimle karşılaşmadan önce çalışanlarla iletişim kurar. Bu nedenle sağlık kuruluşlarında çalışan personel çok önemlidir. Hekim hasta ilişkisinde, hekimin çalışma yeri de hastayı etkiler(13). Dişhekimi modern, hijyenik ve rahatsız edici bütün etkenlerin ortadan kaldırıldığı bir ortamda hastalara hizmet sunmalıdır(13). Muayene ve tedavi ile doğrudan ilgili olmayan kişilerin klinikte bulunmaması önerilir. Klinik çalışmalar sırasında oluşabilecek aksaklıklar ve şikayetler konusunda, hastaların düşüncelerini dile getirebilmeleri için başvuru mekanizmaları oluşturulmalıdır. Dişhekimi-hasta arasında problem oluşturan bir başka konu da “dişhekimi korkusu” diyebileceğimiz olgudur. Konuyla ilgili yapılan bir çalışmada Dişhekimi kaygı ve korkusunun toplumda görülme sıklığı %21 olarak bulunmuştur. Farklı ülkelerde dişhekimi korkusu ve fobisi üzerine araştırmalar ve bu korkuyu taşıyan bireylere tedavi imkanı sağlayan “dental korku araştırma ve tedavi merkezleri” açılmıştır. Bu merkezlerde, bireylere korkularını yenmeleri için farklı davranış yönlendirme teknikleri ve çeşitli farmakolojik ajanlarla tedavi uygulanır. Ülkemizde ise dişhekimi korkusuna yaklaşım daha çok bireysel seviyede kalmakta, dişhekimleri ilgileri ve karakter yapıları doğrultusunda konuya yaklaşıp bireysel çözümler üretmektedir(2). Dişhekimi ile hasta arasındaki ideal ilişki karşılıklı saygı üzerine kurulur. Dişhekimi, hasta tarafından uygun olmayan davranış algılamaları yaratacak tavır ve hareketlerden kaçınmalıdır(7).Günümüz hekimlik uygulaması hastayla hekimin karşılıklı katılımı çerçevesinde yürütülür. Tıbbi müdahalelerin uygulanmasına karar verme yetkisi hastaya aittir. Hekim hastasına herhangi bir müdahalede bulunmadan önce hastasını konu hakkında bilgilendirir ve tıbbi müdahale için iznini alır(13).

Dişhekimi yapacağı uygulamalarda, vereceği kararlarda, hastanın değerlerini ve kişisel çıkarlarını göz önüne almalıdır. Hastalar, uygulanacak olan tedavinin olası komplikasyonları, alternatif tedavinin avantaj ve dezavantajları, her birinin maliyeti ve beklenen sonuçları hakkında bilgilendirilir. Riskler, yararlar ve mali yükler birlikte değerlendirilir. Hekim bu bilgileri verirken hastanın anlayacağı şekilde konuşmalı, tıbbi terminoloji mümkün olduğu kadar az kullanılmalıdır (7,13). Hasta konu hakkında yeterince bilgilendirildikten sonra, herhangi bir baskı altında kalmadan kendi istek ve arzusu doğrultusunda sağlığıyla ilgili kararları alır ve bu konuda yapılacak tıbbi müdahalelere izin verir. Buna “aydınlatılmış onay” denir. Hekimin, hastasının özerkliğine saygı göstermesinin en önemli boyutu, aydınlatılmış onay ilkesidir(4,13) Hekimin hasta ile ortak karar noktasında buluşabilmesi için (aydınlatılmış onayını alabilmesi için), hastaya mevcut tüm tıbbi bilgilerin aktarılması ve hastanın da kendisine anlatılanları anlayabilecek bir düzeyde olması gerekir(4). Hastalar bilgilerinin sınırlı olması nedeniyle

kendi çıkarlarını bir yere kadar savunur. Bu nedenle tedavinin başarılı olması, hastanın güven içinde kendini hekime emanet etmesi ve hekimin bilgi ve becerilerini hastanın çıkarları doğrultusunda kullanmasıyla yakından ilişkilidir. Hasta, dişhekiminin etik kurallara uyacağına ve bilgisini kendi iyiliği için kullanacağına güvenir. Dişhekimi hastasının güvenini olumsuz yönde kullanamaz(13). Dişhekimi hastanın kişisel tercihlerini göz önüne almalıdır. Bazen hastanın tercihleri dişhekiminin önerileri ile çelişir. Dişhekimi

zarar vermeme ilkesi ve aydınlatılmış onam ilkesi arasında ikilem yaşar. Örneğin tedavi olabilecek bir dişin hasta tarafından çekilmesi için ısrar edilmesi sonucunda, dişhekimi hastanın imzasını alarak dişi çekip sorumluluğu üzerinden atabilir. Ancak verilen bu karardan hastanın zarar görmesi söz konusudur(7,13).

Çocuk hastalarda, ebeveynden alınan “aydınlatılmış onay” bazen problem yaratır. Hasta yakınları kendi değer ve önceliklerini kullanma hakkına sahiptir. Ancak bilgilendirme izninde hastaya zarar vermeme ilkesi de dikkate alınmalıdır. Bunun sorumluluğu dişhekimine aittir. Ebeveynler çocuklar için kabul edilemez kararlar aldıkları zaman, dişhekimi tedavi sunmayı reddetmede etik olarak haklıdır(13). Sonuçları açısından kritik müdahalelerde ve büyük cerrahi operasyonlarda “aydınlatılmış onay”ın  yazılı olması gerekir. Diğer konularda hasta izni herhangi bir şekle bağlı değildir. Sözlü olarak alınan onay’larda dişhekimi problem yaşayabilir. Hukukta “bir iddianın sahibi iddiasını ispatla yükümlüdür” kuralı vardır. Ancak hasta-hekim ilişkisinde güçsüz olan tarafın hasta olduğu göz önüne alındığında çoğu kez ispat hekime yüklenir. Yargıtay’ın da bu yönde görüşü vardır(13).

 

_ Dişhekimi hastasına uygulayacağı tedaviyi anlatırken doğruyu söylemelidir. Eksik ve yanıltıcı açıklamalar yapmamalıdır. Tedavinin sonuçları açısından yanlış ve haksız beklentiler yaratmamalıdır. Nadir olarak görülen örnekleri olası imiş gibi göstermemelidir(7).

 

_ Dişhekimi “gizlilik” prensibine sadık kalmalıdır. Muayene ve tedavi sırasında hasta tarafından hekime anlatılan bilgiler gizli tutulmalıdır. Hekimler hastalarının bedeni, ahlaki kusur ve sakatlıklarına doğal olarak tanık olan kişilerdir. Sır sayılan bilgi ve gözlemlerin açıklanması, hastanın olduğu gibi yakınlarının da kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilir. Bu bilgiler hastanın izni olmadan başka bir kimseye açıklanamaz. Hangi bilgilerin sır olduğu konusunda görüş farklılıkları vardır. Genel olarak hastanın sosyo-ekonomik durumunu veya geleceğini etkileyen, saklanmasında yarar bulunan bilgi ve olaylar “sır” olarak değerlendirilir(7,13,17). Hastanın tıbbi kayıtları dişhekiminin sorumluluğu altındadır. Günümüzde hasta verilerinin bilgisayar ortamına yüklenmesi ve bu kayıtların sadece hekimlerin elinde olmaması problem oluşturur(13).

 

_ Dişhekimliği uygulamalarında insana saygı, sorumluluk, haklar gibi temel ilkelere uyulmalı, hizmet sunumu eşitlik ilkesi dikkate alınarak yapılmalıdır(13).

 

_ Dişhekimi, günlük meslek pratiği sırasında çağdaş ve bilimsel yöntemleri uygulamalıdır.

Mesleği ile ilgili son gelişmeleri takip edebilmesi için mezuniyet sonrası eğitime önem vermelidir(9). Bununla da yetinmeyip klinik ve temel araştırmalara aktif olarak katılmalıdır(7). Dişhekiminin mesleğindeki gelişmeleri günü gününe takip edebilmesi için (kitap almak, dergilere abone olmak ve kongrelere katılmak) belirli bir bedeli ödemesi gerekir. Bunun için de hekim yeterli gelir düzeyine sahip olmalıdır(13).

 

_ Hekimin muayene ve tedavi ettiği bütün hastalar kayda geçirmelidir. Hasta, sağlık durumu ile ilgili bilgileri ve kayıtları inceleyebilir. isterse bunların bir örneğini alabilir. Hasta kendisi ile ilgili tıbbi ve kişisel bilgilerin uygunsuz, eksik olması veya tanı ve tedaviyle ilgili olmaması durumunda, bu bilgilerin düzeltilmesini ve daha açık hale getirilmesini isteyebilir(13).

 

_ Dişhekimi kendisini ilgilendiren kanun ve yönetmelikleri bilmeli ve bunlara uygun davranmalıdır. Hekim, attığı her adımda, ilerde açılabilecek bir hukuk davasında yapacağı savunmanın hesabını davranışlarına yansıtmalıdır(7,9).

 

_ Dişhekimi mesleğini yaparken kusurlu ve hatalı uygulamalardan “Malpraktis” kaçınmalıdır. Dişhekimliğinde meslek kusurları “tanı”, “tedavi planlaması” ve “tedavi” aşamalarında görülür. Tanı aşamasında hatadan kaçınmak için dikkatli anamnez alınmalı ve muayene yapılmalı, gerekli laboratuar ve radyolojik tetkikler eksiksiz yerine getirilmelidir. Tedavi planlamasında, gerekli olan endikasyona karar verilmeli, kazanç amacıyla hastaya gereksiz işlem veya işlemler yapılmamalıdır. Hastanın tedavisinde düşünülen tek amaç hastanın sağlığına kavuşması olmalıdır(9). Komplikan bsyonla malpraktis birbirine karıştırılmamalıdır. Hastaya yapılan her müdahalenin kabul edilebilir sapma ve riskleri vardır. Bunlara sağlık alanında “komplikasyon” hukukta “izin verilen risk” denir. Hekim müdahalelerinde gerekli özeni göstermesine rağmen komplikasyon oluşursa, bu kusur sayılmaz(13).

 

_ Dişhekimi hastalarına en iyi hizmeti vermek ve sunulan hizmetin kalitesini devamlı yüksek tutmak zorundadır. Dişhekimi bazen, hastanın sınırlı parasal imkanlarından, sağlık güvencesi veren kurumun yaptığı masraf karşılama sınırlamalarından, hastanın değerlerinden veya tercihlerinden ya da başka faktörlerden kaynaklanan ve uygulanacak tedavinin kalitesini tehlikeye atacak kararlarla yüz yüze gelebilir. Bu sınırlamalar yapılacak tedavinin yönünü ideal olandan uzaklaştırmamalı ve

tedavinin kalitesini asla etkilememelidir. Dişhekimi, hastasının endikasyonu olmayan tedavide ısrar etmesi durumunda tedaviyi bırakabilir(7). Dişhekiminin hastasına, standartların altında bir tedaviyi bilerek uygulaması etik dışıdır(13).

 

_ Dişhekimi tanı ve tedavide hastasını, günün modern imkanlarına sahip diğer tanı araçlarıyla, uzman görüşlerinden mahrum bırakmamalıdır. Hastalara iyi hizmet sunabilmek için gerek kamu ve gerekse özel sağlık kuruluşlarının yöneticileri, sağlık kuruluşlarında bulundurulması gereken alet ve malzemenin temininden ve bunların çalışır halde olmasından sorumludur(13).

 

_ Dişhekimi acil şikayeti olan hastayı muayene ve tedavi etmeli veya tedavi için uygun yere göndermelidir. Böyle durumlarda hastanın sağlığı ve rahatı dişhekiminin başta gelen kaygısı olmalıdır(13).

 

_ Dişhekimliği mesleği, sanatla bilimi buluşturan bir meslektir. Dişhekimi yapacağı tedavilerde fonksiyon, estetik ve fonasyona dikkat etmelidir(9).

 

_ Dişhekimi rapor verirken objektif olmalıdır. Hekim raporları, hasta ve hastalık hakkındaki kararları yazan çok ciddi belgelerdir. Hekim rapor yazarken bazı kurallara dikkat etmelidir. Rapor tıp prensiplerine dayalı, etik kurallara uygun ve yasal kavramlar göz önünde tutularak hazırlanır. Rapor tanziminde laubali davranmak, hatır ve menfaat gözetmek, kişisel kusur olarak kabul edilir(6,13). Adli raporlarda gerçeğe uymayan bilgi veren kişi yalancı tanık gibi işlem görür. Hekimin yanlış bilgi vermesi, mahkemenin yanlış karar vermesine neden olur. Hekim karara etki edecek bir durumu, raporunda veya sözlü beyanında saklarsa yine suç işlemiş sayılır(13).

 

_ Dişhekimi ünvan ve yetki konularına özen gösterilmelidir. Muayenehane tabelaları belirlenen standartları içermeli, mesleki unvan doğru kullanılmalıdır. Dişhekimi hastasıyla yaptığı konuşmalarda kendisini doğru tanıtmalıdır. Gerçekleri abartmadan doğru sunmalıdır. Hekim, vicdani ve mesleki görüşüne göre uygulayacağı tanı ve tedavi yöntemini saptamada özgürdür. Ancak hekim hastasına aldatıcı mahiyette tedavi yapamaz, denenmemiş tedavi yöntemlerini uygulayamaz(7,9,13).

 

_ Sağlık kuruluşları, sundukları hizmet, uyguladıkları tanı ve tedavi yöntemleri, kullandıkları her türlü cihaz ve araçlar ile ilgili kitle iletişim araçları, elektronik ortam, görsel-işitsel araçlar, yazılı materyaller veya benzeri araçlar ile doğrudan veya dolaylı olarak tüketici konumundaki kitleye yönelik reklam ve tanıtım yapamazlar. İnsanları yanıltıcı, paniğe sevk edici, yanlış yönlendirici, benzer nitelikteki kuruluş ve çalışanları

arasında rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamazlar(13). Dişhekimi, en iyi reklamın tedaviden memnun kalan hastalar tarafından ağızdan ağza yapılan tavsiyeler olduğunu unutmamalıdır.

 

_ Dişhekimi hastaya reçete yazarken özen göstermelidir. Hastalar profesyonel bilgilerle bağdaşmayan ilaçları ısrarla istedikleri zaman, dişhekimi buna karşı çıkmalıdır. Karşı çıkmama bu konuda yapılan suistimali dolaylı olarak onaylama anlamına gelir(7,9).

Hekimlerle ilaç ve tıbbi firmalar arasında mesleğin doğası gereği ilişkiler bulunur. Firmaların pazarlama etkinlikleri nedeni ile birçok konuda hekimlere sağladığı destek, özellikle son yıllarda çeşitli tartışmalara yol açmış, farklı görüşler öne sürülmüş ve bu konudaki sorunlara karşı çözüm yolları üretilmeye çalışılmıştır. Bu konuda günün koşulları ve etik ilkeler göz önüne alınarak yasal düzenlemelerin yapılması, bunlara göre çalışan ve denetimi sağlayacak etik kurulların oluşturulması önerilmiştir(11).

 

_ Dişhekimi yaptığı bilimsel çalışmalarda dürüstlükten ayrılmamalarıdır. Dişhekimi şirketlerin ürünlerini anlattığı profesyonel sunum veya yayınlarda, bu şirketle ticari bir ilişkisi varsa bunu açıklamalıdır. Son yıllarda tıp ve biyoloji alanında meydana gelen gelişmelerin, insanlık için kötüye kullanılması ihtimalleri düşünülerek, uluslar arası birçok kuruluş bu konulara dikkat çekmiş ve yapılacak tıbbi araştırmalarda insana saygı gösterilmesi gerektiğine inanılarak, insan onurunu güvence altına almanın önemi vurgulanmıştır(13,14). insanlar üzerindeki araştırmalar, başka bir seçeneğin bulunmadığı

durumlarda ve kişinin kendisi üzerinde araştırma yapılabileceğine dair izninin açıkça ve belirli bir şekilde verilmiş olması ve bunun belgelendirilmesi şartıyla yapılabilir(13).

insanlar üzerinde yapılan tıbbi araştırmalara, insan varlığını koruyan ve güvence altına alan yasal hükümlere bağlı kalmak kaydıyla izin verilir. Yapılacak araştırmalar, ilgili mesleki yükümlülükler ve standartlara uygun olmalı, araştırmaya katılan kişinin fiziki, mental ve kişilik bütünlüğünde zedelenme olmaması konusunda duyarlı davranılmalıdır(13). Üzerinde araştırma yapılan kişilere araştırmanın amacı, yöntemi, riski, araştırma sırasında çıkabilecek sorunlar hakkında bilgi verilmeli ve bu kişilere kanun tarafından öngörülen hak ve güvenceleri anlatılmalıdır. Eğer kişi istemiyorsa çalışmaya katılmak zorunda olmadığı, çalışma esnasında istediği zaman çalışmayı bırakma hakkı olduğu açıklanmalıdır(13,14). Epidemiolojik çalışmalarda, bilgilerin gizliliği sağlanmalıdır. Elde edilecek bilgiler araştırmacının kontrolü altında kullanılmalıdır. Deneklerin istemedikleri konularda bilgi vermemeleri anlayışla karşılanmalı, bu konuda ısrarcı olunmamalıdır. epidemiyolojik araştırmalarda da kişilerin araştırma ile ilgili aydınlatılmış onaylarının alınması gerekir(13,14).

 

_ Meslektaşlar arasındaki ilişkilerde etik ilkelere bağlı kalınmalıdır. Dişhekimleri kendi aralarında iyi ilişkiler kurmalı, birbirlerine maddi ve manevi bakımdan yardımcı olmalıdır. Dişhekimi, mesleği küçük düşürücü hareket ve davranışlardan sakınmalıdır. Dişhekimi, bir meslektaşının hastalara hatalı tedaviler uyguladığını ve hastaların bundan zarar gördüğünü saptarsa, bir taraftan mesleğinin ve meslektaşının onurunu düşünürken diğer taraftan da hastaların sağlığını düşünmek zorundadır. Bir meslektaş tarafından sürekli olarak hatalı tedavi uygulamaları ve etik dışı davranışlar yapılıyorsa, bu durum ilgili etik kurullara bildirilmelidir(9,13).

 

_ Dişhekimi AIDS gibi bulaşıcı hastalığı olan kişilerin gereken

tedavilerini yapmalı, onların özerklikleri, hakları, aydınlatılmaları, sırlarının gizliliği ve adaleteşitlik prensiplerinden yararlanma haklarına saygı göstermelidir. Çapraz kontaminasyon açısından gereken önlemler alınmalıdır(9).

_ Dişhekimi bazı durumlarda yardımcı kullanabilir. Ancak burada yapılan işlemin kanun ve yönetmeliklere uygun olması ve görev yardımcıya verildiği zaman işlemin kalitesinin sürdürülür olması çok önemlidir. Dişhekimi maliyeti düşünerek, vasıfsız bireylerin hizmetlerinden faydalanmamalıdır. Dişhekimi, yardımcı meslek elemanları ile mesafeli ve seviyeli ilişki kurmalıdır(7,13).

 

_ Dişhekiminin hastasından isteyeceği ücret yapılan işlere uygun ve adil olmalıdır. Ücretler ve ödeme opsiyonları hastalara açıklanmalı ve daha önceden yapılan bazı hizmetler ile uyumlu olmalıdır(7).

 

_ Dişhekimi, hastaya sınırlı imkanlar nedeniyle uzun bir zaman aralığına randevu verirken, ayırımcılık yapmamalı, adil davranmalı, tıbbi ölçütlere göre hareket etmeli ve objektif olmalıdır(13).

 

_ Dişhekimi verdiği sözü tutmalı ve randevusuna sadık kalmalı dır(13).

 

_ Dişhekimi toplumun genel problemleriyle de ilgilenmelidir. Özellikle toplumun sağlık problemleriyle yakından ilgilenmeli, rehberlik etmeli ve bu konuları tartışmak konusunda istekli olmalıdır(7). Topluma hizmet verecek programlar geliştirmeli, meslektaşları ile işbirliği içerisinde çalışmalı ve meslek oda/derneklerine üye olmalıdır(13).

 

_ Dişhekimi hastası ile kendisi arasında herhangi bir menfaat karşılığında aracılık yapanlara, görevli bulunduğu kurum ve kuruluşa gelen hastaları özel işyerlerine yönlendiren kişilere müsaade etmemeli ve bu konuda gerekli önlemleri

almalıdır. Dişhekimi muayenehanesinde teşhis veya tedavi ettiği hastaya, görevli olduğu kurumda ayrıcalık tanımamalı, hastalarına belli şirketlerden malzeme ve ilaç almalarını önermemelidir(13). Sonuç olarak; toplumumuzda her meslek grubunda görülen değerler bunalımı sağlık alanında da kendini gösterdi. Yeni teknolojik gelişmeler sonucu ortaya çıkan durumlar, eldeki mevcut sınırlı kaynakların ne zaman, kimin için ve ne kadar kullanılacağı konusu ve tıbbi uygulamaların ticari boyutu etik açıdan en fazla tartışma yaratan konular içerisinde yer almaktadır.__dd

 

Prof.Dr. ABUBEKİR HARORLI

Atatürk Üniversiyesi Dişhekimliği Fakültesi Oral Diagnoz ve Radyoloji AD,

 

Doç. Dr. H.MURAT AKGUL

Atatürk Üniversiyesi Dişhekimliği Fakültesi Oral Diagnoz ve Radyoloji AD

    Kaynaklar 1- Aksoy fi: Batıda tıp etiğinin yakın tarihi ve son yıllarda popüler oluşunun sosyo-ekonomik nedenleri. TKlin Tıp Etiği-Hukuku-Tarihi 2002; 10:195-201.

2- Akyüz S, Kuşçu ÖÖ, Akgöz S, Demirhan Erdemir A, Atıcı E: Dişhekimli’ğinde korku ve korkuya etik yaklaşım. T Klin Tıp Etiği-Hukuku-Tarihi 2005; 13: 26-33.

3- Arda B: Tıbbi etikle ilgili uluslar arası bildirgeler. T Klin Tıbbi Etik 1996; 4(1):3-5.

4- Aydın E: Hekim-hasta ilişkisinin etik yönü. T Klin Tıbbi Etik 1998; 6: 8-13.

5- Aydın i: Eğitim ve öğretimde etik. Ankara: Pegem A Yayıncılık @ Tic. Ltd. fiti, 2003.

6- Demirhan Erdemir A: Hekim raporları ve tıbbi etik. T Klin Tıbbi Etik 1997; 5: 24-27.

7- Electronic ethics handbook for dentists. http://www.facd.org/acdethics. htm.

8- Engelhardt D. (Çeviri Namal A.). Tıbbın gündelik yaşamında etik. Ankara: Nobel Tıp Kitabevleri, 2000.

9- Erdemir AD, Oğuz NY, Elçioğlu Ö, Doğan H: Klinik etik-klinik uygulamalarda etik sorunlar. istanbul: Nobel Tıp Kitabevleri, 2001.

10- Göksel FA: Tıp dünyamızda yeni bir gereksinim: Mesleki değerler formu. T Klin Tıbbi Etik 1993; 2(1): 1-4.

11- Güneş AT, ilknur T: Tıp etiği açısından hekimlerin ilaç ve gereç firmaları ile ilişkileri. T Klin Tıp Etiği-Hukuku- Tarihi 2002; 10: 108-112.

12- Harorlı A, Akgül HM, Dağistanlı S: Dişhekimliğinde etik. Dişhekimliği Dergisi. 2003; 49: 44-49.

13- Harorlı A, Akgül HM, Dağıstanlı S: Dişhekimi sorumluluğu “etik ve yasal açıdan”. istanbul: Vestiyer Yayın Grubu, 2005.

14- Harorlı A, Dağistan S: insanlar üzerinde yapılan tıbbi araştırmalar ve etik kurulların önemi. Atatürk Üniversitesi Diş Hek.Fak. Derg 2002; 12(2): 54-61.

15- Sunar O: Tababet ve etik. Türk Otolarengoloji Arşivi 1997; 35 (3-4): 70.

16- fiahinoğlu-Pelin S: Ülkemizde tıp etkinliğinde deontoloji’den etik’e. T Klin Tıbbi Etik 1998; 6:1-7.

17- fiaylıgil Elçioğlu Ö: Hasta hakları açısından hekimlik sırrı. T Klin Tıbbi Etik 1997; 5: 16-19.

 

 


YASAL UYARI: Bu yazı/haber/makalenin bütün yayın ve çoğaltma hakları VESTİYER YAYIN GRUBU'na aittir. Kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen iktibas edilmesi yasaktır.
Reklam
Reklam

Yorum Ekle
Copyright © 1989-2024, Vestiyer Grup, Tüm Hakları Saklıdır.