Selçuk Üniversitesinden Prof. Dr. Sema Hakkı, Borlu Antibakteriyel Bir Gargara Geliştirdi

Antibakteriyel özelliği dolayısıyla daha çok diş tedavisinde kullanılan ithal ağız gargaralarına alternatif olarak "bor" içerikli gargara geliştirdi. Buluş için hem Türkiye hem de ABD’den patent aldı.
Selçuk Üniversitesinden Prof. Dr. Sema Hakkı, Borlu Antibakteriyel Bir Gargara Geliştirdi Selçuk Üniversitesinden Prof. Dr. Sema Hakkı, Borlu Antibakteriyel Bir Gargara Geliştirdi
Selçuk Üniversitesinden Prof. Dr. Sema Hakkı, Borlu Antibakteriyel Bir Gargara Geliştirdi
Selçuk Üniversitesi’nde 2006 yılından bu yana borik asidin sağlık açısından faydalarına ilişkin araştırma yapan Prof. Dr. Sema Hakkı, borik asidi antibakteriyel özelliği dolayısıyla gargara olarak bilinen ağız çalkalama suyu yapımı için kullanmaya karar verdi.

Çeşitli testlerin ardından bor maddesi kullanılarak yapılan gargaranın, antibakteriyel özelliği olduğunu ve hücrelerin canlılığını azaltmadığını tespit eden Hakkı, yaptığı başvurular sonucunda buluş için hem Türkiye’de hem ABD’de patent aldı.
 
Selçuk Üniversitesinden Prof. Dr. Sema Hakkı, Borlu Antibakteriyel Bir Gargara GeliştirdiProf. Dr. Hakkı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2006 yılında Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü’ne (BOREN) sunduğu projenin kabul edilmesiyle borla ilgilenmeye başladığını söyledi. Dünya rezervlerinin yüzde 70’i Türkiye’de olan borun önemli ve hayati bir element olduğunu belirten Hakkı, "Bir dönem, yurt dışında ‘Bor sağlığa zararlıdır’ gibi karalamalar yapılmaya başlanmıştı. Biz de milli duygularla borun kemik hücreleri üzerinde olumlu etkisine dair çalışmalar yapmaya karar verdik." dedi.

"Testlerden olumlu sonuç alınca bor içeren gargarayı ürettik"

Proje kapsamında yürüttükleri çalışmalarda, bor maddesinin kemik hücreleri üzerindeki olumlu etkisini tespit ettiklerini dile getiren Hakkı, şunları kaydetti: "Araştırdıkça borun aynı zamanda antibakteriyel olduğunu, antienflamatuar (iltihapla savaşan) olduğunu gördük. ‘Hem antienflamatuar hem de antibakteriyel özelliği olan bir elemental solüsyonu kullansak nasıl bir etki olur?’ diye düşündüğümüzde, borik asit içeren ağız gargarası fikri ortaya çıktı. Bununla ilgili ön çalışmalar yaptık. ‘Kullanacağımız solüsyon hücreler için toksik mi, herhangi bir yan etkisi var mı’ önce onları test ettik. Tüm testlerimizden olumlu sonuç alınca bor içeren gargarayı ürettik."

Prof. Dr. Hakkı, diş kliniklerinde tedavi sürecinde, günlük hayatta ise ağzı bakterilerden arındırmak için kullanılan gargaranın, ithal edildiğini ve alternatifinin bulunmadığını dile getirerek, "Piyasadaki gargarayı ne kadar sulandırırsanız sulandırın, hücreleri öldürücü bir potansiyeli var. Yani antibakteriyel ama bir yandan da toksik. Toksik, dokunduğu anda hücrelerin ölmesine sebep olan ya da belirli düzeylerde hücrelerin canlılığını azaltan bir şey. Dolayısıyla bakterileri öldürmek için kullanırken, aslında vücuttaki hücrelere bir miktar zarar veriliyor." diye konuştu.


"Hem antibakteriyel hem de vücudun kendi hücreleri için toksik değil"

Ürettikleri borik asit gargarasının, ithal gargaraya oranla, diş etindeki kanamayı azalttığını, olumlu etkisi olduğunu gördüklerini aktaran Hakkı, şöyle devam etti: "Bizim icat ettiğimiz gargaranın pek çok parametrede diğeriyle yarıştığını gördük. Yani toksik değil ve bir yandan da antibakteriyel. Kanama bizim için çok önemli bir bulgudur. Piyasadaki ürün toksik, yani hücrelere zarar verici olmasına rağmen büyük bir pazara sahip. Borik asidin avantajı ise hem antibakteriyel hem de vücudun kendi hücreleri için toksik değil. Bor içeren gargaramız hem antibakteriyel hem toksik değil hem de hammaddesi çok kolaylıkla elde edilebilecek bir materyal."
Reklam

Hakkı, ürettikleri gargaranın maliyetinini piyasadaki ürüne oranla çok daha düşük olduğuna dikkati çekerek, "Bu ürünün seri üretimine başlanabilirse, hem kendi bor rezervimizi kullanmış olacağız hem de bundan katkı payı yüksek bir ürünü elde etmiş olacağız. Patentini aldığımız ürün, uluslararası düzeyde dünyada da satışı gerçekleşebilecek bir şey." ifadelerini kullandı. Ürettikleri gargarayı şimdilik sadece klinikte hastalara kullandıklarını belirten Prof. Dr. Sema Hakkı, dünyadaki yıllık cirosu 40 milyon dolar civarında olan ürünün ticarileşme potansiyelinin de yüksek olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: cnnturk.com

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir