Prof. Dr. Hakkı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2006 yılında Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü’ne (BOREN) sunduğu projenin kabul edilmesiyle borla ilgilenmeye başladığını söyledi. Dünya rezervlerinin yüzde 70’i Türkiye’de olan borun önemli ve hayati bir element olduğunu belirten Hakkı, "Bir dönem, yurt dışında ‘Bor sağlığa zararlıdır’ gibi karalamalar yapılmaya başlanmıştı. Biz de milli duygularla borun kemik hücreleri üzerinde olumlu etkisine dair çalışmalar yapmaya karar verdik." dedi.Prof. Dr. Hakkı, diş kliniklerinde tedavi sürecinde, günlük hayatta ise ağzı bakterilerden arındırmak için kullanılan gargaranın, ithal edildiğini ve alternatifinin bulunmadığını dile getirerek, "Piyasadaki gargarayı ne kadar sulandırırsanız sulandırın, hücreleri öldürücü bir potansiyeli var. Yani antibakteriyel ama bir yandan da toksik. Toksik, dokunduğu anda hücrelerin ölmesine sebep olan ya da belirli düzeylerde hücrelerin canlılığını azaltan bir şey. Dolayısıyla bakterileri öldürmek için kullanırken, aslında vücuttaki hücrelere bir miktar zarar veriliyor." diye konuştu.
Hakkı, ürettikleri gargaranın maliyetinini piyasadaki ürüne oranla çok daha düşük olduğuna dikkati çekerek, "Bu ürünün seri üretimine başlanabilirse, hem kendi bor rezervimizi kullanmış olacağız hem de bundan katkı payı yüksek bir ürünü elde etmiş olacağız. Patentini aldığımız ürün, uluslararası düzeyde dünyada da satışı gerçekleşebilecek bir şey." ifadelerini kullandı. Ürettikleri gargarayı şimdilik sadece klinikte hastalara kullandıklarını belirten Prof. Dr. Sema Hakkı, dünyadaki yıllık cirosu 40 milyon dolar civarında olan ürünün ticarileşme potansiyelinin de yüksek olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: cnnturk.com