Dişhekimi muayenehanesinde sanal gerçeklik

1994’te, medyanın da büyük ilgisiyle, Glasgow kent merkezinde yepyeni bir muayenehane açtım. Medyanın ilgisinin sebebi mi? Aslında, benim görüşüme göre, dizaynı her yönüyle farklı olan yepyeni ve harika bir muayenehane yaratmış olmamıza rağmen basının, halkın ve hastaların muayenehanenin açılışında (halen şu anda da) ilgisini çeken şey hasta tedavisinde ve eğitiminde sanal gerçeklikten yararlanacağımızı iddia etmemizdi.
Dişhekimi muayenehanesinde sanal gerçeklik Dişhekimi muayenehanesinde sanal gerçeklik
Dişhekimi muayenehanesinde sanal gerçeklik

Dr. Jerome, Glasgow Iskoya’da modern bir muayenehane işletmektedir. Bu yazıda, muayenehanede hastaları yatıştırmak ve dikkatlerini başka yöne çekmek konusundaki sanal gerçeklik deneyimlerini aktarmakta ve dişhekimliğinde sanal gerçekliğin heyecan verici dünyasında dolaşmaktadır.


 


1994’te, medyanın da büyük ilgisiyle, Glasgow kent merkezinde yepyeni bir muayenehane açtım. Medyanın ilgisinin sebebi mi? Aslında, benim görüşüme göre, dizaynı her yönüyle farklı olan yepyeni ve harika bir muayenehane yaratmış olmamıza rağmen basının, halkın ve hastaların muayenehanenin açılışında (halen şu anda da) ilgisini çeken şey hasta tedavisinde ve eğitiminde sanal gerçeklikten yararlanacağımızı iddia etmemizdi.


 


Dişhekimliğinde sanal gerçeklik kavramıyla tam olarak ne anlatmak istediğime gelince… Tedavi odasını düzenlemeye başladığım zaman, hasta koltuğunun hemen yukarısına yerleştirilmek üzere ağırlığı az olan bir televizyon bulmayı denedim. (Hatta kabuslarımda pek çok kez TV’nin hastanın üzerine düştüğünü gördüm… Tabii plazma ekranların çıkmasına birkaç yıl daha vardı…) Daha sonra hasta koltuğunun yukarısına bir ayna yerleştirmeyi, televizyonu da yere koymayı düşündüm ama bunun da lojistiği çok karmaşıktı.


 


O sıralarda erkek kardeşim Time dergisinde yayınlanan, hekimlerin endoskopi yaparken kullandıkları, içinde minyatür bir monitör bulunan başlıkla ilgili bir makale gönderdi. Şirketin adı makalede verilmişti ve birkaç hafta içinde 1800 İngiliz sterlini ödeyerek bir ‘Virtual Vision’ başlığına sahip oldum. Cihaz oldukça hacimliydi, çözünürlüğü düşüktü, sadece sağ gözün monitörü görebileceği şekilde tasarlanmıştı ama hayal ettiğim TV düzeneği konusunda avantajları vardı; tabii hastayı da göz ardı edemezdim ve aletle beraber verilen kulaklıklar tedavi sırasında çıkan sesleri engellemek konusunda son derece kullanışlıydı.


 


Cihazın hastaya sağladığı avantajların yanı sıra, diğer bir yararı da medyanın ilgisini çekmesiydi. İngiltere’de ‘Sanal Gerceklik’ kullanan ilk muayenehane olarak New Scientist, The Face ve hatta Reader’s Digest’e bile ‘ve sonunda’ spotuyla ilanlar verdik!


 


Teknoloji 1990’ların ortasından sonra çok fazla ilerleme gösterdi. Virtual I-O bazı dental üreticiler tarafından kısa bir süre satılan 2 gözlü başlık üretti, biz şu anda Olympus’un ‘eye-trek’ gözlüklerini kullanıyoruz (Bu şirketlerin hiçbirinin hissedarı değilim). Bunlar orijinal başlığa oranla daha küçük boyuta sahipler, kolaylıkla temizleniyorlar, 2×1,5 cm monitörlere sahipler ve hastalar tarafından seviliyorlar. Bunları farklı amaçlarla kullanıyoruz:


 


Yeni hastaların ilk muayenelerinde, ben tedavi planlaması yaparken hastanın başlığı kullanmasını sağlıyoruz. Hasta mükemmel bir sualtı filmi izliyor. Daha sonra ağız-içi kamerayı çalıştırıyorum ve hastayı kendi ağzında sanal bir tura çıkarıyorum (Hastanın gördüklerinin aynısını ben de monitörden izliyorum). Bu sayede hastalara ağızda ne tür tedaviler yapılması gerektiğini, hangi bölgelerin daha iyi fırçalanması gerektiğini, vb. gösterebiliyorum.

Add a comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir