İşyerlerimizdeki Haşereler ve İlaç Seçiminde Önemli Notlar

Milyonlarca yıl önceden günümüze gelen haşaratlar yaşayan gerçek fosillerdir. Değişen yaşam koşullarına fevkalade uyum göstererek günümüze gelmişler. Muhtemelen bizden sonra da olacak canlılardır. Varlıkları dünyanın bazı kesimlerinde kutsal kabul edilse veya sevilen gıda olsalar da modern dünyada kabul edilemezler. Taşıdıkları enfeksiyon riskleri ile can ve ciddi iş kaybına neden olurlar. Toplum gelişmişliğinin ölçütü temizliktir.
İşyerlerimizdeki Haşereler ve İlaç Seçiminde Önemli Notlar İşyerlerimizdeki Haşereler ve İlaç Seçiminde Önemli Notlar
İşyerlerimizdeki Haşereler ve İlaç Seçiminde Önemli Notlar


Giriş: Milyonlarca yıl önceden günümüze gelen haşaratlar yaşayan gerçek fosillerdir. Değişen yaşam koşullarına fevkalade uyum göstererek günümüze gelmişler. Muhtemelen bizden sonra da olacak canlılardır. Varlıkları dünyanın bazı kesimlerinde kutsal kabul edilse veya sevilen gıda olsalar da modern dünyada kabul edilemezler. Taşıdıkları enfeksiyon riskleri ile can ve ciddi iş kaybına neden olurlar. Toplum gelişmişliğinin ölçütü temizliktir. Yaşam alanlarımızı en çok tehdit eden canlıları tanımamız, mücadele yöntemimizde en doğru malzemeleri seçmemizle gerçekleşir. Doğanın kritik dengesini bozmadan mücadele etmeyi öğrenmemiz gerekmektedir.



 


Karasinekler: 4-8 mm boyunda her yerde olabilen ve 8 km uçuş menzili olan canlılardır. Kapalı mekânlarda son derece aktiftirler. Sıcak ortamlarda aktif kalan karasinekler yıl boyu üremeye devam ederler. Karasinekler bağırsak kurtlarını yayabilirler. Dizanteri, gastroentrerit (mide hastalıkları) tifo, kolera, hepatit, çocuk felci ve tüberküloz benzeri hastalıkların potansiyel taşıyıcılarıdırlar.


 


Rutubetli, çürümüş materyaller, saklanan gıdalar ve yiyecek artıklarıyla beslenirler. Karasinekler yumurta, larva, pulpa ve ergin olmak üzere dört belirgin hayat devresinden geçerler. Dişi sinek hayatı boyunca bir kez eşleşir. Spermleri saklayarak gerekli oldukça yumurtalarını fertilize eder.  Sıcak ve nemli ortamda sinek yumurtaları 8-48 saat kuluçkada kalarak kurtçuk larvasına dönüşürler. Larvalar 21-32 derece sıcaklıkta 2 hafta ile 3 ay sonunda ergin karasineklere dönerler.


 


Yine karasineklerin en sevdiği yerler dışkılardır. Özellikle tuvaletlerin ve tuvalet duvarlarının düzenli olarak çamaşır suyu ve benzeri maddelerle temizlenerek üreme engellene bilir.


 


Sivrisinekler: 2500 türü olan sivrisinekler kutuplardan ekvatora kadar yayılım gösterirler. Genellikle vejetaryen beslenirler. Yumurtaların gereksimi olan protein ihtiyacını kan emerek sağlar. Dişi sivrisinek 200 yumurta bırakır. Suda yaşayabilen yumurtalar beş yıl canlı kalabilir. Dişi sivrisinekler konakçıdan yayılan vücut kokusu, karbondioksit ve nemi algılayarak avı bulurlar. Dişi sinek konakçıyı buluna kadar uyarıları rüzgâra karşı izler ve uzak mesafelere uçabilir.


 


Dişi sivrisinekler ağızları ile konakçının cildini deler, kan emeceği damarı bulur. Her beslenmede vücut ağırlığı kadar kan emebilirler. Beslenme sırasında antikoagulant içeren salya, pıhtılaşmayı önler ve kanın akmasını sağlar. Konakçı vücudun antikuagulata karşı gösterdiği alerjik reaksiyonun ardından kaşıntı hissedilir.


 


Sinekler kendileri enfeksiyonları taşıyabildiği gibi steril halde iken parazit formları taşıyan insandan beslendiğinde enfekte hale gelir. İstatistiklere göre sivrisineklerin insanlık tarihinde 50 bilyon insanın ölümüne neden oldukları hesaplanmaktadır. Her yıl 270 milyon insan sıtmaya yakalanmakta ve bunların 2 milyonu ölmektedir. Sivrisinekler dünyada en tehlikeli hayvanlar arasındadır.


 


Tüm sinekler sindirim sularını ve mide muhtevasını yiyeceklerin üzerine kusarak yiyecekleri sıvılaştırırlar. Sıvı emme yetisine sahip ağızları ile emerek beslenirler. Sinekler için su önemlidir. Susuz 48 saatten fazla yaşayamazlar. Beslenmeleri sırasında patojen organizmaları içlerine alırlar. Sineğin içinde saklanan organizmalar diğer yüzeylerle temas halinde dışkı ile transfer edilirler. Sinekler bağırsak ve myiasis taşıyıcısı olarak nitelendirilirler.  Anofeller Sıtma hastalığını yaymada rol oynarlar. Ayrıca Fil hastalığı, sarı humma, Nil humması, beyin iltihabı gibi hastalık yayılmasında da önemli rolleri vardır.


 


Kene:


 


Ülkemizde üç yıldır görülen Kırım Kongo kanamalı ateş nedeni olan keneleri konu etmeden geçemeyeceğim. Kenenin 350 türü olduğu bildirilmektedir. Türkiye’de yılda ortalama 250-300 kişinin KKKA hastalığına yakalandığını ifade eden yetkililer, bunun yüzde 8’inin ölümle sonuçlandığını bildirmektedirler.
 


KKKA hastalığı halk arasında “kene hastalığı” olarak bilinir. Kene yabancıl, evcil ve göçmen kuşlar aracılığı ile yayılmaktadır. Çevreciler; tavukları öldürdüğümüzden yayılımlarının daha fazla olduğunu ifade etmektedirler. Virüsün hayvan etinden insana geçmediği bildirilmektedir.  Keneyle mücadele için genel ilaçlamanın doğal dengeyi bozabileceğini belirten yetkililer, asalak olan kenelerin ancak başka canlı üzerinde yaşayabileceğini, ilaçlamanın hayvanlara tek tek ilaçlı banyo şeklinde yapılmasının doğru olduğunu belirtmektedirler. Farelerde keneler için konak oluştururlar. Bölgede kenelerin kanında virüs bulunması salgın için önemli faktördür.


 


İnsanlardan virüs bulaşması:


-Kenelerin yapışıp kan emmesi sırasında salgıladıkları tükürük salgısı ile,


-Hastalık taşıyan kenelerin çıplak elle ezilmesi sırasında temasla, hastalık taşıyan hayvanların kan ve dokuları ile temasla,


-Hastalardan (kan ve diğer vücut sıvıları) teması ile olmaktadır. Özellikle son durum mesleğimiz açısından ciddi önem taşımaktadır. Sağlık personeli olarak dişhekimi ve çalışanları risk taşıyan gruplar arasında bulunulmaktadır.


 


Yapışan keneler kesinlikle öldürülmeden, ezilmeden / patlatılmadan ve kenenin ağız kısmı koparılmadan, bir pensle doğrudan alınması gerekir. Isırılan yerin bol sabunlu suyla yıkanıp, alkolle temizlenmemesi özellikle tavsiye ediliyor. Ayrıca vücuttaki kenelerin üzerine herhangi kimyasal madde (alkol, klonya, gazyağı v.b) dökülmemesi gerekiyor. Çünkü kimyasal maddeler
kenenin kusmasına sebebiyet vereceğinden hastalık bulaştırma riskini arttırdığı bildirimektedir.


 


Fareler ve Sıçanlar: Genetik yapısıyla bize benzeyen fareler vesıçanlar deney labrotuvarlarında ilaç ve biomalzeme çalışmalarında insan uygulamasından önce zorunlu kullanılmaktadır. Fareler uzun kuyruklarıyla yön bulurlar.  Kuyrukları vücut ısılarını da düzenler ve vücut ısısı yükseldiğinde kuyruklarını atarlar.


 


Orta çağda insan nüfusunu tehdit eden veba, pireler ve fareler yolu ile bulaşmaktadır. Fareler pek çok hastalığın taşıyıcısı durumundadır.


 


Çeşitli bölgelerde yemek olarak yenen veya tanrı kabul edilen fareler, insanlık açısından tehlikeli parazitler arasında kabul edilirler. Fareler kendi aralarında iletişim kurmaktadırlar. Ani ölümlerden ders alarak tehlike arz eden ürünlerden uzak dururlar. Yeni madde ile karşılaştıklarında ilk tadına bakan; gruptaki en yaşlı ve hastalıklı olan faredir. Sıradan tuzaklarda yakalanmaları zordur. Zehirlerin geç etki etmesi gerekmektedir. Hayvanlar ölümle bağlantı kuramamalıdır, aksi halde verilen zehirleri yemezler. Çok doğurgandırlar. Amerika’da kemirdikleri kablo ve bigisayarlarla milyonlarca dolarlık kayıplara yol açtıkları ifade edilmektedir.


 


Pireler: Birer sıçrama şampiyonudur. 19.7 cm.’ye ulaşan atlayışlar yapabilirler. Pireler kendi uzunluklarının 100 katından daha uzun mesafelere atlayabilmektedirler. İşte pireler bu eşsiz sıçrama güçlerini, “rezilin” denilen lastiksi bir proteinden elde ederler. Kütlesi ile oranlandığında hiçbir canlı o kadar yükseğe zıplayamaz. Aynı zamanda ağırlıklarının on katı yükleri taşıyabilen dayanıklı hayvanlardır. Erginler ağırlıklarının misli ile kanla beslenen obur canlılardır.


 


Larva ve pupa formları çevrede bulunur. Larvalar ergin pirelerin dışkıları ve diğer organik artıklarla beslenirler. Hiç kan emmemiş aç genç pire ılıman iklim koşularında 2 aya kadar canlı kalabilir. Konakçı canlıya zıplayarak ulaşırlar. Kılların veya eşyaların kıvrımlarında yaşarlar. Konakçının gelişini koku sinyalleri ve titreşimlerle çok uzaktan algılaya bilirler. Yumurtaları uzun zaman beslenmeden dayanabilir ancak uygun ortamı bulunca çıkarlar. Pireler tozlu ortamları severler. Pirelerin tükürük salgıları içinde bulunan allergen maddeler allerjik deri reaksiyonlarına yol açar ve sonuçta Pire Allerjik Dermatitis (PAD) lezyonları, tifus benzeri Rickettsia enfeksiyonları pireler tarafından bulaştırılır. Pirelerin sayesinde fareler ortaçağda vebayı bulaştırmışlardır.


Köpeklerde en yaygın bulunan tenya; Dipylidium caninum ‘un ara konağı pirelerdir. Sevgili evcil hayvanlarımızla taşına bildiği gibi insanlar kolaylıkla birbirlerine taşınırlar. 


Tahtakuruları: Beton yapıların artmasıyla çocukluğumuzun karabasanı tahtakurularında büyük azalma olmuştur. Özellikle gece beslenmeyi seven canlılar, yatak kıvrımları kadar eşyaların arasında konaçlana bilirler. Uykuda hücum ederler. Alerjik reaksiyonlara neden oldukları gibi, kan yoluyla hastalık da taşırlar.


 


Bitler: Ariston’unda şikayetçi olduğu bitler, günümüzde zengin fakir ayrımı yapmadan baş ve vücutlarda, insandan insana geçebilmektedirler. Temiz kişileri daha çok seven bitler, özellikle okullarda kolayca yayılırlar.


 


30 günlük ömürleri olan bitler vücuttan uzak iki gün yaşayabilirler. Sirke olarak bilinen yumurtalarını saçlarda bırakarak uzun zaman inatla nesillerini sürdürürler. Sirkelerin fark edilmesi ve görülmesi genellikle daha kolaydır. Ense ve kulak arkasındaki saç tellerine yapışık dururlar. Kepeklerden farklı olarak saçın fırçalanmasıyla düşmezler. 7 gün arayla yapılan iki ilaçlama ile temizlenilir. 12 aylıktan küçük bebekler için ya da hamile veya emzirin annelerin, hassas cildi olanların, bit ilacı kullanmadan önce doktora danışmalıdır.


Akarlar: Küçük örümcek benzeri canlılardır ve gözle görülemezler. Ortalama 0.3 mm. uzunluğundadırlar. Akarlar vücudumuzdan dökülen doku atıklarını yiyerek beslenen mikroskobik boyutta canlılardır. Günışığında hemen ölürler, nemli sıcak ortamlarda yaşarlar.


En sevdikleri yerlerin başında yataklarımız gelmektedir. Çalışma alanlarımızda depo, silo gibi yerlerde de yoğun olarak bulunurlar. İş yerlerinde kumaş mobilyalarda, tozların içinde özellikle halılarımızda yaşarlar. Akarların dışkıları alerjendir. Çocuk ve erişkinlerde astimatik bronşit başta olmak üzere alerji ve alerji tetiklenmesine neden olurlar. Sık yapılan yıkamalarla akarlarla mücadele edilebilir. İş yerlerimizde silinebilir, yıkanabilir ürünler kullanılarak akar pire karınca türü canlılarla mücadele edilebilir.


 


Karafatmalar: Diğer adıyla kalorifer böcekleri kanatlı haşereler grubundandır, tespit edilmiş 3500 türü vardır. Zor günlerinde susuz ve yiyeceksiz kalabilen bu haşeratların bazı türlerin boyları 3-4 cm bulabilmektedir.


 


Kanallarda dolaşan karafatmalar yiyeceklere Salmonella gıda zehirlenmesinin yanı sıra ishal, dizanteri, Helminths parazitleri ve verem bulaştırma riskleri yüksektir. Dünyanın pek çok ülkesinde sevilerek yenen gıdalar arasında olsalar da ciddi hastalık taşıma riskine sahiptirler. Çiftleşen dişiler, spermleri saklayıp gerektiğinde kullanırlar. Bir dişi yaşamı boyunca 50 -60 yumurta yapabilir. Her yumurtadan 15-24 arası yavru çıkar. Dişiler yavrularının yaklaşık %20 sini yerler. Süratle çoğalırlar, bir dişi uygun ortamı yakaladığında yıl içinde bin adet böceğe çoğalabilir. 300 milyon yıllık karafatma fosilleri bulunmaktadır, günümüzün yürüyen fosilleri oldukları söylene bilir. Yaşam koşullarına insandan çok daha dayanıklı böcekler radyasyona da dayanıklıdırlar. Nükleer savaştan zarar görmeyecek sayılı canlılardır. Dışkabuklarında bulunan kitin radyasyondan korunma sağlar. Kolay öğrenen canlılardır. Zarar veren besinleri tanıyıp uzak dururlar.


 


Karıncalar: Mesken ve iş yerlerinde bina içlerine yönelen yollar açarak yaşarlar. Kişi başına dünyada iki milyon karınca varlık nüfusu ile dünyada sayıca en fazla olan canlılardır. Salmonellosis ve staphilacoc enfeksiyonlarına sebep olurlar.


 


Haşarat Korunmasında Yapmamız Gerekenler: Haşaratlardan korunmak için kullanılan kimyasallar su veya solventler ile karıştırılarak emülsiyon yada süspansiyon haline getirilerek tüketilirler. Su esaslı olanların kalıcı etkisi daha azdır.


 


İlaç seçiminde ilacın bileşimi kadar ilaç taşıyıcılığı, uygulamanın kalıcılığını belirler. Süspansiyon halinde ilacı taşıyan parçacıklar daha iridir zemine nüfuzu zor olur. Emülsiyon halindeki partiküller daha derine etki ederek kalıcılığın uzamasını sağlarlar.


 


Su bazlı haşarat ilaçları yıkanma yoluyla kolaylıkla uzaklaşabilirler. Su bazlı sistemlerle çalışmada 15-20 günlük aralarla ilaç uygulanıp, yeni çıkan yavruların erişkin hale gelip yumurtlamadan imha edilmesi gerekir. Kalıcı solventlerle (mazot gibi) seyreltilen ilaçlar, el ulaşmayacak yerlere konulan veya kullanılan haşere ilaçlarında kullanılabilirler. Mazotla seyreltilen kimyasalların kalıcı etkisi daha fazla olmaktadır. Kalıcı etkiye bağlı olarak çevre hasarı yüksek olmaktadır.


 


Haşere ilacı seçiminde en önemli ölçüt insan ve çevre sağlığına zarar vermeyecek ürün seçimidir. Kullanılan ilaç ve taşıyıcıları biyoparçalanır olmalı, beklenen etki süresinin sonunda zararlı olmayan maddelere dönüşerek bozulmalıdır. Kesinlikle birikim yapmamalıdır. Günün herhangi saatinde uygulama yapılabilmelidir, uygulama alanını boşaltmaya gerek kalmamalıdır. Maksimum oranda etkili fakat minimum dozda kullanılacak kadar aktif olmalıdır.


 


Özellikle diş çevrede kullanılacak ilaçların hedef canlılarda etken olmalı, zehirli yemi yiyerek ölen hayvanı yiyen canlılarda zehirlenme riski yaratmamalıdır. Özellikle diş çevre ilaç seçiminde “Doğal Hayatı Koruma” derneklerince önerilen yapıda ve özelliklerde olmalıdır. Ziraat ilaçları veya haşere ilaçları zararlıları öldürürken yaşamın kritik eko dengesini bozmamalıdırlar.


 


Kolay ulaşılabilir olması ile ziraat ilaçları haşerelerden kurtulmada sıklıkla başvurulan kimyasallardır. Ziraat ilaçları temasla, buharlaşma yoluyla diğer canlılarda kalıcı hasarlara yol açabilmektedir. Ziraat ilaçları mutlaka kullanmak zorunda kalındığında eldiven maske kullanımı ihmal edilmemelidir. İlaçlama sonrasında tüm vücut yıkanmalı, özellikle eller yıkanmadan yiyecek ve içecek tüketilmemelidir. İlaçlamada kullanılan eldiven maske türü yardımcı malzeme ve boş ambalajlar diğer geri dönüşebilir atıklarla karışmayacak, başka amaçlarla kullanılmayacak şekilde imha edilmelidir.


 


WHO (dünya sağlık örgütü) yaşama zarar vermeyen kimyasalların kullanılmasına izin vermektedir. Güvenliği Avrupa birliğince belirlenen toksisite sınırlarını aşmamalıdır. İlaç seçiminde “WHO” nun onayladığı ürünler seçilerek zararlıları yok etmek mümkündür. Her yıl aralıklarla yapılan periyodik temizliklerin ardından haşerelere karşı ilaçlama ihmal edilmemelidir. Öğrene bilen haşerelerle mücadelede (fare, karafatma gibi) etkisi geç ortaya çıkan ürünler seçilmelidir.


 


Spreyleme yapıldığında haşerelerin bulunduğu yüzeylere uygulandığında, yüzey yıkanmadığı ve silinmediği sürece, uzun süre kontrol sağlayabilmelidir. Hızlı düşürücü etki (Knockdown) ve güçlü öldürücü etki ile haşereleri saklandıkları yerden çıkaracak “Flash-out” etkisi olmalıdır. Kolay kullanılır ve ekonomik olmalıdır.


 


Uygulama alanlarının seçiminde zemine, düz yüzeylere, haşerenin yürüme alanlarına, pencere dibi kapı üstleri ağır eşyaların arkasına uygulanmalıdr. Yem formundaki ilaçları kap içinde ve kuru yemi biraz nemlendirerek koyulmalıdır.


 


İş yerimizin zeminin döşemeden önce (muşamba, parke gibi) zemin altına toz sönmemiş kireç atılması konaçlanmalarını engellemek açısından etkin ve uygulanabilir yöntemdir.


 


İşyerlerimizin pencerelerine yaptıracağımız sinekliklerle, istenmeyen canlıların dışardan girişleri büyük ölçüde engellene bilir. Sineklikler kalıcı olabileceği gibi gereğinde çıkartılıp temizlenip tekrar takılacak halde hazırlana bilir. Plastik kolay yıprandığı gibi kemirgenler tarafından kolaylıkla delinebilir. Kullanılacak tellerin ömürleri ve temizlik kolaylığı nedeniyle alüminyum olanları tercih edilmelidir. Haşerelerin çıkma ihtimali olan kanalizasyon havalandırma delikleri mutlaka alüminyum tellerle sıkıca kapatılmalıdır. Alaturka tuvaletlerde kanal delikleri geri açılamayan sifonlarla örtülmelidir. Hijyen kurallarına uyulan ortamda haşerelerin yaşaması olanaksızdır.


 


İşyerlerimizde mutlaka hijyen kurallarına uyulması gerekmektedir. Kimyasalların gıda maddeleri karışması riskine ek olarak haşarat tehdidi yaratması nedeniyle iş yerindeki beslenme saatlerine uyulmalıdır. Topluca zamanında beslenmenin ardından iş alanlarında beslenmeye izin verilmemelidir.


 


Çalışma masalarının üzerinde ve yerlerdeki yemek parçacıkları iş yerinde ciddi risklere neden olurlar. Dolapların masaların üzerindeki yiyecek kırıntıları, yıllanan çay ve şeker kalıntıları istenmeyen canlıların en sevdikleri besinlerdir, vasat teşkil ederler.


 


Özellikle laboratuarlarda depolar ve bisküvi ve şeker kırıntıları ile personel dolapları kemirgenlerin en sevdiği bölgelerdir. Mutlaka dolapların periyodik olarak denetlenerek yiyecek maddelerinin, kırıntıların bulunması engellenmelidir.


 


Haşereler, bulaştırdıkları enfeksiyonlarla risk taşırlar. Kemirme alışkanlıklarıyla elektrik kabloları, makineler ve elektronik
sistemleri kemirirler. İş gücü kaybı, güvenlik ve iletişim sorunları hatta yangınlara neden olurlar. En doğru ilaç temizliktir. Hijyen kurallarına harfiyen uyulması iş yerlerinin sürekli denetlenmesi, sağlıklı ve görünmez kazasız çalışma hayatı oluşturmak için uzman yardım almamız gerekmektedir.


 


Uzman yardım alırken neler isteyeceğimizi bilmemiz, haşarat mücadelesinde başarı şansımızı artıracaktır. Ziraat mühendisliğinden mezun ve konu üzerinde özel eğitim alan uzmanlar çevreyi ve insan sağlığını koruyarak en doğru şekilde mücadeleyi vereceklerdir.


 


 


Dr. Kim Müh L. Sevgi Özyeğin*, Ece Banu Yeşilbek**


 


*M.Ü.S.H.M.Y.O.Diş Protez Bölümü, ** Serbest Diş Hekimi İzmir,


Email: [email protected] [email protected]


 


 


Kaynakçalar:


-Bilgilendirme Formları, Bayer Türk Kimya San. Ltd. Şti. 2006 İzmir


http://www.hekimce.com/konu.php?konu=603


http://www.exosect.com/solutions/pests/cockroach.asp


http://www.wissen.swr.de/sf/begleit/bg0016/nn10n.htm 


http://www.thesahara.net/head_lice.htm


http://www.hekimce.com/konu.php?konu=603


http://www.topkim.com.tr/tk/pets.asp?title=1


http://www.populerbilgi.com/hayvanlar/pire.php


http://search.lycos.co.uk/searchFrame/searchframe.html?url=http%3A%2F%2Fwww.the-piedpiper.co.uk%2Fth5a.htm&query=cravats&SITE=uk&cat=loc&qstr=matchmode%3Dand%26cat%3Dloc%26engine%3Dpangora%26query%3Dcravats


http://www.ulb.ac.be/sciences/biodic/index.html


http://www.gotpetsonline.com/websites/site/constructor


http://www.meehawl.dyndns.org:1080/Webstore/Rats%20Karni%20Mata%20Hindu%20Temple


http://www.ilaclamaservisi.com/index.htm


http://www.ilaclamaservisi.com/bocekturleri.htm


http://www.allergease.co.uk/main/mites.html



 


YASAL UYARI: Bu yazı/haber/makale’nin bütün yayın ve çoğaltma hakları VESTİYER YAYIN GRUBU’na aittir. Kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen iktibas edilmesi yasaktır.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir